Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/501 E. 2022/1429 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/501
KARAR NO : 2022/1429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2020/184 Esas, 2021/39 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
YAZIM TARİHİ : 30/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/01/2021 tarih ve 2020/184 Esas, 2021/39 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin 21/11/2016-21/11/2017 tarih aralığının kapsayacak şekilde davalı … ile mesleki sorumluluk poliçesi düzenlediğini, müvekkilinin iş ve eylemleri nedeniyle kendisine 28/07/2017 tarihinde 33.136,00 TL tutarında ceza kesildiğini, davalı … şirketinin haksız yere poliçe kapsamındaki zararı karşılamaması nedeniyle iş bu davanın açıldığını, belirtilen nedenlerle alacaklarının tahsilini işlemiş faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsilini talep ettiğini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının …. tarihlerini kapsayan Mesleki sorumluluk sigorta poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, düzenlenen poliçenin azami teminat limitinin 100.000,00 TL olduğunu, poliçede muafiyet şartlarının bulunduğunu, poliçe şartları gereği önceden bilinen veya halihazırdaki talebe neden olabilecek herhangi bir durumun poliçe başlangıç tarihinden önce sigortalı tarafından makul olarak bilindiği hallerin teminat dışı kaldığını, davacı talebinin ödenebilecek zararlardan olmadığını, hasarın aylık prim hizmet beyannamelerinin Yüksek Hakem Kurulu kararının tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde ek bildirgelerin verilmemesi nedeniyle meydana geldiğini, aylık prim hizmet bildirge dönemlerinin poliçe başlangıç tarihinden önce olduğunu, sigortalıdan hasarsızlık yazısı alındığını böyle bir hasarın bulunmadığını beyan ettiğini, anılan nedenlerle davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
Mahkemece; somut olayda 6102 sayılı TTK’nun 1439.maddesine göre tazminattan indirim koşulları bulunmadığından hükmedilen tazminattan her hangi bir indirim yapılmadığı, ayrıca her ne kadar davacı tarafından dava açılmadan önce sigortacıya 01.08.2017 tarihinde başvurulmuş ise de davacı tarafça dava dilekçesinde temerrüt tarihi olarak 16.08.2017 tarihi bildirilerek bu tarihten itibaren yasal faiz talep edilmiş olmakla, “taleple bağlılık ilkesi” gereğince 16.08.2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, elde edilen sonuca göre de davacının davasının kabulü ile 33.136,00-TL’nin, temerrüt tarihi olan 16.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Şirketin’den ( Eski Ünvanı …. SİGORTA) alınarak davacı …’e verilmesine dair karar vermek gerekmiş olduğu kanaatlerine esas bu gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, poliçe muafiyet şartları mevcut olduğunu, poliçe şartları gereği önceden bilinen veya halihazırdaki talebe neden olabilecek herhangi bir durumun poliçe başlangıç tarihinden önce sigortalı tarafından makul olarak bilindiği hallerin teminat dışı olduğu hususunun göz ardı edilmesi, davacı tarafından talep edilen zararın poliçe başlangıç tarihinden önce olduğu ve sigortalıdan hasarsızlık yazısı alınmış olması nedeniyle davacının talebinin ödenebilecek zararlardan olmadığı, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek koşulu ile zararın hesaplanmasında yapılması gereken indirim ve muafiyetin tazminat hesaplanmasında nazara alınmaması eksik inceleme neticesi davanın kabul edilmesi, yerleşik yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, davacının poliçeden kaynaklı talebi serbest muhasebeci mali müşavir ve mesleki sorumluluk sigortası özel ve genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, davacının talebi açıkça APHB’lerin ve ek bildirgelerin verilmemesine ilişkin olduğunu, ilgili poliçeden ödenebilecek zararlardan olmadığını, Yüksek Hakem Kurulu Kararının 03.08.2016 da tebliğ edildiğini ve 30 gün içerisinde APHB ‘leri EK vermesi gerektiği nazara alındığında 03.09.2016 tarihi itibarıyla davacının söz konusu zararın oluşumundan haberdar olduğu sigortalı beyanı ile de sabit olduğunu, davacının talebi ”VADE ÖNCESİ BİLİNEN KLOZ” nedeni ile poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını, müvekkil şirket nezdindeki poliçe talep tarihini kapsamadığını, bu bakımdan da dava konusu talep sigorta teminatı kapsamında olmadığını, müvekkil şirket nezdindeki poliçenin vadesi 21.11.2016-21.11.2017 tarihlerini kapsadığını, bu nedenle meydana gelen hasar poliçe vadesinin kapsamadığını, ayrıca poliçe tazmininden önce davacı sigortalıdan hasarsızlık yazısı ve beyanı alındığını, davacı kötüniyetli olarak bilgisi olmasın rağmen böyle bir hasarının bulunmadığını beyan ettiğini, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; yerel mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda tazminat hesaplaması yapılırken uygulanması gereken poliçe teminatlarında mevcut 1.500 TL muafiyet düşülmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava mesleki sorumluluk sigortası kapsamında tazminat talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; tüm dosya kapsamı ve belgeler incelendiğinde, davalı … şirketinden tüm poliçe ve zeyilnameler ve özel şartlar ile hasar dosyasının getirtilerek, sigorta poliçeleri ile birlikte genel şartlar ve zeyilnameler birlikte değerlendirilerek gerekirse sigorta hukuku alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınarak poliçe kapsamında davacı yanca sorumluluk ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, herhangi bir ihmalinin olup olmadığı, davalı … şirketinin bundan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise hangi oranda ve miktarda sorumlu olacağı konusunda karar vermek gerekir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davalı … şirketinin sorumluluğunun ve miktarının tespiti için alanında uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sorumluluğun nedeni ve oranı tartışılmadan düzenlenen rapora dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı … Vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarih ve 2020/184 Esas, 2021/39 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”