Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/317 E. 2022/998 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/317
KARAR NO : 2022/998

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : 2020/202 Esas, 2020/531 Karar
DAVACI : …………
VEKİLİ : Av. …
[…….] UETS
DAVALI : ……..
VEKİLLERİ : Av. …
[……] UETS
Av. …
[……] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2020 tarih ve 2020/202 Esas, 2020/531 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirketin hizmet verdiğini, davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden satıp teslim ettiği mal bedeline istinaden düzenlenen iki adet fatura bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla ….Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu, dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurduklarını ancak netice alamadıklarını iddia ederek, itirazın iptali ile davaya konu takip dosyasının kaldığı yerden devamına, ayrıca %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine davacıdan ….-TL alacaklı olduklarını belirterek davanın reddi ile % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Bilindiği üzere itirazın iptali davalarında ispat yükü kural olarak davacı tarafa aittir. Davacı taraf alacağının varlığını usulüne uygun delillerle ispat etmekle yükümlüdür. Huzurdaki dava için de bu kural geçerli olup davacı takip dayanağı faturalardaki malı davalıya sattığını ancak bedelini tahsil edemediğini ispat etmekle yükümlüdür. Davacı taraf kendi defterlerine de davalı tarafın defterlerine göre dava konusu ettiği … adet faturadaki malları teslim ettiğini ispat etmiştir. Davalının defterindeki ….-TL’lik ödeme kaydı yönünden delil sunması, bu ödemeyi ispat etmesi gerekmektedir. Ancak dosya kapsamında herhangi bir belge veya bilgi bulunmamaktadır. Bu durumda davacı fatura tutarları yönünden başka bir deyişle icra takibindeki asıl alacak yönünden alacağını dosya kapsamıyla ispat etmiştir.Davacı tarafın işlemiş faiz istemine yönelik talebi değerlendirildiğinde, dosya kapsamında davalı tarafın TTK’nın 18/3 maddesi hükmü uyarınca icra takibi öncesinde temerrüte düşürüldüğüne dair belgeye rastlanmadığından davalının icra takibiyle beraber temerrüte düştüğünün kabulü ile işlemiş faiz istemi yönünden davanın kısmen reddi gerekmiştir. Diğer taraftan davacının icra inkar tazminatı talebi değerlendirildiğinde alacak likit olup takibe yönelik itiraz kısmen haksız olduğundan İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi hükmü uyarınca kabul edilen kısım üzerinden yani asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın ….-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin aynı koşullarla kaldığı yerden devamına, fazlaya dair istemin reddine, asıl alacak (….-TL) üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davalının ….keşide tarihli,…. çek numaralı ve …. TL’lik çek ve ….keşide tarihli, ….çek numaralı ve …. TL’lik çek olmak üzere …. adet çek ile davacıya ödeme yaptığını, …. tarihi itibariyle müvekkil şirketin davacıdan …. TL alacaklı olduğunu, İİK 67/2’de, “…Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” denildiğini, bu hususların …. tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda gözükmesine rağmen bilirkişinin cari hesap gibi bir hesap özeti çıkardığını, bu nedenle bilirkişinin davaya konu faturalar ile bağlı iken dava konusu ile alakası olmayan başka bir sonuca ulaştığını, bu nedenle söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, yapmış oldukları tüm itirazlara rağmen yerel mahkemce hüküm verilirken dava konusuyla alakası olmayan başka bir sonuca ulaşılan söz konusu hatalı raporun göz önünde bulundurulduğunu, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin E. 2019/5678 K. 2019/20807 T. 11.11.2019 tarihli kararının da bu doğrultuda olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.11.2020 tarih ve 2020/202 E- 2020/531 K sayılı kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine, % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin ….Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmekte, davalı ise takip dayanağı faturaların çekle ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemektedir.
