Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/266 E. 2022/1025 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/266 – 2022/1025
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/266
KARAR NO : 2022/1025

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ………..
ÜYE : …………..
ÜYE : ………..
KATİP : ………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI : 2019/794 Esas, 2020/782 Karar
DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av. ………
DAVALI : …………
VEKİLLERİ : Av. ………….
Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/11/2020 tarih ve 2019/794 Esas, 2020/782 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkili davacının …. ilinde bulunan …edinimi ve inşasının finansmanı kapsamında …. ile …kredisi kullanım görüşmeleri yaptığını ve …… imza ettiğini, davalı banka tarafından müvekkili şirkete … Euro …tahsis edildiğini, tahsis edilen miktarın müvekkili şirketin …. .. nezdindeki hesaba … tarihinde yatırıldığını, aynı tarihte rehin sözleşmesi kapsamında hesaba bloke koyulduğunu, davalı banka tarafından herhangi bir yazılı bildirim olmadan davalı bankanın otel hariç başkaca taşınmazları ipotek vermesi gerektiğinin müvekkili şirkete sifahi olarak bildirildiğini, bu talebin müvekkili tarafından reddedildiğini, davalı bankanın uzun bir süre krediyi kullandırmamasına karşın müvekkilinin hesabına … tanımlayarak …. TL…komisyonunu haksız olarak tahsil ettiğini, müvekkili şirketin … aktarıldığı vadesiz hesabının şirketin bir talebi olmadan vadeli hesaba dönüştürüldüğünü, bu işlemlerin … kullanımını imkansız yapmasına rağmen söz konusu krediye faiz ve BSMV işletmeye devam ettiğini, bunun üzerine davalı bankaya ihtarname gönderildiğini, cevabi ihtarnamede ödeme yapılması sonrası kredinin kapatılacağının belirtildiğini, kredinin ilk taksidi olan … tarihli … Euro tutarlı taksitin ihtirazi kayıt ile ödendiğini, davalı bankanın … tarihinde erken ödeme cezası ve BSMV olarak …. Euro talep edildiğini ve ihtirazi kayıtla …. Euronun ödendiğini, davalı bankanın hukuka aykırı olarak müvekkili şirketten … kapsamında faiz, BSMV, erken kapama ücreti ve kredi komisyonu tahsil ettiğini ileri sürerek davanın kabulü ile, davalı bankadan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik …. TL’nin tahsiline, alacağa haksız ödemenin yapıldığı günden itibaren reeskont faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.06.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de …. TL’nin davalıdan tahsiline, bilirkişi raporunda müvekkili tarafından davalı bankaya ödenen …Euro ve …. Euro’ya ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi işletilmesi gerektiği belirtildiğinden, …. Euro’nun ödeme tarihi olan …. tarihindeki … Bankası Euro efektif satış kuru karşılığı olan …. TL’ye …. tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş ticari avans faizinin, …. Euro’nun ıslah tarihindeki …. Bankası Euro efektif satış kuru karşılğı olan ….TL’ye ise ıslah tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek ticari avans faizinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, …. Euro’nun ödeme tarihi olan … tarihindeki …. Euro efektif satış kuru karşılığı olan ….TL’ye …. tarihinden ıslah tarihine kadar işlemiş ticari avans faizinin, ….Euro’nun ıslah tarihindeki ….Euro efektif satış kuru karşılğı olan …. TL’ye ise ıslah tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek ticari avans faizinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; davacı …. firmasına…. tarihinde …’nin inşasının finansmanı amacıyla … EURO … kullandırımı için müvekkili banka ile davacı şirket arasında görüşmelerin yapıldığını ve …ekinde …imzalandığını, hukuki müzakereye açık ve müvekkili banka internet sitesinde de incelemeye hazır Genel Kredi Sözleşmesinin 11. maddesinin oldukça açık bir şekilde davacının kötü niyetli ve gerçeğe aykırı iddiasını bertaraf eder nitelikte olduğunu, sözkonusu maddede “banka, işbu sözleşme ile açtığı krediyi kısmen veya tamamen uygun göreceği her türlü taşınır, taşınmaz, senede bağlı olan veya olmayan alacak ve gayri maddi haklar karşılığında kullandırabilir. Kredi