Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/408 E. 2022/1213 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/408
KARAR NO : 2022/1213

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2020
NUMARASI : 2018/174 Esas, 2020/45 Karar
DAVACI : ..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. …
..
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLLERİ : Av. …
..
Av. …
Av. …
..
Av. …
..
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
YAZIM TARİHİ : 30/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/01/2020 tarih ve 2018/174 Esas, 2020/45 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten iş makinesi satın aldığını, sözkonusu iş makinesinin müvekkiline …tarihinde teslim edildiğini,… tarihinde sicile tescil edildiğini ve bedelinin de …. tarihinde davalıya ödendiğini, iş makinesinin aldığı ilk günden bu yana arıza verdiğini, çürüklerinin, hasarlarının bulunduğunu ve ayrıca 18 saatte olduğunu anlaması üzerine davalıya bu hususları söylediğini, davalının, kendisine iş makinesinin fuarda sergilendiğini bu nedenle 18 saatte olduğunu ve indirme bindirme sırasında hasarların oluşmuş olabileceğini ifade ettiğini, iş makinesi aldığı gün gösterge panelindeki tüm ışıkların yanması nedeni ile davalı yanı aradığını, dalının makineyi durdurmasını ve tekrar çalıştırması tavsiyesinde bulunduğunu, yine teslimden bir gün sonra da almış olduğu işte çalıştığı sırada motorundan gelen sesin normal olmaması nedeni ile servise götürdüğünü ve 1,5 litre yağının eksik olduğunun anlaşıldığını, sonraki günlerde devamlı hatalar vermeye başladığını ve servise götürmek durumunda kaldığını, son olarak servise götürüldüğünde iş makinesinin motorunda değişiklik yapıldığını ve şu an motor numarası ile şasi numarasının ruhsatta yazan numaralardan farklı olduğunu beyanla öncelikle iş makinesinin yenisi ile değiştirilmesini bu mümkün olmazsa ürün bedelinin fazlaya dair haklarını saklı tutarak 20.000,00.-TL’sin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin …..’nin bayisi olarak hizmet verdiğini, husumetin kendilerine yöneltilmesinin doğru olmadığını, ayrıca dava konusu iş makinesinin ayıplı olduğu hususundaki iddiaların yersiz ve asılsız olduğunu, davacı yanın iş makinesini kontrol ederek satın aldığını beyan ettiğini, müvekkili şirketin davacının her türlü sorununa iyi niyetli olarak yardımcı olduğunu ve bunları giderdiğini, bu hususta bayisi olduğu …nin onayının alındığını, davanın zamanında açılmadığını ve davacının her hangi bir bildirimde bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece… tarihli kararıyla, tarafların sözkonusu sözleşmeyi kendi serbest iradeleriyle kurduğu, davaya konu iş makinesinin davacıya ….tarihinde teslim edildiği, davacının iddiasına göre teslim tarihinden itibaren sürekli arıza verdiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse teslimden sonra 8 gün içinde incelemesi veya inceletmesi ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda ise TBK’nın 223. maddesi uyarınca alıcının sonradan anlaşılan ayıpları hemen satıcıya bildirmesi gerektiği, bildirmemesi halinde satılanı bu ayıpla kabul etmiş sayılacağı, tacirler arası satışlarda ayıp ihbarının TTK’nın 18/3 maddesindeki usullerle yapılabileceği anlaşılmakla sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın işbu kararı istinaf etmesi üzerine Dairemizin 25/01/2018 tarihli, 2017/1194 Esas-2018/151 Karar sayılı ilamıyla, “….Mahkemece iş makinesinin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bu ayıbın üretim hatası mı, kullanıcı hatası sonucunda mı gerçekleştiği, bu anlamda TBK’nın 225. maddesi anlamında ayıbın satıcının ağır kusuru sonucunu doğurup doğurmayacağı, yine yapılan servis işlemlerinin iş makinesinde bulunan bir ayıp sonucu yapılması gerekip gerekmediğinin belirlenmesi yönünden araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Zira satıcının kusurunun ağır olduğunun belirlenmesi halinde ayıp ihbar süreleri aranmayacağı gibi yine servis işlemlerinin iş makinesinde bulunan bir ayıp sonucu yapılması gerektiğinin belirlenmesi halinde de davalının iş makinesini onarmış olması bakımından makinenin ayıplı olduğunun davalı tarafından kabulünde olduğu sonucu ortaya çıkacağından yine ayıp ihbar süreleri aranmayacaktır. Bu durumda mahkemece anılan yönlerden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime olanaklı bilirkişi raporu alınarak, buna göre ayıp ihbar sürelerinin değerlendirmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece bu yönlerden hiçbir delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile uyuşmazlığın çözülmesi, hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasın da 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi tarafların uyuşmazlığa ilişkin olarak göstermiş oldukları delillerin değerlendirilmemiş olması veya gösterilen delillerin değerlendirilmesine yönelik teknik bilgiyi gerektiren bir hususta bilirkişi raporu alınmaması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne..” karar verilmiş olup, dosyanın mahkemenin 2018/174 esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece … tarihli karar ile; “…Davacı vekili muvafakatte gerek olmadığı iddiasında bulunmuş ise de ve yapılan görüşmede davaya dahil olmayacaklarını bildirdiği, iddiasında bulunmuş ise de Mahkememizce ….. Finansal Kiralama Anonim Ortaklığı’na müzekkere yazıldığı, …..Finansal Kiralama Anonim Ortaklığı mahkememize sunmuş olduğu… tarih… yazı nolu cevabi yazısı ile söz konusu iş makinesinin mülkeyetini….arihinde kiracı şirkete devredildiğinden söz konusu dava ile ilgili muvafakatlerinin gerekmediği yönünde cevapla mahkememize bildirmiştir. Davacının dava tarihi itibarı ile dava dışı ….. Finansal Kiralama Anonim Ortaklığı’nın mvafakatini sağlamadığı anlaşılmakla davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile davanın reddine..” