Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1730 E. 2021/1975 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1730
KARAR NO : 2021/1975

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021
NUMARASI : 2021/676 E., 2021/638 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : HASIMSIZ
DAVANIN KONUSU : Çek İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/676 Esas, 2021/638 Karar sayılı dosyasında verilen 10/11/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı …’ın mali müşavir olarak çalıştığı firma olan …. San. ve Tic. A.Ş.’nin keşidecisi olduğu … emrine yazılı …. seri numaralı, …. keşide tarihli …TL bedelli çeki düşürdüğünü ve kaybettiğini, çekin müvekkilinin yedinde bulunduğu sırada kaybolduğundan tahsilatının mümkün olmadığını, bunun hem müvekkilinin hem de keşideci firmanın mağduriyetine sebep olduğunu ileri sürerek telafisi imkansız zararları önlemek için öncelikle çekin bankaca ödenmemesi için ödemeden men kararı verilmesini, çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “…Bununla birlikte davacı tarafça her ne kadar ödeme yasağı konulması yönünde ihtiyati tedbir talebinde de bulunulmuşsa da, yukarıda açıklanan gerekçeler, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olması, dava açma hakkı bulunmayan kişi yararına ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması ve HMK’nın 389 vd. maddelerinde belirtilen şartların da oluşmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak, tüm dosya kapsamı ve yukarıda açıklanan gerekçelerle, yargılamanın basit yargılama usulüne tabi olması, dosya üzerinden karar verilmesi imkanının bulunması (HMK md. 138, md. 320 vs.), davanın hasımsız görülmesi, yargılamanın gereksiz yere uzamaması ve gereksiz masraf ve zaman kaybına sebebiyet verilmemesi, usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak ve yukarıdaki gerekçelerle dosya üzerinden karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davacının ihtiyati tedbir (ödeme yasağı konulması) talebinin reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. keşide tarihli,… seri numaralı,… TL’lik çekin yetkili hamili olduğunu, müvekkili çeki lehdar …’ye teslim etmek üzere keşideciden ciro ile teslim aldığını, çeki lehdara teslim edemeden elinde olmayan sebeplerden dolayı kaybettiğini, müvekkilinin keşideci firmada mali müşavir ve işveren vekili olarak çalıştığını, çekin müvekkilinin istemi dışında kaybolduğunu, çekin arka yüzünün mevcut olmadığını, söz konusu çekin kaybolmasından dolayı çekin arka yüzünün ibrazının mümkün olmadığını, yerel mahkemenin hukuka aykırı olarak karar verdiğini, müvekkilinin yetkili hamil olduğunun mahkemece kabul edilmediğini, kaybolan çekin piyasada ticari itibarı yüksek olan firmalar tarafından keşide edilmiş olduğundan müvekkili firmanın cirosunun bulunduğunu, çekin bankadan tahsil edilmesini engellemek ve müvekkilinin çeki keşide eden keşideci firmanın zarar görmemesi için tedbir amaçlı olarak ödeme yasağı konulmasını da içeren çekin iptali gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK’ nın 757 vd. maddelerinde yer alan kambiyo senedinin zayi nedeni ile iptal davası, iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişiye, hakkın senetsiz olarak ileri sürülmesi veya borçludan yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilme imkanı verir (TTK m. 651-652).Aynı Kanunun 759. maddesi uyarınca, iptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zayi olduğunu inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sunmak, çekin bir suretini ibraz etmek yahut da çekin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.
Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu tür davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu konusunda, mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterli saymak gereklidir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir. Kaldı ki, dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek ve kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek, ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. Dolayısıyla mahkemeyi tereddüde sevk eden hususlar, esasen anılan davalarda tartışılacaktır.
Çek iptal işlemleri öncelikle mahkemeye bir dilekçe verilmesi ile başlamaktadır.İptal ve ödemeden men talebinde bulunan kişi, zayi olan çekin zilyedi olduğunu gösterir delillerini mahkemeye sunmalıdır. Örneğin çekin önü ve arkasının yer aldığı bir fotokopisi önemli bir ispat aracıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 790. maddesinde “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili tarafından, dava konusu çekin müvekkilinin mali müşavir olarak çalıştığı keşideci firma olan … San ve Tic A.Ş. firması tarafından lehtar ….’ye verilmek üzere kendisine iletildiğini, bu esnada çekin düşürüldüğünü ve kaybedildiğini ileri sürmüş ve anılan çekin ön yüzünün fotokopisini ilk derece mahkemesine sunmuştur. Dava konusu çek incelendiğinde, çekin keşidecisinin …. San.ve Tic. A.Ş., lehtarının ise …. olduğu anlaşılmış, ancak çekin arka yüzü dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulmamıştır. Davacının yetkili hamil olduğu tüm dosya kapsamında ispatlanamamıştır.
Görüldüğü üzere, davacının dava konusu çekte yetkili hamil olduğunu beyan etmesine rağmen tüm dosya kapsamında meşru hamil olduğunu ispatlayamadığı, bu nedenle çek iptali davasını açamayacağı, ilk derece mahkemesi kararının dayandığı deliller ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca varsa artan gider avansının tarafa iadesine,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğine,
HMK’nın 362/1-ç maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.22/12/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”