Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/19 E. 2022/733 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/19
KARAR NO : 2022/733

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : 2018/1418 Esas, 2020/85 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
YAZIM TARİHİ : 21/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/01/2020 tarih ve 2018/1418 Esas, 2020/85 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; Müvekkili ile dava dışı sigortalı ….San. Tic. A.Ş. arasında işyerim …Sigorta Poliçesi imzalandığını, sigortalısı …A.Ş. ile davalı…İnşaat’ın … tarihinde sigortalı şirketin işyerinde Sulu Yangın Söndürme Sistemi kurulumu için anlaşıldığını ve davalı şirketin sigortalı işyerinde bu sistemi kurduğunu, akabinde sprinkler sisteminden sızıntı yaşanması nedeniyle sigortalı işyerinde emtiaların hasar gördüğünü, hasar ihbarı üzerine müvekkili şirket tarafından oluşan hasarla ilgili inceleme yapıldığını ve rapor alındığını, eksper raporuna göre hesaplanan … USD hasar tazminatının dava dışı sigortalısı … San. Tic. A.Ş.’ye ödendiğini, ancak davalının raporlarda tespit edildiği üzere akdedilen sözleşmeler gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenen … USD tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili ; Müvekkili firmanın …San. Ve Tic. A.Ş.’nin fabrika tesisinde bir takım işler yaptığını, fakat hasar oluşumunda müvekkili firmanın hiçbir şekilde eksiği veya kusurunun bulunmadığını, dava dışı şirkete yapılan sistemin çok uzun süre önce teslim edildiğini, gerekli bakım ve kontrollerin dava dışı şirket tarafından yapılması gerektiğini, müvekkilinin bu hususta herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; yangın ve yangın güvenliği uzmanı, makine mühendisi ve sigorta bilirkişisinden meydana gelen zararın öncelikle davacı ve dava dışı şirket arasında düzenlenen sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı ve meydana gelen zararda davalının kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim ettirildiği, mahkemeye ibraz edilen raporda davaya konu hasarın poliçe kapsamında kaldığı ve meydana gelen hasardan davalı şirketin %25 oranında kusurlu bulunduğunun bildirildiği, her ne kadar taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı ayrı ayrı itiraz dilekçesi ibraz edilmiş ise de alınan raporun denetime elverişli olduğu ve tarafların itirazlarını karşıladığının anlaşıldığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda … USD’nin kamu bankalarının döviz için uyguladıkları en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu eksik incelemeyle tesis edildiğini, hüküm kurmaya elverişli olmayan hatalı ve usule aykırı bir rapor olduğunu, Yerel mahkemece dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, dosyaya sunulan ve mahkemenin gerekçesini dayandırdığı bilirkişi raporunda yer alan tespitler ile vardığı sonuç ve kusur dağılımı birbiri ile çelişkili olduğunu, buna rağmen mahkeme kararının gerekçesini usule aykırı bilirkişi raporuna dayandırıldığını, bilirkişi raporunda davalı … %25, dava dışı sigortalıları %25 ve müvekkil şirket %50 oranında kusurlu bulunduğunu, kusur dağılımının ne şekilde yapıldığının ve bu oranların tespitinde hangi kriterlerin esas alındığının denetime elverişli bir şekilde raporda belirtilmediğini, müvekkil şirketin kusurunu kesinlikle kabul etmemekle beraber salt poliçe düzenleme aşamasında kontrol yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebi ile oluşan hasarın %50’sinden müvekkilin sorumlu tutulmasının hiçbir hukuk kuralı ile açıklanamayacağını, müvekkil şirketin hasar dosyası incelendiğinde, müvekkilin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğinin görüleceğini, bu itirazlarına rağmen hasar dosyası incelenmeden düzenlenen rapor hükme esas alındığını, davalının sistemi kuran firma olduğunu ve gerek bilirkişi raporunda belirtildiği üzere gerekse müvekkil şirket tarafından alınan uzman görüşü incelendiğinde, davalının kurduğu sistemin proje ile uyumlu olmadığı tespitinin yapıldığını, müvekkilin denetim yükümlülüğü olsa dahi bu denetimini ancak proje üzerinden yapabileceğini, bilirkişi tarafından müvekkile asli sorumlu gibi %50 kusur belirlemesi açıkça hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda sisteme yönelik olarak “üretim hatası olan Sprinkler başlığının kullanıldığı, sistem güvenliğini sağlayıcı tipte bir relief vananın