Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/519 E. 2022/1511 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/519
KARAR NO : 2022/1511

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
NUMARASI : 2020/231 Esas, 2021/54 Karar
DAVACI :..
VEKİLİ : Av. ..
..
DAVALILAR : 1.
VEKİLİ : Av..
.
: 2-.
: 3-.
İHBAR OLUNAN : .
.
DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat (Kıdem Tazminatından Kaynaklı)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Taraflar arasında görülen davada GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnce verilen 26/01/2021 tarih ve 2020/231 esas, 2021/54 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı ..vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müdürlükleri bünyesinde hizmet alımı kapsamında temizlik işçisi olarak çalışırken emeklilik nedeniyle 31/10/2019 tarihinde işten ayrılan dava dışı …a toplam … TL kıdem tazminatı ödendiğini, her bir yüklenici firmanın, personeli çalıştırdıkları döneme ilişkin payları itibari ile kıdem tazminatından doğrudan sorumlu olduklarını, ….’ten 3.589,97-TL, …’ten 4.000,40-TL ve…’dan 1.640,85-TL mahsup yoluyla tahsil edildiğini, davalı firmalardan personeli çalıştırdıkları gün tutarınca mahsup edilen kısım dışında bakiye kıdem tazminatı rücu alacaklarının bulunduğunu, emeklilik nedeniyle 31/10/2019 tarihinde işten ayrılan taşeron firma personeli …a tamamının teşekküllerince ödenen toplamda 31.067,74-TL – 9.231,22-TL = 21.836,52-TL’nın davalı yüklenici firmaların hisselerine düşen kıdem tazminatının tazmini gerektiğini beyanla 21.836,52-TL’nin ödeme tarihi 20.11.2019’dan itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte her bir davalının hissesine isabet eden kısmının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili, 4857 sayılı İş Kanunu 112. maddesi uyarınca taşeron işçilerin işçilik hak ve alacaklarının üst işveren konumunda olan ilgili kamu kurum ve kuruluşu yani davacı idare tarafından ödenmesi gerektiğini ve alt işverenlerin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, öte yandan aralarındaki sözleşmeye göre kendilerine herhangi bir ödenek verilmediğini, kesintisiz olarak devreden zincirleme hizmet akitleri ve yasal düzenlemeler gereği, asıl işveren olan davacının, istihdam ettiği işçilerin tüm çalışma dönemlerine ilişkin tüm hak ve alacaklarından sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin talep edilen rücuen tazminat tutarından sorumlu olduğu kanaati getirilse dahi, ihale şirketleri yalnızca çalıştığı dönemlerde doğan alacaklardan üst işveren ile müştereken sorumlu olduğunu, aleyhe olan hiçbir husus kabul etmediklerini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava dışı işçi …..’ın alt işveren davalılar nezdinde belli dönemlerde çalıştığı, bu kişinin emekli olması sebebiyle asıl işveren davacı tarafından kıdem tazminatının ödendiği, 20.11.2019 tarihinde 31.067,74 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalı nezdinde çalışan işçilerin talep edecekleri işçilik alacaklarından dolayı davacı asıl işverenin sorumlu olmayacağının kararlaştırıldığı, davacının ödediği bedelin tamamını davalılardan talep hakkı bulunduğu belirtilerek her bir davalı hakkında işçinin çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere bilirkişi raporunda hesaplanan bedeller doğrultusunda, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekili, talebin 2 yıllık hak düşürücü süre geçmesi nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca sözleşmede aksi yönde hüküm yoksa her bir davalı işverenin çalışma süreleri ile sınırlı ve yarı yarıya sorumlu olabileceğini, şartnameyi davacının kendi lehine yorumladığını belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, davacı tarafından dava dışı işçinin kıdem tazminatının ödenmesi nedeniyle alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarında belirtildiği üzere, Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Davacı ile her bir üç davalı taşeronlar yönünden ayrı ayrı imzalanan Hizmet Alım Sözleşmeleri’nin “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarını düzenleyen 22. maddelerine göre; bu sorumluluklar genel şartnamenin 6. bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür. Maddenin atıf yaptığı Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 6. Bölüm 38/7 maddesine göre; “Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur”. Dairemizin 29/03/2018 tarih 2018/220 Esas, 2018/541 Karar sayılı kaldırma ilamında da hizmet alım sözleşmeleri ile bu sözleşmelerin eki niteliğindeki belgelerin celbi ile bu sözleşmelerde taraflar arasında alt işverende çalıştırılan işçinin işçilik alacaklarından sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda, dava dışı ihbar olunan işçi ….’ın davalılar nezdinde çalışmalarının bulunduğu, davacı asıl işveren tarafından cem’an 31.305,35 TL işçiye kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı ihtilafsız olup, her bir davalı nezdinde adı geçen işçinin çalışma süreleri ile orantılı olarak yukarıda belirtilen sözleşme ile atıf yapılan teknik şartname uyarınca sorumluluklarının ayrı ayrı tespiti gerekir. Alınan bilirkişi raporlarında dosyaya gelen hizmet süreleri ile uyumlu olarak işçinin her bir davalı şirketteki hizmet sürelerine nazaran rücuya esas kıdem tazminatı miktarının denetime elverişli olarak tespit edildiği, mahkemesince de bu rapor esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekilince de 23/11/2020 tarihli dilekçesi ile gelen bilirkişi raporuna göre HMK’nın 31. maddesi anlamında her bir davalı açısından talebin somutlaştırdığı görülmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde ihale şirketlerinin çalıştırdığı dönemle sınırlı olarak yarı yarıya sorumlu olacaklarını ileri sürmüşse de, yukarıda belirtilen sözleşme hükmün ile atıf yapılan genel şartname hükümleri uyarınca bu istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Diğer yandan alacağın kaynağı yanlar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklandığından TBK’nın 146. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacağından hak düşürücü sürenin geçtiği yönündeki istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı Ak Group vekilinin istinaf başvurusunun tümüyle esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalı …. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalı Ak Group Hizmet… Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı …… Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.
..
Üye

e-imzalıdır.
..
Katip
….
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”