Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1758 E. 2023/361 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1758
KARAR NO : 2023/361

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2021
NUMARASI : 2020/731 E., 2021/689 K.

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/731 Esas, 2021/689 Karar sayılı dosyasında verilen 21/10/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketle aralarında yapılan anlaşma gereği pamuk alımına karşılık olarak ….. Bankasına ait ….. seri numaralı …. tarihli ….USD bedelli çeki firma ortaklarından ……’na 10/12/2020 tarihinde teslim ettiklerini, çekin teslimi sonrası anlaşılan malın teslimi konusunda davalı firmanın gecikmeler yaşadığını, müvekkili şirketin tüm bildirimlerine rağmen malın tesliminin yapılmadığını, davalı şirket yetkilisi ……nın diğer ortağı davalı şirket yetkilisi …. tarafından öldürüldüğünü, bu suçtan dolayı halen cezaevinde olduğunu, iki ortak arasında çıkan kavga dolasıyla yaşanan bu hadiseden sonra müvekkili şirketin vermiş olduğu çekin veya alacağı malın ahvali hakkında net bir cevap alamadığını, ifa borcunu yerine getirmeyen davalı şirketin ortaklarından birinin öldürülmesinin diğer ortağın da cezaevinde olmasının göz önünde alındığında çek bedelinin müvekkili şirketten tahsil edilmesinde telafisi imkansız zararlar doğuracağını, davalı şirketin sözleşme gereğince ifa etmesi gereken sorumluluğu ifa etmediğini ileri sürerek davanın kabulüne, müvekkili şirketin davalı şirkete borcunun ifasına karşılık vermiş olduğu çekin iptaline, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı ve davacının davalı aleyhine olan hiçbir savını kabul etmediklerini, …….’nın davalı şirketin ortağı değil sigortalı çalışanı olduğunu, davalı şirketin davacı şirketteki doğmuş alacağına karşılık zorunlu bütün unsurları taşıyan lehtarı olduğu davaya konu çeki aldığını, çek bedeli kadar davalıya borçlu olan davacının çekin davalıya borç ödeme dışında bir amaçla verildiğini ancak kesin delil ile kanıtlayabileceğini, davacının tanık dinletme istemine karşı çıktıklarını, genel kural gereğince davacının iddialarına göre ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davalının tutmakla yükümlü olduğu zorunlu belirli ticari defterlerinde davaya konu çeki hukuksal değerden düşüren ve davacının iddialarını doğrulayan hiçbir kaydın olmadığını, davacının davaya konu çekin bedelsiz olduğunu HMK’nın 200. Maddesi ve devamı hükümleri uyarınca ancak kesin delil ile ispatlayabileceğini belirterek hukuksal ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının davaya konu alacağın en az %20’si oranında tazminat ödemesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, “…Mahkememizce tarafların ticari defterleri incelenmiş ve ticari defterlerinde davacının dava konusu çek haricinde 1.200.000,00 TL alacaklı olduğu ve dava konusu çekin davacının defterinde kayıtlı olduğu ancak davalının defterinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Davacının iddiasını kesin delille kanıtlaması gerekmektedir. Ancak bu mahiyette bir delil ibraz edilememiştir. Ayrıca davacının 1.200.000,00 TL alacaklı iken ayrıca mal alımı konusunda avans amaçlı çek vermesi de hayatın olağan akışına uygun değildir. Davalı ….. İcra Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasının beklenilmesini talep etmiş ise de; iddia edildiği şekilde çekteki cironun müvekkillerine ait olmadığının tespit edilmesi halinde de davanın reddi gerekeceği gözetildiğinde belirtilen dosyanın beklenilmesinin esasa bir etkisinin olmayacağı değerlendirilmiş, bu nedenle de davanın reddine” karar verilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketle aralarında yapılan anlaşma gereği pamuk alımına karşılık olarak ….Bankasına ait ….. seri numaralı 05/01/2021 tarihli ….. USD meblağlı çeki firma ortaklarından …..’na 10/12/2020 tarihinde teslim ettiğini, müvekkili şirketin tüm bildirimlerine rağmen malın tesliminin yapılmadığını, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davacı ve davalının 2021-2021 yıllarına ait ticari defterlerinin eksiksiz ibraz edildiği, açılış tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, e-defter mükellefi oldukları, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiği, dava konusu çekin davacı kayıtlarında olduğu, davalı kayıtlarında olmadığı, davaya konu çek nedeniyle davacıya herhangi bir mal hizmetin verilmediğinin belirtildiğini, ticari defter kayıtlarının leh ve aleyhe kesin delil teşkil eder nitelikteki yazılı deliller olduğunu, bilirkişi raporunda davacı müvekkili şirketin çek harici davalıdan 1.200.000,00 TL avans alacağının olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre, takip ve dava tarihi itibariyle davacıya 1.200.000 00 TL avans olarak borcu olduğuna ait kayıt olduğunun görüldüğünü, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere aslında davalının müvekkiline 1.200.000,00 TL avans borcu bulunurken 100.000 USD bedelli çekin ticari ilişkiden bağımsız, mal hizmet karşılığı verilmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu edilen çekin davalı …’ne mal karşılığı verildiği, ancak davalı …’nce müvekkili şirkete hiç bir mal ya da hizmetin sunulmadığını, ticari iş ve teamül gereği gerçek hayatta her şeyin kağıt üstündeki gibi işlemediği, zaten süre gelen ticari ilişkiler ve de karşılıklı mal hizmet alım-verimi sebebi ile karşı tarafın sana borçlu olsa bile diğer bir ticari iş karşılığı çek verildiğinin bilindiğini, davacı ve davalının ticari defterleri beraber incelendiğinde müvekkiline hiç bir mal verilmediği ya da hizmetin sunulmamış olduğunun aşikar olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, takip dayanağı çekin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Menfi tespit davalarında davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Diğer bir ifadeyle, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir. Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir. Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, çekin bedelsiz olduğu ( avans olarak verildiği) yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır.(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2016/13292 Esas, 2017/7204 Karar sayılı ve 2016/3853 Esas, 2016/14805 Karar sayılı kararları) 6100 sayılı HMK’nın 222/1. Maddesi uyarınca mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceğinden somut olayda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması usul ve yasaya uygundur. Taraflar tacir dahi olsa kambiyo senetlerinin deftere kayıt zorunluluğu bulunmamaktadır. Tarafların ticari defterlerinde çekle ilgili herhangi bir kaydın bulunmaması sözleşme konusu malların teslim edilmediğini ya da senedin bedelsiz veya avans olarak verildiğini ispatlamaz. Davacı sunduğu delillerle iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 04/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.04/05/2023


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”