Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/557 E. 2022/1419 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/557
KARAR NO : 2022/1419

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : 2018/477 Esas, 2020/543 Karar
DAVACI : ..
VEKİLİ : Av…
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
YAZIM TARİHİ : 30/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/07/2020 tarih ve 2018/477 Esas, 2020/543 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; müvekkilinin…..vade tarihli …000 USD bedelli senedi tahsil edilmesi için davalı bankaya teslim ettiğini, davaya konu senedin 02/07/2015 tarihinde ….Bankası …. Şubesine borçlular tarafından ödendiğini, daha sonra söz konusu işlemin iptal edildiğini, müvekkiline ait bononun üzerine ödendi ibaresiyle birlikte senedin yanlışlıkla iptal edildiğine dair ibareler yazılarak müvekkiline iade edildiğini, davalı bankanın yetkisiz olarak müvekkilini hesabına müdahale ederek 20.000 USD bedelli senedi zayi ettiğini, bu nedenle itirazının iptali ile takibin dövize uygulanan en yüksek mevduat faiziyle devamına, haksız itirazdan dolayı davalı/borçlunun alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili ; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu senedin senet borçlusu olmayan üçüncü bir şahıs tarafından ödendiğini, ödemeden kısa bir süre sonra şahsın banka şubesine dönerek yanlış senedi ödendiğini ve teslim aldığını farkedince banka çalışanınca hesaptan 20.000 USD geri çekildiğini, senet aslının davacıya teslim edildiğini belirterek, kısaca davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı banka müzekkere cevabında sehven yapılan ödemeye ilişkin 30/06/2015 tarihli 20.000,00 USD borçlusu …., ….olan senedin …. tarihinde ödenmek üzere …. tarafından şubeye getirdiğini bildirdiğini, buna dair belgeleri mahkeme dosyasına sunduğu anlaşıldığın, bankanın sehven yapmış olduğu bir işlemden dolayı davacının hesabına girmiş olmasının davacının gerçek anlamda hak sahibi olamayacağı, kaldı ki davacı tarafından bu paranın tahsil edilmesi durumunda dahi Türk Borçlar Kanununda düzenlenen TBK 77 de düzenlenen Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu, bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olacağı, davalı tarafça davacının alacaklı olduğu senede ait tahsilatın sehven yapıldığının ve çok kısa bir süre içerisinde bu hatanın giderilerek senedin üzerine yanlışlıkla ödendiği ibaresinin belirtilmek sureti ile davacıya teslim edilmesi karşısında davacı tarafça açılan icra takibinin yerinde olmadığı anlaşıldığı, davacının davasının reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin ise kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması nedeni ile davalının kötü niyet talebi tazminatının reddine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme hüküm kurarken eksik ve yanlı bir şekilde düzenlenen bilirkişi raporunu esas aldığını, müvekkile ait …….000 Amerikan Doları bedelli senet vadesinde senet borçlusu tarafından ödendiğini, söz konusu ödeme davalı banka personeli tarafından tahsil edildiğini, müvekkilin hesabına yatırıldığını, söz konusu tahsilât sırasında müvekkile ait senet üzerine ödendi ibaresi düşüldüğünü, ancak daha sonra sebebini bilmedikleri bir nedenle müvekkilin hesabına yatırılan …..000 Amerikan Doları müvekkilin muvafakati olmadan hesabından tekrar çekildiğini, hal böyleyken sayın bilirkişi yaşanan olayda bankanın kusuru olmadığını ve bankaların bazı durumlarda müşteri hesaplarına müdahale ile bir takım yanlışlıkları düzeltebileceğini iddia ettiğini, ortada düzeltilmesi gereken bir yanlışlık bulunmadığını, senet vadesinde borçlu tarafından ödendiğini ve tahsil edilen para müvekkil hesabına yattığını, bilirkişinin gerek bankacılık ve gerekse de hukuki bilgi anlamda gerekli yeterliliğe sahip olmadığının açık olduğunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 4398 Sayılı Bankalar Kanunu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir kabul edilen Bankaların sorumlulukları ve yine birçok Yargıtay kararında da değinilen Bankaların kusursuz sorumluluğuna değinmeden, bilimsellikten uzak bir bilirkişi raporu düzenlediğini, Bankalar Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olduklarını, bilirkişi yaşanan olayda davalı bankanın bir başka müşterisine ait bonoyu tahsil etmek isterken sehven davacıya ait bono bedelini tahsil ettiğini, davacının kendisine ait olmayan bir paranın sehven hesabına yatırılmış olması nedeniyle bu bedeli icra takibi kanalı ile tahsil etmeye hakkı bulunmadığı düşünülmekte olduğu belirtildiğini, ayrıca davalı bankanın kusuru olmadığını ve bankaların bazı durumlarda müşteri hesaplarına müdahale ile bir takım yanlışlıkları düzeltebilceğini iddia ettiğini, ancak ortada düzeltilmesi gereken bir yanlışlık bulunmadığını, senedin vadesinde borçlu tarafından ödendiğini ve tahsil edilen paranın müvekkil hesabına yattığını, müvekkil tarafından tahsil edilmesi amacıyla bankaya teslim edilen bono üzerine ödendi kaşesi vurulduğunu, bilirkişinin gerek bankacılık ve gerekse de hukuki bilgi anlamda gerekli yeterliliğe sahip olmadığını, mahkemenin hukukçu ve bankacılık alanında uzman bilirkişilerden yeni bir rapor aldırması gerektiğini, mahkemece davalı tarafın daha önceki beyanları görmezden geldiğini, yargılamanın hiç bir aşamasında ismi geçmeyen, yargılamanın son safahatında davalının bildirdiği kişileri huzurunda dinleme gereği dahi görmeden, tamamen davalının dosyaya sunduğu evraklar üzerinden değerlendirme yaparak davayı ret ettiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, davalı banka tarafından davacının alacaklı olduğu senede senette borçlu olmayan üçüncü bir şahsın sehven ödeme yapması ve sonrasında işlemin geri alınması ve senet üzerine ödendi kaydı düşülmesinden dolayı oluşan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde; dava dayanağı bononun üzerine bankaca ödendi kaydı oluşturulması durumunun bononun kambiyo senedi vasfı olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı ve senedin zayiine neden olmayacağı değerlendirilmiş ancak takip dosyasının incelenmesinde takip dayanağının söz konusu bono olduğu dolayısıyla dava ile bono bedelinin ödenmesinin de talep edildiği görülmekle, davacının dayandığı gerekçenin sadece zayie dayalı olmayıp aynı zamanda hesaba giren paranın kendi bilgisi dışında ismi dahi bankaca dava dosyasına bildirilemeyen 3. Kişiye yeniden ödendiği hususu dikkate alındığında davacının iradesi olmadan hesabından çıkış yapılması, çıkışı yapılan paranın ismi dahi belirlenemeyen 3. Kişiye verilmesi hususunun ve bunda bankanın kusurunun değerlendirilmeden ve davacının bu yöndeki talepleri karşılanmadan mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde deliller toplanıp değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2020 tarih ve 2018/477 Esas, 2020/543 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”