Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/407 E. 2022/1220 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/407
KARAR NO : 2022/1220

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : 2018/402 Esas, 2020/867 Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
[16739-37489-37832] UETS
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
YAZIM TARİHİ : 30/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2020 tarih ve 2018/402 Esas, 2020/867 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından imzalanan ve davalıya teslim edilen dava konusu çekin dava dışı …..’ın eline geçtiğini, …’ın ise davaya konu çek hakkında davacıya icra takibi başlatığını, davacı tarafından bu takibe itiraz edildiğini ancak bu itirazın ilgili mahkemece reddedildiğini, bunun sonucunda dava dışı olan …’ın alacağını davalı …’a temlik ettiğini, davalı şirketin davaya konu çek için Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde çekin iptalini istediğini, buna karşılık davacının haciz tehdidi altında banka yoluyla çeke ilişkin bilgileri de açıklamak suretiyle ödeme yaptığını ve borcundan kurtulduğunu ve bu nedenlerle davacının ….İcra Dairesinde bulunan …E. sayılı dosyasında davalılara borçlu olmadığının tespitini, yatırılan teminatın davalılara ödenmemesini, takibin durdurulmasını, ve davalı taraflara kötü niyetlerinden dolayı %20 tazminata hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği ödenen çek miktarlarının küçük rakamlar olduğu ve iptal edilen çeklerin yüksek miktar olduğunu, bu olayın köyü niyet göstergesi olduğunu, davalının iyi niyetli olduğunu, davalının keşidecisi tarafından ödenen herhangi bir ödeme bulunmadığını, davalının yetkili hamil olduğunu, sonuç olarak davalı üzerinde ki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve davanın reddini talep ve beyan etmiştir.

