Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/521 E. 2022/1577 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/521
KARAR NO : 2022/1577

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2020
NUMARASI : 2018/1179 E., 2020/654 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. … – .
DAVALI : .
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2018/1179 Esas, 2020/654 Karar sayılı dosyasında verilen 09/10/2020 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğünün …. esas numaralı dosyası ile icra takibi yapıldığını, buna ilişkin müvekkiline yenileme emri gönderildiğini, müvekkili tarafından ödeme ve yenileme emrine süresi içerisinde itiraz edildiğini, müvekkilinin davalı şirkete borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davalı şirketten KDV dahil 23.301,99 TL değerinde malzeme satın aldığını, müvekkilinin davalı şirketten bir defa alışveriş yaptığını, malzemenin karşılığını da malzeme teslim edilmeden peşin olarak ödediğini, davalı şirket tarafından müvekkilinin borcunun bulunmadığı bilindiği halde haksız ve usulsüz bir şekilde icra takibi başlatıldığını, bu nedenle öncelikle kötüniyetli açılan takibin durdurulmasını, müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine ve takibin iptaline, müvekkilinin ticari hayatına zarar veren davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya … esas nolu icra dosyası ile takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklandığını, mezkur alacak miktarına binaen 31.607,09 TL’lik borcun müvekkili şirkete ödenmediğini, bu borcun ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine, kötüniyetli açılan dava sebebiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davalının davacıyla 2014, 2015 ve 2016 yıllarında yapmış olduğu ticari münasebetlerinin bilgisayar çıktısında görüleceği üzere davacıyla yapılan ticari münasebetlerinin bilgisayar çıktısı ile dava dosyasına dayanak olan icra takibi dosyasına ibraz edilen davacıyla yapılan ticari münasebetlerinin bilgisayar çıktısının birbirinden farklı olduğu, dava dosyasına dayanak olan icra takibi dosyasına ibraz edilen bilgisayar çıktısında davalının davacıdan alacağının 31.607,09-TL görüldüğü halde dosyaya sunulan bilgisayar çıktısında davalının davacıdan alacağının 19.781,77-TL olduğu, hem dava dosyasına dayanak olan icra takibi dosyasına ibraz edilen anılan bilgisayar çıktısı hem de dosyaya sunulan bilgisayar çıktısı incelendiğinde, davalının davacı adına sadece dava dosyasının içerisinde de bulunan …. tarih…. seri numaralı …TL tutarındaki faturayı düzenlediği halde davalının …..Adına düzenlediği …. tarih …. seri numaralı ….-USD tutarlı ve ….tarih …seri numaralı…-USD tutarlı iki adet faturayı da davacının hesabına …. TL olarak kayıt ettiği, ayrıca dosyaya sunulan davalının anılan bilgisayar çıktısında görüleceği üzere davacının dava dilekçesinde belirttiği ve dava dilekçesine eklediği ödeme banka dekontunda belirtilen …EURO (….-TL) dışında da davalının davacıdan ….-TL daha tahsilatlar yapıldığı kaydının olduğu tespit edilmiştir. Herhangi bir tarafın delil olarak gösterdiği dayanak belgelerinin hükme esas alınacağı, defterlerinde ve diğer kendi düzenlediği belgelerinde gösterdiği hususların aleyhine delil olacağı dikkate alınarak;
dosyaya sunulan davalının anılan bilgisayar çıktısında kayıt edilen davacıdan tahsil edildiği belirtilen tahsilatların, davalının davacı harici … Adına düzenlediği …. tarih …. seri numaralı …. tutarlı ve … tarih ….seri numaralı …tutarlı iki adet faturalara istinaden tahsil edildiği kabul edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen dava harici ….adına düzenlenen iki adet faturanın, yapılan tahsilatlar nedeniyle davacı adına kayıt edilmesi gerektiği anlaşıldığından hüküm kurmaya uygun bilirkişi raporu dikkate alınarak davacıdan alacağının olacağı kanaatine ulaşılmış, bu nedenle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. 1-Davanın kısmen kabulü ile; Davacının davalı tarafa …icra dairesi …. Esas numaralı takip ve dayanağı cari hesap borç dökümü belgesinden dolayı ….-TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar müvekkili şirketten bir kere alışveriş yapmış olduğunu ve yapılan bu alışverişin bedelinin KDV dahil… TL olduğunu beyan etmiş ise de bu iddianın dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olduğunu, bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin hatalı ve eksik olduğunu, müvekkilinin 2014, 2015 ve 2016 yılına ait yevmiye envanter ve kebir defterlerini yerinde ibraz ettiğini, müvekkilinin, tacir olmanın yükümlülüklerini yerine getiren basiretli bir tacir olduğunu, açılan menfi tespit davasının haksız ve kötüniyetli olup, müvekkili davalının ticari itibarını zedelemeye yönelik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, müvekkillinin davalı şirkete karşı muaccel bir borcunun bulunmadığını, davalı şirketten bir defaya mahsus KDV dahil 23.301,99 TL tutarında malzeme alındığını ve bu alışverişten doğan malzemenin değerinin müvekkili tarafından peşin olarak ödendiğini, söz konusu alışverişe ait fatura örneğini ve satın alınan malzemenin bedelinin ödendiğine dair ödeme dekontunun da dosya içerisinde bulunduğunu, 06.