Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/249 E. 2022/966 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/249
KARAR NO : 2022/966

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2020
NUMARASI : 2020/213 Esas, 2020/854 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
YAZIM TARİHİ : 31/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/12/2020 tarih ve 2020/213 Esas, 2020/854 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin…. yılında…. Bank… Şubesi’nden kredi kullandığını, sözleşme kapamında işyerine pos cihazı bağlattığını, müvekkilinin o zaman ki cirosunun.TL arası değişmekte olup o dönemde herhangi bir sıkıntısının bulunmadığını, davalı …. …Şubesinin kapatıldığını, müvekkilinin hesaplarının … Şubesine devredildiğini, devir olduktan sonra ……Şubesinden pos günlük oranları yükselince bir müddet çalışmayı durdurduğunu, davalı …..Şubesi müdürünün ve orada çalışanın müvekkilini ziyaret ettiklerini, banka çalışanlarının kesinti yapılmayacağı, hesap ücreti alınmayacağına dair bir takım vaatlerde bulunduklarını, müvekkilinin buna istinaden pos limitini yükselttiğini, bankanın vermiş olduğu pos cihazını kullanmaya başladığını, müvekkiline limitinin 500 TL’yi geçmesi halinde para kesileceği yönünde herhangi bir bilgi verilmediğini, verilse idi 10 yıldır ticaret yapmakta olan müvekkilinin kesinlikle kabul etmeyeceğini, davacı müvekkilinin ayrıca iki banka posu daha bulunduğunu, müvekkilinin eşinin rahatsızlığından dolayı hesaplarını kontrol etmediğini, paraların hesaptan kesilirken de bankanın herhangi bir bilgi vermediğini, müvekkilinin bu kesintiyi bankaya kredi borcunu yatırmak için gittiğinde fark ederek 6.500,00 TL’ye yakın bir kesintinin yapılmış olduğunu gördüğünü, müvekkilinden verimsizlik ücreti, pos ücreti vs adı altında yapılan kesintilerin haksız olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.03.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 6.426,99 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasındaki beyanları ile davacının tüketici olmayıp tacir olduğunu, bu nedenle basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, davacıdan tahsil edilen bedellerin karşılıklı mutabakat ile kararlaştırılmış olan sözleşme kapsamında davacının bilgisi dahilinde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; davacı ile davalı banka arasında Pos üyelik sözleşmesi düzenlendiği, ancak davacının bilgisi ve rızası dışında bir takım kesintilerin yapıldığından bahisle, bu kesintilerin iade edilmesi talepli iş bu dava açıldığı, Mahkemece daha önce davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı taraftan istenilen belgelerin CD ortamında gönderildiği ve sözleşmenin dosya arasına kazandırılmadığından bahisle, önceki karar istinaf mahkemesince kaldırıldığı, buna göre davalı bankaya HMK 220. maddesindeki ihtaratı da içerir iki kez müzekkere yazılmasına rağmen ve müzekkere cevabının CD ortamında değil de basılı olarak gönderilmesi talep edilmesine rağmen bankaca yine iki cevapta da CD gönderildiği, bundan sonra kalem personelince CD’nin dökümü yapılmış olduğu, üye işyeri sözleşmesinin yalnızca 1. ve 22. sayfası ile bir takım dökümlerin bulunduğu anlaşılmış olduğu, dosya bu haliyle bilirkişiye tevdi edildiği ve rapor hazırlandığı, HMK’nın 220. maddesi tarafın belgeyi ibraz etmemesi hükümlerini içermekte olup 3. fıkrasında (3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” düzenlemesi bulunduğu, buna göre davalı taraftan pos cihazı üyelik sözleşmesi talep edilerek anılan maddedeki ihtarat da yapılmış ise de davalı tarafça her müzekkere cevabı CD ortamında gönderildiği ve açılan CD’den de üye işyeri sözleşmesinin yalnızca 1. ve 22. sayfaları bulunduğundan sözleşmenin tamamı irdelenemediği, bu doğrultuda tarafların düzenlediği sözleşmede pos cihazının kullanımı sebebiyle yapılacak olan kesintilerin bulunup bulunmadığı ya da ne şekilde düzenlendiği, davalının bunu tahsil etme hakkının olup olmadığı anlaşılamadığı ve davalı tarafça da verilen sürelere rağmen sözleşmenin tam metni ibraz edilmediği, davacının beyanlarına itibar edildiği, yapılan kesintilerin haksız olduğu, önceden taraflarca konuşularak kararlaştırılmadığı, bilirkişi raporunda hesaplanan kesinti bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi müvekkili banka ve davacı taraf arasında imzalanan POS ÜYELİK sözleşmeleri standart nitelikte sözleşmeler olması nedeniyle genel işlem koşullarını içerdiğini, bu çerçevede müvekkil banka tarafından davacıya ”işbu sözleşme hükümlerini Türk Borçlar Kanunun Genel İşlem Koşulları hükümleri çerçevesinde dikkatlice incelenmesi gerektiği, gerek duyması halinde bunların hukuki ve finansal sonuçları hakkında bir hukuk bürosu ya da finans uzamanından yardım almanız ve akabinde müvekkil bankaya başvurması” önerildiğini, davacı tarafça iddia edildiği gibi müvekkili banka ile davacı taraf arasında yapılmış olan pos üyelik sözleşmesinin tek taraflı olarak düzenlenmesinin söz konusu olmadığını, kaldı ki davacı bu sözleşmede tüketici olarak değil tacir sıfatıyla yer aldığını, tacir olmanın yükümlülüklerinden biri olan basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu, dolayısıyla davacının ticari hayatın gereklerini ve teamüllerini bilmesi, ticari hayatını ilgilendiren işlerde diğer şahıslardan daha çok özen göstermesi gerektiğini, davacıdan tahsil edilen dava konusu bedelin müzakere edilerek davacının onayı ile birlikte kararlaştırılmış olduğunu, davacının bilgisi dahilinde tahsil edildiğini, müvekkili banka tarafından tek taraflı ve haksız olarak tahsis edilen bir bedel söz konusu olmadığını, nitekim dosya kapsamında aldırılan 26.11.2020 tarihli bilirkişi raporu da beyanlarının haklılığını ortaya çıkarttığını, dosyanın bilirkişiye tevdi edilip bilirkişi raporu aldırılıktan sonra usul ve yasaya aykırı olarak bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını, müvekkilinin kendisinden istenilen tüm belgeleri dosyaya ibraz ettiğini ve detaylı tüm açıklamaları yaptığını, kaldı ki bilirkişi tarafından, tüm bilgi ve belgeler doğrultusunda bilirkişi raporu hazırlandığını, dava konusu sözleşmenin 22. sayfasında yer aldığı üzere sözleşmenin 06/06/2016 tarihinde tüm hükümleri taraflarca okunduğunu, üzerine mutabık kalınarak imzalandığı da tespit edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, davalı bankaca pos üyelik sözleşmesi kapsamında tahsil edilen ücretlerin iadesi talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 439,03 TL harçtan peşin alınan 109,76 TL harç mahsup edilerek bakiye 329,27 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”