Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2022/1130 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/371
KARAR NO : 2022/1130

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2020
NUMARASI : 2018/152 Esas, 2020/613 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
YAZIM TARİHİ : 22/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/10/2020 tarih ve 2018/152 Esas, 2020/613 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….İcra Dairesinin…. Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili davacı aleyhine takibe girişildiğini ancak davalıya borçlu olunmaması sebebiyle takibin yerinde olmadığını, takip konusu kambiyo senedinin müvekkili tarafından düzenlenmediğini, söz konusu senetteki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, beyanla davacının anılan takip sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı ….’nin müvekkil bankadan kullanmış olduğu kredilerin bir kısmının ödenmesi maksadıyla davacı …’un keşidecisi olduğu ….tarih 9.000-TL bedelli ve….tarih 8.500-TL bedelli iki adet bono tevdi etmiş olduğunu, dava dışı adı geçen şirketin borcunu ödememesi üzerine hem şirkete hemde davacıya karşı senetler konu edilerek takibe girişildiğini, takibe konu bonolardaki imzaların davacıya ait olduğunu, bu sebeple davacının borçlu olduğunu, imza inkarının yerinde olmadığını belirterek müvekkili aleyhinde açılan menfi tespit davasının reddini, yargılama gideri ve vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Dava… İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasına dayanak ….keşide ve …. vade tarihli ….-TL bedelli senet ile…. keşide ve ….vade tarihli …TL bedelli senet üzerindeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır… ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; tetkike konu, senetler üzerinde …’a atfen atılan imzaların … eli ürünü olmadığının bildirildiği anlaşıldığından davanın kabulü ile davacının davalı tarafa …İcra Dairesi….Esas numaralı takibe dayanak …arihli …TL bedelli ve….tarihli ….-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece müvekkil bankanın usul ve yasaya uygun iyi niyeti incelenmeden, hukuk, Yasa ve yerleşmiş Yargıtay kararları irdelenmeden karar verildiğini, müvekkil bankanın söz konusu bonolar üzerinde lehtar konumunda olduğunu, söz konusu bonoların dava dışı … tarafından müvekkil bankadan kullanmış olduğu kredilerin bir kısmının ödenmesi amacıyla müvekkil bankaya ciro ettirildiğini, borçların ödenmesi amacı ile müvekkil bankaya devredilen bonolarla ilgili olarak müvekkil bankanın yapacağı işin diğer bütün kambiyo ilişkilerinde olduğu gibi, bonoların zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığını araştırmak incelemek olduğunu, ayrıca ciro silsilesinde yer alan kişiler hakkında tek tek ve ayrıntılı inceleme yapması gerekmediği gibi esasen bunun hukuken ve fiilen de mümkün olmadığını, bu hususların özellikle, müvekkilin Bankacılık Kanunu’na faaliyette bulunması nedeni ile bankacılık faaliyetleri çerçevesinde tahsil amaçlı olarak verilen bonoları, müvekkil bankanın her bir bonoyu ve her bir bononun cirantasını, keşidecisini, avalistinin imzasını ve imzasını değiştirip değiştirmediğini, asaleten mi vekaleten mi imza atıldığını ve sair hususları incelemesi, bankacılık teamülleri ile olağan hayat şartları ötesinde mantık ile de örtüşmesinin mümkün olmadığını, bunun yanı sıra 16.06.2020 tarihli ATK raporunun usul ve yasaya aykırı olup hükme esas alınamayacağını, ATK raporunun sonuç kısmına bakıldığında imza incelemesinin kesin ve bilimsel olarak değerlendirme yapılmadığının görüleceğini, bilirkişinin raporunu hangi kıstaslara göre hazırladığını, nasıl ve hangi yöntemler ile sonuç kısmındaki kanaate varıldığını, kanıtlayıcı ve destekleyici delilleri sunamadığını, raporun bilim ve fen ışığında tekrardan tanzim edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin bilimsel gerçeklikten uzak, maddi bakımdan yetersiz ayrıca hukuka aykırı işbu raporu hükme esas almasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkil bankaya karşı açılan menfi tespit davasının reddi gerekmekte iken ilk derece mahkemesinin aksi yönde karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tüm bunların yanı sıra … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayısı dosyasının ciranta …yetkilileri tarafından haricen tahsil olarak 08.05.2020 tarihinde kapatıldığını, bu nedenle işbu davanın hukuki yarar yokluğundan da reddinin gerektiğini, zira davacı tarafa karşı hali hazır icra tehditi bulunmadığını ve ilgili icra dosyasının ciranta tarafından ödendiğini, borçlu şirket yetkili yetkilileri tarafından borcun ödenmesi ile borç ilişkisinin tüm borçlular (davacı dahil) yönünden sona erdiğini, sona eren borç ilişkisinden dolayı borçlu olmadığının tespiti kararının hukuka aykırı olduğunu, davacıya karşı ileri sürülebilecek alacak kalmadığına göre davacı açısından verilecek bir kararın da olmayacağını belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkeme kararına karşı sunulan istinaf gerekçelerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının müvekkil lehine kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılacak ise davacı tarafın davasının reddine, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, iki ayrı bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ( menfi tespit) istemine ilişkindir.
Mahkemece ATK raporuna istinaden senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2900,60 TL harçtan peşin alınan 725,15 TL harç mahsup edilerek bakiye 2175,45 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2022

Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”