Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/181 E. 2022/903 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/181
KARAR NO : 2022/903

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2020/810 Esas, 2020/59 Karar
DAVACI :..
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : …
VEKİLİ : Av..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
YAZIM TARİHİ : 27/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/09/2020 tarih ve 2020/810 Esas, 2020/59 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; Müvekkili şirketin…. Organize Sanayi Bölgesinde …Mahallesi …cad. No:… adresinde sulama borusu üretimi işi yapmakta olduğunu, müvekkili şirketin kendi adına kayıtlı ve üretim yaptığı taşınmazın bir bölümünü farklı zamanlarda a)… Şubesi, b) …. isimli kiracılara kiraya verdiğini, kiracılar ile yapılan sözleşmeler neticesinde unvanları yazılı şirketlerin farklı zamanlarda müvekkil tarafından kiraya verilen bölüme adreslerini alarak ticaret yaptığını, bir süre kiracılar tarafından kullanılan bölüm kiracıların iflas etmesiyle/tasfiye olmasıyla/iş bırakması ile boşaltıldığını,… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden adres kayıtlarını sildirmediklerini, adrese haciz işlemlerinin yapılması nedeniyle müvekkil şirketin mağduriyeti doğduğunu belirterek davanın kabulüne belirtilen adreste müvekkili dışındaki şirketlerin faaliyetinin olmadığının tespiti ile … Ticaret Sicil Memurluğunda müvekkili şirketin adresinde kayıtlı tüm şirketlerin adres kayıtlarının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; Türk Ticaret Kanunu ve Ticaret Sicili Yönetmeliği hükümlerine göre tescil ve terkinin ancak ilgililer tarafından istenebileceği, davacı şirketin hakkında talepte bulunulan şirketlerle ilgili olarak tescil, terkin, değişliklik ve silme talepleri konusunda Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvuruda bulunmak hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İflas eden şirketlerin adreslerinin müvekkil şirketin bulunduğu adreste görünmesi nedeniyle, müvekkil şirketin ticaretini ve varlığını devam ettirdiği adrese haciz işlemlerinin yapılması nedeniyle müvekkili şirketin mağduriyet yaşadığını, her ne kadar müvekkil şirket …Ticaret Sicil Müdürlüğüne …. tarihinde yazılı dilekçeyle başvuruda bulunmuş ise de …. Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından “bahsi geçen şirketler ile müvekkil şirketin adreslerinin aynı adres olarak görünmediği, ayrıca gerçek veya tüzel kişiliklerin herhangi bir tescil için gerekli evraklar ile birlikte ticaret sicil müdürlüklerine başvurularını Ticaret sicili yönetmeliğinin 134. Maddesinde kimlerin yapabileceği sayılmıştır” denilerek taleplerinin reddedildiğini, müvekkil şirketin eski adresinin …Bölgesi …cadde No:… iken .. tarihinde numarataj sisteminde yapılan çalışmalar sonucunda ..yani her iki adres gerçekte aynı adres olduğunu, …Büyükşehir Belediyesinin numarataj çalışmaları sonucunda güncelleme işlemi yapıldığını, Ticaret Sicil Müdürlüğünce iflas eden şirketlerin adreslerini resen kaldıramayacaklarını ve ancak mahkeme kararıyla böyle bir durumun söz konusu olabileceğinin beyan edildiğini, yerel mahkeme dava dilekçesinde bahsettikleri nedenleri göz önünde bulundurmayarak tescil talep ve tescil değişikliği ve silme talepleri ancak ilgililer tarafından istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verdiğini, ancak bahsettikleri nedenlerden ötürü müvekkilin eski kiracıları olan şirket yetkililerine ulaşamamalar nedeniyle dava açma yoluna başvurduklarını belirttiklerini, müvekkil şirkete eski kiracıların borçlarından dolayı hacizler geldiğini, yapılan bu hacizler nedeniyle her seferinde müvekkilinin yapılan hacze itiraz ettiğini ve istihkak davası açmak zorunda kaldığını, bu durumun müvekkili için artık katlanılması zor bir hal aldığını, yerel mahkemenin 2 ayrı hususta yanılgılı karar verdiğini, kendilerinin hiçbir şirketin ticaret sicile tescilini ya da terkinini talep etmediklerini, ticaret sicilinde varlığını koruyan yukarıda sayılı şirketlerin açıkladıkları adreste artık bulunmuyor olduğu hususunun tespiti ile ticaret sicilinde bu hususun düzeltilmesini talep ettiklerini, mahkemenin kararında Türk Ticaret Kanunun 28, 34 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 22. maddesine atıfta bulunularak burada sayılan kişilerden olmadıkları gerekçesiyle başvuru haklarının olmadığı belirtildiğini, oysa ki kanun maddelerinde ilgililerin kim olduğu sayma yolu ile yazılmadığını, sayma yolu ile yazılanlar ilgililerin yetkili kişileri olduğunu, dolayısıyla müvekkil şirketin ilgili olmadığı hususunda bir düzenleme mevcut olmadığını, dolayısıyla sayılan ilgililerden olmadıkları gerekçesiyle davanın red edilmiş olmasını usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, ticaret sicil müdürlüğü işlemine itiraza ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/05/2022

..
Başkan

(e-imzalıdır)

Üye
..
(e-imzalıdır)
..
Üye

(e-imzalıdır)
..
Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”