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde satılan malın ayıplı olduğu ve alıcının sonradan anlaşılan bu ayıbı satıcıya bildirmesi gerektiğini, somut olayda müvekkilinin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğinin gerekçe gösterildiğini ancak yerel mahkemenin bu konuda yanılgıya düştüğünü, bu noktada ayıp ihbar süresinin malın kullanılmaya başlaması değil motor numarasının değiştirilme anı olduğunu, müvekkilinin de derhal bu hususta satıcı davalıyı arayıp konu ile ilgili gelişmeleri anlattığını, yapılan istinaf incelemesi neticesinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1194 E. ve 2018/151 K. sayılı kararında iş makinesi ruhsatında …….Yapısal Kiralama A.O’nun araç sahibi olduğu görülmekte olduğu aktif dava ehliyeti yönünden söz konusu finansal kiralama şirketinin davaya katılımının ya da muvafakatinin sağlanması hususunda taraflarına süre verilmesini, muvafakatin verilmemesi halinde aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini ancak finansal kiralama şirketinin muvafakatinin bulunup bulunmamasının herhangi hukuki bir dayanağının olmadığını, iş makinesi üzerinde makinenin satışı yapıldığı anda kiralama şirketinin rehni olduğunu ancak şu aşamada böyle bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle de muvafakat aranmasının hukuki bir dayanağının olmadığını, yerel mahkeme tarafından aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, ticari nitelikte satış sözleşmesine dayalı misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davaya konu edilen iş makinesinin ruhsatında…. Finansal Kiralama A.O. araç sahibi olarak görünmektedir.
Dairemizin 25/01/2018 tarihli kaldırma kararında bu hususa işaret edilerek, aktif dava ehliyeti yönünden sözkonusu kiralama şirketinin davaya katılımının ya da muvafakatinin sağlanması hususunda davacıya süre verilmesi, finansal kiralama şirketinin davaya muvafakat etmemesi halinde ise davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
….. Finansal Kiralama A.O. Tarafından… ve … tarihli cevabi yazıları ile; dava konusu iş makinesinin davacıya satıldığı, bu nedenle malik durumunda bulunmadıklarından muvafakat hakkında olumlu veya olumsuz bir cevap verilemeyeceği belirtilmiştir.
… Noterliği’nin…. tarih, …. yevmiye sayılı iş makinesi satış sözleşmesi ile dava konusu iş makinesinin …. Finansal Kiralama A.O. tarafından davacıya satıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davacının dava konusu aracın maliki haline geldiği gözetilerek aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca ticari satışlarda; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme soncunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrası ise; “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır” şeklidedir.
TBK’nın 225. maddesi gereğince ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacaktır.
Satıcının ağır kusurlu olmadığı durumlarda tacirler arası satış sözleşmelerinde ayıp ihbarının yapıldığının ispatı ise TTK 18. maddesinin 3. fıkrası uyarınca noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı TBK’nın 227. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarından birini kullanabilecektir.
Yapılan açıklamalar kapsamında somut olay ele alındığında, taraflar arasında iş makinesini konu alan satış sözleşmesi yapıldığı, iş makinesinin 06.04.2015 tarihinde davacıya teslim edildiği ve bu satışa konu iş makinesinde oluşan arızaların davalı şirket servisinde giderildiği noktalarında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı yan tarafından davaya konu iş makinesinde meydana geldiğini iddia ettiği arızalara ilişkin servis işlemlerine yönelik servis formları dosyaya delil olarak sunulduğu gibi davalı vekili tarafından da dosyaya ibraz edilmiştir.
Sözkonusu iş makinesinin tesliminden sonra 11.04.2015 ve 01.04.2016 tarihleri arasında birçok kez servise gittiği, 30.03.2016 tarihli servis formunda makine yağ yakıyor şikayeti ile servise gidildiği, yapılan kontrollerde motor bloğunda hata olduğu tespit edilmesi üzerine yenisi ile değiştirildiği, aynı tarihli diğer servis formunda ise makinenin yağ eksilttiği, eksiklerinin giderilmesinin istendiği, yapılan kontroller sonucu motor sıfır orijinal parçalarla revize edildiği kayıtları düşülmüştür.
Mahkemece iş makinesinin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bu ayıbın üretim hatası mı, kullanıcı hatası sonucunda mı gerçekleştiği, bu anlamda TBK’nın 225. maddesi anlamında ayıbın satıcının ağır kusuru sonucunu doğurup doğurmayacağı, yine yapılan servis işlemlerinin iş makinesinde bulunan bir ayıp sonucu yapılması gerekip gerekmediğinin belirlenmesi yönünden araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Zira satıcının kusurunun ağır olduğunun belirlenmesi halinde ayıp ihbar süreleri aranmayacağı gibi yine servis işlemlerinin iş makinesinde bulunan bir ayıp sonucu yapılması gerektiğinin belirlenmesi halinde de davalının iş makinesini onarmış olması bakımından makinenin ayıplı olduğunun davalı tarafından kabulünde olduğu sonucu ortaya çıkacağından yine ayıp ihbar süreleri aranmayacaktır.
Bu durumda mahkemece anılan yönlerden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime olanaklı bilirkişi raporu alınarak, buna göre ayıp ihbar sürelerinin değerlendirmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece bu yönlerden hiçbir delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/01/2020 tarih ve 2018/174 Esas, 2020/45 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf başvurma harcı dışında istinaf karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
Davacı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-a-6. bendi uyarınca kesin olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”