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, müvekkili adına sadece …. tarih ve… seri numaralı, …TL tutarında fatura düzenlendiğini, davalı şirketin…tarih ve …..seri numaralı …USD tutarlı ve …. tarih ve …. seri numaralı …USD tutarlı toplam…. TL tutarlı iki fatura … adına düzenlenip bu şirket hesabına kayıt edildiğinin belirtildiğini, söz konusu faturalardan dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, karara konu bilirkişi raporunun da hükme elverişli olmadığını, dava dışı 3. kişi konumunda bulunan …şirkete tanzim edilen faturalardan dolayı bu şirket hakkında takibe girişmeden bu fatura bedellerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava cari hesaba dayalı ilamsız icra takibine vaki menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı yan, davacı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile …. TL cari hesap borç döküm belgesine dayalı alacak için ilamsız icra takibi başlatmış, takip kesinleşmiş, davacı borçlu icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti talebi ile menfi tespit davası açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak dosyaya kazandırılan 06/03/2019 tarihli kök rapor alınmış, bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde alt hesap tutulmadığı bu nedenle ticari ilişkinin kimle, hangi fatura karşılığı yapıldığı, ticari ilişki sonunda ödenen veya tahsil edilen fatura olup olmadığının tam ve belirgin bir şekilde tespit edilemediği, icra takip dosyasına ibraz edilen cari hesap bakiyesi belgesi ile dava dosyasına sunulan belgenin farklı olduğu, davalının davacı adına sadece ….tarih … seri numaralı…. TL tutarındaki faturayı düzenlediği halde, dava dışı ….seri nolu ….USD ve…seri numaralı….iki adet faturayı da davacının hesabına…TL olarak kayıt ettiği, davacının davalıya ….Euro yani ….TL ödeme yaptığı, ancak davalının davacıdan ….TL daha tahsilat yaptığı tespit edilmiş, mahkeme tarafından yapılan bu fazla ödemenin …… adına düzenlenen faturalara karşılık yapıldığının kabulü halinde davalının davacıdan ……. daha alacağının olduğu, aksi kabul halinde ise davalının davalıdan alacağının ….TL olacağı belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar üzerine alınan ek raporda da aynı minvalde görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından ise; davacı adına düzenlenmeyen …. USD ve …. USD bedelli faturaların da davacı hesabına dahil olduğunun kabulü ile cari hesap borç dökümü belgesinden dolayı davacının icra takibinde talep edilen miktarın …. TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davacı hesabına kaydedilen …. edilen mal bedeli karşılığı olduğunun kabulü mümkün değildir. Zira; davacının … isimli şirketin borçlarını benimsediğine dair tüm dosya kapsamında bir belge, bulgu, tespit mevcut değildir. Davacı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/117 talimat sayılı dosyasında isticvap edilmiş, beyanında; ….isimli şirketi bilmediğini, davadışı adı geçen şirkete düzenlenen faturaların hesabına kaydedilip kaydedilmediğini bilmediğini, üzerine kayıtlı olan şirket ile …. isimli şirketin arasında bağlantı olup olmadığını bilmediğini söylemiştir. Davacının adına kesilmemiş olan faturayı ve buna ilişkin borcu benimsemediği açıktır. Hal böyle iken; davacı adına düzenlenmeyen iki adet faturadan kaynaklı olarak davacıyı borçlu kabul etmek yerinde değildir. Davacının kabul ettiği ve davalının kayıtlarında da bulunan … tarih …. seri numaralı… TL tutarındaki faturadan kaynaklı olarak …. TL borçlu bulunduğu, yine davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıya….Euro yani…. TL ödeme yaptığı sabit olduğundan; bakiye …TL yönünden davacının davalıya borçlu bulunduğu, icra takibinde talep edilen bu kısım dışındaki alacaktan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti gerekirken; …. TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yerinde değildir.
Hal böyle olunca, taraf vekillerinin istinaf başvurusunda belirtilen ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak mahkemece yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 807,77 TL harçtan peşin alınan 162,10 TL harç mahsup edilerek bakiye 645,67 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/10/2020 tarih ve 2018/1179 Esas, 2020/654 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri istinaf başvurma harcı 162,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
C)6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Davacının davalı tarafa … İcra Dairesi…. Esas numaralı takip ve dayanağı cari hesap borç dökümü belgesinden dolayı 30.633,92 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.092,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 539,78-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.552,82 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacının peşin yatırdığı 539,78 TL harcın yargılama giderlerine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.294,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.254,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 973,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
9-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”