Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/567 E. 2022/1517 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/567
KARAR NO : 2022/1517

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2021
NUMARASI : 2020/526 E., 2021/11 K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/526 Esas, 2021/11 Karar sayılı dosyasında verilen 08/01/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında …… İcra Müdürlüğünün….. esas sayılı takıp dosyasıyla icra takibinde bulunulduğunu, borçlu tarafından icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk başvuru ön şartının gerçekleştiğini, tüm çabalarına rağmen uzlaşmanın sağlanamadığını, borçlunun itirazının yerinde olmadığını, davalının borcunu zamanında ödememesi nedeniyle hesap katı yapıldığını, bunun tarafına ihtar edildiğini ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, icra takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız şekilde ilamsız icra takibine girişildiğini, takibe konu alacağın kredi sözleşmesine dayandırıldığını, borçlu şirket …. adına alacaklı bankadan kredi çekildiğini, bu kredinin ödendiğini, takibe konu borcun ……adına düzenlenen kredi kartına ait borç olduğunu, müvekkilinin bahse konu şirketin yetkilisi, ortağı veya temsilcisi olmadığını belirterek davanın reddine, icra takibinin iptaline, davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…takibe yapılan şikayet ile ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığı iddiasının …… İcra hukuk mahkemesi …. E sayılı dosyasında karara bağlandığı buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin 08/10/2018 olarak düzeltildiği anlaşılmış olup, davalının ödeme emrine 11/10/2018 tarihinde itiraz edildiği görülmüştür. Buna göre takip 11/10/2018 tarihinde takip durmuş olup İ.İ.K.nuna göre itirazın iptali davası 1 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. İtirazın yapılması tek başına hak düşürücü süreyi başlatmayacak olup, itirazın alacaklı tarafından öğrenilmesi gerekmedir. Davalı İcra Hukuk Mahkemesine 06/11/2018 tarihinde cevap dilekçesi verdiğine göre itirazın en geç 06/11/2018 tarihinde öğrenmiş sayılacağı o mümkün değilse İcra Hukuk Mahkemesinde 14/03/2019 tarihinde davalı/alacaklı vekilinin yüzüne tefhim edilen kararda itirazın süresi içinde olduğu da hüküm altına alınmıştır. Davacı itirazın en geç 14/03/2019 tarihinde öğrenmiş sayılacağı kabulü gerekeceğinden hak düşürücü süre dahilinde açılmayan iş bu davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının açıkça kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükmünün yeterince açık ve net olduğunu, 67. maddenin 1.fıkrası gereği takip talebine itiraz eden alacaklı tarafından, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edilebileceğinin yer aldığını, taraflarına takibe itiraz edildiğine dair herhangi bir tebligatın ulaşmadığını, yerel mahkemenin yapılan işlemler dahilinde tebliğ edilmemiş bir tebligatı öğrenilmiş saymasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece Mahkemesince, davacı banka tarafından davalı aleyhine genel kredi sözleşmesine dayanılarak….. İcra Müdürlüğü’nün ….takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, ancak davalının borca ve tüm ferilerine itirazında bulunduğu, davalı borçlunun icra dosyasında yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla ……İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluna gittiği, icra mahkemesince …… tarihinde davalı banka vekilinin yüzüne karşı tefhimle şikayetin kabulüne karar verildiği, ancak davacı tarafından iş bu itirazın iptali davasının …. tarihinde açıldığı, dolayısıyla davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İİK’nun 67/1. maddesi ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Davaya konu icra dosyasında davalı borçlunun borca itirazlarının davacı alacaklı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına geçilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve esasa girilerek karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/01/2021 tarih, 2020/526 Esas, 2021/11 Karar sayılı KARARIN KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf karar ve ilam harcının talep halinde istinaf yoluna başvuran davacıya iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 13/10/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi. 13/10/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”