Davalı ….Kömür Mobilya İnş. Teks. Ltd. Şti. Yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış olup daha sonra vekili tarafından dosyaya ibraz edilen beyan dilekçesinde özetle; Davalı şirketin yetkili ve hamili olduğu davaya konu çeklerin şirketin rızası ve bilgisi olmadan elinden çıktığını, bu nedenle davalı şirket bu çekler için Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde çek iptali davası açtığını, diğer davalının çekleri hukuka ve yasaya aykırı şekilde eline geçirdiğini, çeklerin arkasına sahte ciro yaptığını, çekleri bu sayede işleme koyduğunu, çeklerin arkasında ki ciroların davalı şirkete ait olmadığını ve bu nedenlerle davanın reddini, yargılama ve vekalet ücreti giderlerinnin davacı tarafa bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; “…Halen yürürlükte olan 6102 sayılı TTK m.646/2 hükmünde “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.” denildiği, iş bu davada davacı tarafın borçlu olmadığının kabulü için yaptığı ödemede hile veya ağır kusurunun bulunmaması gerektiği, oysa davacı tarafından davaya konu çeke istinaden yaptığı ödeme işleminin “hileli işlem” niteliğinde olduğu, davacı ile davalı ….. Şirketi eylem ve fikir birliği içerisinde birlikte hileli işlemler gerçekleştirdiği, davacının yaptığı ödemeye istinaden dayanak çekten doğan borcundan 6102 sayılı TTK m.646/2 hükmü uyarınca kurtulamayacağı, takip dosyasında mahkemece verilen tedbir kararının infaz edilmediği, dolayısıyla da davalı vekilinin tazminat talebinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle davanın ve davalı …’ın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının hem eksik inceleme hem de hatalı ve/veya yanlış değerlendirme sonucu verildiğinden usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen hükmün açıkça varsayımlar üzerine oluşturulduğunu, mahkeme hakiminin iddialar dışına çıkarak olmayan şeyleri de olmuşcasına kabul ettiğini, sundukları delillerin somut olarak incelenmediğini, gerekçelerin ise somut olayla uyuşmadığını, ödedikleri çek bedelinin dahi 1.000 TL mi yoksa gerçek çek bedeli olan 50.000 TL mi olduğunun ayrımı yapılmadan 1.000 TL ödemişler gibi kabul edilerek yanlış hüküm tesisi ile kötü niyetli olduklarına hükmedildiğini, oysa ki müvekkili tarafından dekontta ilgili seri numarası belirtilerek çekin gerçek bedelinin ödendiğini, öncelikle bu hususun varlığı sebebiyle kararın açıkça eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucunda hukuka aykırı olarak verildiğinden kaldırılması gerektiğini, yine yerel mahkemece yanlış değerlendirilen diğer bir hususun “iptal kararı verilmeden önce kaybolan çeklerin ortaya çıkması” olduğunu, ancak açıkça böyle bir durum yaşanmadığı gibi böyle bir durumun oluştuğuna yönelik hiçbir delilin de bulunmadığını, eğer çeklere ilişkin iptal kararı verilmeden çekler ortaya çıkmış olsa zaten mahkeme sunulacağını ve bu çekler hakkında mahkemece iptal kararı verilmeyeceğini, ayrıca taraflarına sunulsaydı ödemeyi iptal kararı hamiline değil çeki elinde bulunduran kişiye yapacaklarını, iptal kararında da görüleceği üzere yapılan ilanlar sonucunda çeki elinde bulunduran bazı şahısların çekleri mahkemeye getirdiğini ve kararda bu çekler hakkında ayrı tutulmasına karar verildiğini, yani davalı ….’ın karar verilmeden önce çeki mahkemeye sunmadığını ya da iptal kararının iptalini istemediğini, bu sebepten de yerel mahkemece gerekçeli kararın 4. sayfasının 2. paragrafında çekin karar verilmeden önce ortaya çıktığı şeklinde yanlış değerlendirme yapıldığını, davalı tarafça, lehtarın bankada ödeme yasağı konulmuş olduğu kaşesi görülmesine rağmen ilgili çekin hiçbir şekilde mahkemeye getirilmediğini ve dolayısıyla söz konusu çek hakkında iptal kararı verildiğini, ayrıca yerel mahkemece verilen kararda belirtilen çek bedellerinin farklı olmasından bahsedilmesine rağmen tarihleri, banka isimleri ve seri numaralarının doğru yazılmış olduğundan bahsedilmediğini, bu hususun müvekkil şirket aleyhine yorumlanmasının ise tamamiyle yanlış olduğunu, çünkü iptal kararının davacısının ciranta olan ‘….’ firması olduğunu ve mahkemenin de bu hali ile davasını kabul ettiğini, buna rağmen müvekkilinin kötü niyetli olarak değil asıl iyi niyetini açıkça ispatlar nitelikte çek bedeli farklı olmasına rağmen sistemde ilgili seri numarasına karşılık gelen gerçek çek bedellerini ödediğini, yerel mahkemece, müvekkilinin basiretli olarak kararda belirtilen bedeli değil gerçek bedeli ödemesi gerektiğinin söylendiğini, ancak burada yanlışlık yapılarak gerçek çek bedelini ödediğinin gözden kaçırıldığını, sonuç olarak somut olayda tüm özen ve yükümlülükleri yerine getiren ve yetkili makamlar tarafından verilen iptal kararına duyduğu güvenin yanında düşük görünen çek bedelini de gerekli açıklamaları belirterek gerçek çek bedelinin ödemesini tam olarak yapan, ticaretin gereğini yerine getiren müvekkilinin yerel mahkemece yapılan eksik ve yanlış değerlendirmeler sonucunda borçlu çıktığını, müvekkilinin olayın hiçbir yerinde kusurlu ve kötüniyetli olarak hareket etmediğini, yerel mahkemenin Kanuna ve içtihatlara aykırı olarak vermiş olduğu kararın bozulması gerektiğini belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık, çek keşidecisi olan borçlunun kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptal kararını alan kişiye çek bedelini ödemesinin kendisini borçtan kurtarıp kurtarmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1083 Esas sayılı dosyası ile görülen davada davacı tarafça çek bedeli 1.000,00 TL olarak gösterildiği sabit olduğundan ve 1.000,00 TL bedelli çekin iptali kararına istinaden 50.000,00 TL para ödenmiş olması “kötü ödeme” niteliğinde bulunduğundan, davacı tarafından davalı ….Kömür Mob. İnş. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye yapılan ödemenin davacının çekten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, mahkemenin gerekçesindeki ödenen miktara ilişkin maddi hatanın sonuca ve mahkemenin genel kabulüne etkili olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-HMK 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022


Başkan V.

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”