Mahkemece taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin tamamı üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu asıl alacak miktarı bakımından davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/2734 Esas, 2016/16029 Karar sayılı kararında, “Davanın temelini oluşturan icra takibinde 6 adet faturaya dayanılmıştır. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Bu itibarla davanın takibe konu edilen faturalarla sınırlı olarak değerlendirilip uyuşmazlığın bu çerçevede çözümlenmesi gerekir. Davalı ödeme savunmasında bulunmuş ve ödemeye ilişkin belgeleri dosyaya sunmuştur. Davacı tarafça bu ödemelerin dava konusu faturalar dışındaki cari hesap alacağına yönelik olduğu cevaba cevap dilekçesinde belirtilmiş ise de tüm cari hesap ilişkisi dava konusu olmadığından icra takibine konu edilen faturalar dışına çıkılarak inceleme yapılması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş savunma kapsamındaki ödemelerin dava konusu faturalara yönelik ödemeler olup olmadığı hususunun 6098 sayılı TBK’nın 102. maddesi çerçevesinde değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.” biçiminde ve
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/06/2019 tarih, 2018/1391 Esas, 2019/3997 Karar sayılı kararında, “Davanın temelini oluşturan icra takibinde … adet faturaya dayanılarak alacak talebinde bulunulmuştur. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan mahkemece uyuşmazlığın takip ve dava konusu yapılan…. adet faturalarla sınırlı olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken tüm cari hesap ilişkisi inceleme konusu yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” biçiminde vurgulandığı üzere, takibe sıkı sıkıya bağlı bulunan işbu itirazın iptali davasında icra takibi faturalara dayalı olduğundan uyuşmazlığın bu faturalarla sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekirken tüm cari hesap ilişkisi inceleme konusu yapılarak, savunma kapsamındaki ödemelerin dava konusu faturalara yönelik ödemeler olup olmadığı hususunun 6098 sayılı TBK’nın 102. maddesi çerçevesinde değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacının takibe dayanak gösterdiği …. nolu, …. tarihli …TL bedelli fatura ile …nolu, … tarihli …. TL bedelli faturalar davalının ticari defterlerinde kayıtlıdır.
Faturaya süresinde itiraz etmeyen ve ticari defterine kaydeden davalının artık faturaya konu malı teslim aldığının kabulü gerekir. (Yargıtay19. H.D.’nin 2011/3549 Esas ve 2011/3335 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.) Bu durumda davalının fatura bedelini ödediğini usulüne uygun deliller ile kanıtlaması icap eder.
Davalı vekili dava konusu faturaların çekle ödendiğini savunmuştur. Davacı vekilinin ödeme savunmasında belirttiği … ve …. vadeli çeklerin toplam bedeli …TL olup çekler de her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlıdır. Belirtilen çeklerden … TL tutarlı olan hakkında davacı defterinde …. tarihli karşılıksız çıktığından iade kaydı bulunmakta ise de, takip konusu iki fatura tarihinden sonra davalının davacıya verdiği …. TL tutarlı iki çek dayanak fatura tutarlarını karşılamaktadır.
Çek, bir ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Bu durumda, davacının söz konusu çekleri mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verdiğinin kabulü gerekir. Öte yandan davacının davalının sunduğu çeklerin ödenmediği yönünde bir itirazı da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece itirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu gözetilerek dava konusu faturaların çekle ödendiğinin, bu durumda davacının dava konusu iki fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2. maddesi gereğince, yeniden esas hakkında davanın reddi yönünde hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeyle;
A-)1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/11/2020 tarih, 2020/202 Esas, 2020/531 karar sayılı kararın usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunmaması nedeniyle KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
3-Davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-)HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takipte kötü niyeti ispat olunamadığından, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı olan 80,70 TL’nin peşin alınan 990,37 TL’den mahsubuyla fazla yatan 909,67 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından Uyap kayıtlarına göre bu dava nedeniyle yapılan toplam 5,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre takdir edilen 11468,97 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7- Gider avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
8- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/06/2022

Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”