kullanılmadığı, yangın söndürme tesisatının projelendirilmesi ile ilgili hidrolik hesabın yapılmamış olmaması tespitleri yapıldığını, sistemsel olarak bu kadar eksik ve hatalı işlem var iken davalının sadece %25 kusurlu olduğunu tespitinin gerekçesi anlaşılamadığını, raporda izah edilmediğini, sprinkler başlığının açılması/patlaması sonucu oluşan hasar tamamı ile davalının kusurundan kaynaklı olduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, hukuka aykırı düzenlenen ve denetime elverişli olmayan raporun esas alındığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının hukuka ve maddi gerçeklere aykırı olduğunu, olay tarihinden yaklaşık bir buçuk yıl önce gerekli test ve denemeler yapılarak eksiksiz ve kusursuz olarak sistemin teslim edildiğini, müvekkil firmanın buna benzer yüzlerce proje yapmış olduğunu, daha önceden böyle bir problem yaşanmadığını, uygulama ve işçilik ile ilgili de bir sorun ile karşılaşılmadığını, olay incelendiğinde yine uygulama, işçilik ve malzeme seçimi ile ilgili bir problemin bu duruma sebebiyet vermediğini, seçilen malzeme … belgelerine sahip olduğu için fazla paraya satın alındığını, bu … aynısından dava konusu işletmede … adedin üzerinde montaj yapıldığını, son yıllarda da yaklaşık aynı marka ve model …… adedin üzerinde müvekkil şirket tarafından montaj yapıldığını, bugüne kadar herhangi bir sorun yaşanmadığını, gerekli bakım ve kontrollerini yaptırarak sistemin sağlıklı bir şekilde çalışır olmasını sağlamak müşteri şirketin sorumluluğunda olduğunu, montajı yapılan sistemin müşteri şirket tarafından haftalık, aylık, 3 aylık ve yıllık rutin kontrollerini yaptırması gerektiğini, dosya kapsamında alınan … tarihli bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, raporda müvekkil şirket %25 oranında kusurlu bulunduğunu, ancak neden kusurlu bulunduğu gerekçelendirilmediğini, raporda yalnızca dosyada var olan maddi olgulardan bahsedilerek kusur belirlendiğini, teknik inceleme yapılmadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların mahalli ilk derece mahkemesince dikkate alınmayarak bu yönde hüküm tesis edildiğini, bilirkişi raporunda müvekkil şirketin kusuruna dayanak gösterilen eksikliklerin somut olayda meydana gelen hasar ile ilgili ne ölçüde etkili olduğu yer almadığını, yani müvekkil şirketin eksikliklerinin zarar ile illiyet bağı kurulmadığını, oysa ki konuyla alakalı yeni bir bilirkişi raporu alınmış olsa idi müvekkile atfedilen eksiklikler ile meydana gelen zarar arasında hiç bir bağlantı bulunmadığı ortaya çıkacağını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, sigorta sözleşmesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkindir.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre hazırlandığı, davalı tarafça hazırlanan yangın söndürme sistemine ait projenin incelenmediği görülmektedir. Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan raporda davacı … şirketinin Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin 6. Maddesine aykırı davranması nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmişse de, sigorta şirketinin adı geçen yönetmelikten kaynaklanan kontrol yükümlülüğü ile zararın meydana gelmesi arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığından sigorta şirketinin kontrol yükümlüğünü yerine getirmemesi, sigortalı ile sigortacı arasındaki iç ilişkide kusur olarak değerlendirilebilirse de sigorta konusu emtiada meydana gelen zarara neden olacak bir kusur olarak değerlendirilemez. Yine, davacının dayandığı sigorta sözleşmesinde … sızması için … USD teminat belirlendiği, ancak davacı … tarafından sigortalıya … USD ödeme yapıldığı anlaşılmakta olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … şirketinin sigorta teminatının üzerinde yapmış olduğu ödemeyi rücuen talep etme hakkının olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemece hükme esas alınan rapor, dava konusu uyuşmazlığı aydınlatmaktan uzaktır. Mahkemece bilirkişi raporunda dosyada bulunmadığı belirtilen yangın söndürme sistemi projesinin ve hidrolik hesabının ibrazı için davalı tarafa uygun bir süre verilerek anılan belgelerin ibrazının sağlanmasından sonra konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2020 tarih ve 2018/1418 Esas, 2020/85 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın istekleri halinde taraflara İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”