mevduat rehni karşılığında kullandırılacak ise Müşterinin bankadaki vadesiz veya vadeli Türk Lirası veya döviz mevduatı, banka tarafından borcu tüm ferileriyle birlikte ödenene değin bloke hesaba nakil olunabilir. Rehin kredi alacağını temin ettiği gibi krediden doğan faiz ve sair masraf ve vergileri de güvence altına alır. Mevduatın rehnedilmesi halinde banka rehin amacıyla bloke ettiği miktarı, genel vadesiz mevduata uyguladığı faiz oranını uygular” denildiğini, bankanın ilgili şubesi dahil gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı şubelerinde açılmış veya açılacak tüm nakit ve gayri nakdi kredileri kapsayacak şekilde … ekinde işbu rehin sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili bankanın iyi niyetli yaklaşımıyla kredi tutarı üzerindeki blokeyi kaldırarak kredinin fiilen kullandırılmasını sağlayabilmek adına bir başka krediyi teminatlandırma şekli olarak davacıdan ipotek almaya çalıştığını, ancak müvekkili bankanın iyi niyetli çabalarının sonuçsuz kaldığını, davacı şirketin dava konusu kredi sözleşmesi sebebiyle uğramış olduğu zararlardan dolayı müvekkili bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağını, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, davacının sözleşme müzakereleri ve imzalanması aşamalarında gözden kaçırdığı yahut öncesinde anlaşmaya vardığı, ancak değişen koşullar sebebiyle inkar etmek durumunda olduğu kusurlarından yararlanmasının hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; bankacılık usul ve teamülleri uyarınca bankaların davaya konu miktarda krediler verdiklerinde, krediler için yeterli miktarda teminat aldıkları, kredinin kullandırılması öncesi bu teminatların alınması yükümlülüğü tamamen bankaya ait olduğu, davalı banka gerek ….. ve rehin sözleşmesinin akdedildiği anda gerekse kredi aktarımı öncesi, teminat olarak alması gereken teminatları almadan verdiği krediyi teminat olarak görerek hareket ettiği, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeden krediyi kullandırdığı ve daha sonra bunu telafi etmek adına işlemler yapıp resmi olarak kullandırılan krediyi fiilen kullandırılmadığı, davalı bankanın hem bankacılık teamüllerine hem de MK 2 ye aykırı hareket ettiği, daha sonra davacı taraf krediyi kapatmaya çalışmış ise de fiilen hiç kullanamadığı kredi nedeniyle …. işlemiş faiz ve …Euro erken kapama ücreti ödemek zorunda bırakıldığı, davalı bankanın kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirmemiş olması nedeniyle riski ortadan kaldırmak için attığı adımlar haksız tahsil ettiği … işlemiş faiz ve … Euro erken kapama ücretini iade etmekle yükümlü olduğu kabul edildiği, nitekim mahkemece alınan her iki raporda da esasa ilişkin benzer değerlendirmeler yapıldığı, davacı taraf her ne kadar ödemeleri yaparken itirazi kayıt ile ödeme yapmış ise de bunu temerrüt ihtarı olarak kabul edebilmeye imkan olmadığı, bu nedenle faiz başlangıcı olarak dava ve ıslah tarihleri esas alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile … TL’nin; …. TL’sinin dava tarihinden (….), bakiye … TL’sine ise ıslah tarihinden (….) işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkemenin davalı bankanın haksız surette tahsil ettiği tutarların müvekkili şirkete ödenmesine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak, kararda müvekkili şirkete ödenmesine hükmedilen tutarlara haksız ödeme tarihlerinden, bunun kabul görmemesi halinde ise davalı bankaya gönderdikleri ihtarnamelerin tebliğ tarihlerinde davalı bankanın temerrüde düştüğü nazara alındığında, bu tarihlerden itibaren faiz işletilmesi gerektiği kanaatinde olduklarından, kararın faiz başlangıç tarihi bakımından kısmen kaldırılması gerektiğini, … Euro’nun ödeme tarihi olan …tarihindeki …Euro efektif satış kuru karşılığı olan tutara ticari avans faizi işletilmesi gerektiğini, … Euro’nun ödeme tarihi olan … tarihindeki …Euro efektif satış kuru karşılığı olan tutara ticari avans faizi işletilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihi olarak haksız ödeme tarihleri nazara alınmaması halinde ise davalı banka aleyhine keşide ettikleri ihtarnamelerle davalı banka temerrüde düştüğünden, faiz başlangıç tarihi olarak, davalı bankanın temerrüde düştüğü ihtarname tebliğ tarihlerinin nazara alınması gerektiğini, …Euro’nun ödenmesi ile ilgili davalı bankaya TTK hükümlerine göre gönderdikleri ….Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname, davalı bankaya 03.04.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinde davalı bankanın temerrüde düştüğünün kabulü gerektiğini, bu durumda … Euro’nun davalı bankanın temerrüde düştüğü … tarihindeki ….Euro efektif satış kuru karşılığı olan tutara ticari avans faizi işletilmesi gerektiğini, …Euro’nun ödenmesi ile ilgili davalı bankaya TTK hükümlerine göre gönderdikleri ….Noterliği’nin …. tarih ve …. sayılı ihtarname davalı bankaya 06.04.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinde davalı bankanın temerrüde düştüğünün kabulü gerektiğini, bu durumda … Euro’nun, davalı bankanın temerrüde düştüğü …tarihindeki …Euro efektif satış kuru karşılığı olan tutara ticari avans faizi işletilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK gereği işbu davanın kısmi ve belirsiz alacak davası şeklinde açılması hukuken mümkün olmayıp davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının müvekkil banka aleyhine sonradan ıslah ile artırılmak üzere dava açtığını, dava açıldığı tarihte belirlenebilir bir alacak için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının tazmin ve tahsilini talep ettiği alacak önceden belirlenebilir nitelikte olduğunu, kredi kullandırım dekontları, geri ödeme planının bir sureti, kredi sözleşmesinin bir nüshasının davacıda bulunduğunu, davacının ne kadar ödeme yaptığı açıkça dekontlardan anlaşıldığını, davacının tacir olduğunu, tüm ödemelerini/gelir giderini ticari defterine işlemek zorunda olduğunu, bankaya yaptığı ödemeyi bilebilecek durumda olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığını, dava değerinin ıslahla artırılmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davanın 02/06/2017 tarihinde açılmış olduğunu, ıslah tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle zamanaşımı itirazları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde, ödeme tarihindeki TCMB kurlarını değil de, ıslah tarihindeki TCMB kurlarını esas alarak TL’ ye çevirmesinin de hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olarak işbu sözleşme maddesinden bihaber olduğunu iddia edemeyeceğini, davacı şirketin dava konusu kredi sözleşmesi sebebiyle uğramış olduğu zararlardan müvekkili bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, basiretli bir tacir sıfatıyla hareket etmesi gereken davacı şirketin sözleşme müzakereleri ve imzalanması aşamalarında gözden kaçırdığı yahut öncesinde anlaşmaya vardığı ancak değişen koşullar sebebiyle inkar etmek durumunda olduğu kusurlarından yararlanmasının hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişi heyeti adeta bir hukukçu gibi inceleme yaparak dava konusu sözleşmelerde müvekkil bankanın imzalarının olmaması nedeni ile tarafları bağlamadığı bu sebeple geçerli olmadığı yönünde bir tespitte bulunduğunu, davacı şirket ile müvekkil banka arasında akdedilen sözleşmeler karşılıklı yapılan müzakereler neticesinde akdedilmiş olduğunu, değişen koşullar sebebiyle davacı şirketin müvekkil bankadan yapmış olduğu ödemeleri talep etmesi hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, davacı şirketin kendi kusurlarından dolayı uğramış olduğu zararlardan müvekkil bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bilirkişi heyetinin görev sınırlarını aşarak bir hukukçu edasıyla yapılan değerlendirmelerin haksız ve hukuku aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen faiz, Bsmv ve erken ödeme komisyonunun iadesi talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken 103.804,83 TL harçtan peşin alınan 25.951,30 TL harç mahsup edilerek bakiye 77.853,53 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022

………..
Başkan
…………
(e-imzalıdır)
………….
Üye
……….
(e-imzalıdır)
…….
Üye
……..
(e-imzalıdır)
……….
Katip
…..
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”