Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1772 E. 2022/552 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1772
KARAR NO : 2022/552

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
NUMARASI : 2018/209 Esas, 2021/648 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
YAZIM TARİHİ : 30/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2021 tarih ve 2018/209 Esas, 2021/648 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; Müvekkil şirket nezdinde sigortalı bulunan …. Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’ne ait fabrikada bulunan tekstil makinası, …. nolu …. Sigorta Poliçesi sigortalı olduğunu, Müvekkil şirket nezdinde sigortalı iş yerinde 21/07/2015 tarihinde Enerji Dalgalanması ve Elektriğin gidip gelmesi sebebi ile sigortalı makinede ağır hasar meydana gelerek ana kontrol ekranı hasar gördüğünü, uzman eksperler tarafından teknik inceleme yapıldığını, inceleme neticesinde hasar voltajda meydana gelen dengesizlik ve kesintiler sonucu beklenmedik bir şekilde hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkil şirket tarafından sigortalısına sigortalı makinalarda oluşan hasar nedeniyle 04/08/2015 tarihinde 16.547,00 TL tazminat ödendiğini, müvekkil şirket sigortalısı tarafından davalılardan …. Organize San. Bölgesi Elektrik Dağıtım A.Ş.’ne hasar ihbarında bulunulduğunu, davalı tarafından bu güne kadar müvekkil şirkete cevap dahi verilmediğinden işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle hasar tazminatı olan 16.547,00 TL’sinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı …Ş. Vekili; Müvekkili şirketin dava konusu edilen olayla hiçbir ilgisi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Üretim A.Ş. Vekili; davacı taraf he ne kadar iş bu davayı müvekkile karşı yöneltmiş ise de müvekkilin bu davada taraf sıfatı olmadığını, müvekkili ….Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Üretim A.Ş.’nin elektrik dağıtım yetkisi ve görevi bulunmadığını, müvekkil şirketin sadece elektrik üretim yetkisi bulunduğunu, müvekkilinin üretmiş olduğu elektriği de tüketiciye doğrudan satmadığını, bu hususta tek yetkilinin TEİAŞ olduğunu savunarak davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; Mahkemece kaldırma kararından sonra aldırılan 21/07/2020 havale tarihli bilirkişi raporu ile 27/07/2021 havale tarihli bilirkişi raporlarında davaya konu olayda dava dışı işletme olan ….Teks. San. ve Tic. A.Ş.’nin elektrik tedarikçisinin …..Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğu bu sebeple eldeki davadan ….. Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Üretim A.Ş.’nin husumetinin bulunmadığı ve ….. Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin de davaya konu olayda meydana gelen zarara ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davalılardan …..Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Üretim A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı …Ş. yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Davacı Vekili ; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalının beyanına göre hazırlanmış olduğunu, hükme esas alınan söz konusu raporda oluşan hasarın enerji dalgalanması ile meydana gelebileceği tespit edildiğini, ancak; aşağıdaki 2 sebepten dolayı davalıların sorumlu olmadığına dair rapor tanzim edildiğini, işbu dosyanın bilirkişiye hiçbir şekilde tevdi edilmesine gerek kalmadan Mahkemenin davalıya müzekkere ile sorarak 1 celsede karara çıkarması da mümkün olduğunu, bilirkişiden istenilen elektrik voltaj dalgalanmasının olup olmadığını ilgili kurumun elektrik kayıtlarının incelenmesi neticesinde bir kanaate varması gerekirken; davalı kurumun tek kelimelik arıza yok beyanı esas alınarak rapor alınması kabul edilemeyeceğini, hasar kesinti gibi elektrik arızasından değil elektrik voltajının ani dalgalanması neticesinde meydana geldiğini, hasarın kaynağı elektrik enerjisini üreten ve dağıtan şirketlere ait şebekeden kaynaklı olduğunu, trafonun olup olmaması diğer davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, trafosunun bulunmaması dahi sigortalı işyerinin sorumluluğunu gerektirmediğini, söz konusu zararın varlığı gerek sigorta eksperi gerekse …. Emo odası bilirkişisi tarafından tespit edildiğini, Eksperler Başbakanlığa bağlı Hazine Müsteşarlığına bağlı sigorta şirketlerinden bağımsız ve tarafsız olarak görev yapan görevli kişiler olduğun, dosya içerisindeki ekspertiz raporunda hasarın ani voltaj dalgalanmasından meydana geldiğini rapor halinde ortaya koyduğunu, OSB’nin iletim bedeli olarak bedel tahsil etmesinin dahi bu kurumun sorumluluğunu doğurduğunu, bir fabrikadaki cihazın tüm devrelerinin yanması ancak elektriğin düzensizliğinden kaynaklanacağını, bilirkişi tarafından hasarın nedeni ortaya konulmadığını, zararın nasıl meydana geldiği incelenmediğini, davalı kurumun beyanı ile rapor hazırlanmasının kabul edilemez bir durum olduğunu, söz konusu hasarın elektriği bir bedel karşılığı satın alan tüketicinin üzerinde bırakılmasının ve bunu satana sorumluluk atfedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların ispat yükünü bilimsel ve somut delil ile yerine getiremediğini, davalıların enerji kayıtlarını dosyaya sunmadığını, voltaj dalgalanmasının var olup olmadığı tartışılmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, sigorta sözleşmesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/03/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”