Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/173 E. 2022/929 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/173
KARAR NO : 2022/929

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2017/1419 Esas, 2020/598 Karar
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …. .
Av. …
.
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
YAZIM TARİHİ : 31/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2017/1419 Esas, 2020/598 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında cari hesap ekstresine dayalı ticari ilişki olduğunu, bu çerçevede müvekkili tarafından üretilen ürünlerin davalı tarafından belli bir bölgede dağıtımı işini üstlenildiğini, ödemelerin cari hesap çerçevesinde gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından ürünlerin teslimi gerekli özenle yerine getirilmesine karşın davalı şirket tarafından ödemelerin yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 40 adet faturadan kaynaklı alacağı için davalı şirket hakkında …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, davalının itirazında müvekkili şirkete borçlu olmadığını beyan ettiğini, ancak müvekkiline 40 adet faturadan kaynaklı 1.946.117,40 USD tutarında borcu olduğunu, bu nedenlerle davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, icra takibinde davacı tarafından talep edilen meblağ müvekkilin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, müvekkili şirket tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemelerin hesaplara yansıtılmadığını, ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiğini, müvekkili firmanın davacı firma ile uzun zamandır çalıştığını, son döneme kadar her iki şirket arasında problem yaşanmadığını, fatura ile cari hesap şeklinde çalışan müvekkili şirket ve davacı firma arasında ödemelerin mühtelif zamanlarda yapıldığı, davacı firma tarafından takibe konu edilen edilen miktarın asıl borcu yansıtmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Davacı tarafın takibin faturaya dayalı olması sebebiyle takibe konu ettiği faturalardaki malları teslim ettiğinin ispatlanması gerekmektedir. Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede faturaların e-fatura olarak düzenlendiği, irsaliyelerde teslim alan ve teslim eden imzalarının bulunduğu, iadeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı yönündeki bilirkişi tespitleri gözetildiğinde malların teslim edildiği kabul edilmiştir. Nitekim davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçınması nedeniyle davacı tarafın defterlerine ve kayıtlarına itibar edilmesinin gerektiği gözetildiğinde de (Y.11 HD’nin 17.09.2014 T. 2014/3279-13995 E.K; Y.11 HD’nin 04.10.2017 T. 2016/2759-2017/5005 E.K) malların teslim edildiğinin kabulü gereklidir. Nitekim davalı tarafın da takibe konu faturalardaki malların teslimine ilişkin bir itirazı bulunmayıp, temel itirazı ödemelerin dikkate alınmadığı yönündedir.
Davacı tarafın takibe konu faturalardaki malların teslim edildiğinin ispatlanması sebebiyle ödeme olgusunun davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafın defterlerinde yapılan incelemede takip tarihi itibariyle karşılıksız çeklerin düşümü yapılmadan yapılan hesaplamada 74.592,32 USD alacaklı olduğu kayıtlıdır. Ancak bir kısım çeklerin karşılıksız çıktığı, icra takibine konu edildikleri ve celbedilen takip dosyalarında da herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle bu çeklere ilişkin ödeme yapılmadığı kabul edilmiştir. …. .tarihli bilirkişi raporunda ….Bankasına ait çeklerden..’lik çekin karşılıksız çıktığı tespit edilmiştir. Yine …Bankasınca verilmiş … ve ….Bankasınca verilmiş … USD’lik çeki de dahil ederek karşılıksız çıkan çek miktarını ….USD olarak belirlemiştir.
Ancak …. Bankasına ait… çek numaralı …USD’lik çeki iki defa hesaplamaya dahil etmiş olması sebebiyle…. Bankasına ait çeklerden karşılıksız çıkan miktar…. USD olduğu kabul edilmiştir. Yine bilirkişi …. Bankasına ait …. çek numaralı ….USD’lik çek ile …Bankası tarafından verilmiş …. çek numaralı …USD’lik çeki de hesaplamaya dahil etmiştir. Fakat davacı tarafın …. tarihli dilekçesinden anlaşılacağı üzere bu çeklerin sırasıyla …. Bankasına ait …. numaralı ….USD’lik çek ve … numaralı ….USD bedelli çeklerin yerine alındığı yönündeki açıklaması gözetildiğinde; bilirkişinin bu çeklere ilişkin de mükerrer hesaplama yaptığı ve bu nedenle ….Bankasına ait… numaralı… USD’lik çek ve …numaralı ….USD bedelli çeklerin hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği, bunların yerine verilmiş olan yukarıda detayı verilen …. Bankası ve …. Bankasının ….USD ve…. USD’lik çeklerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle bilirkişi hesaplamasında toplamda … USD’lik çekin karşılıksız çıktığı yönünde değerlendirme yapmış ise de; …Bankasına ait …. çek numaralı …USD’lik çekin mükerrer hesabı, yine…Bankasının …. çek numaralı …. USD bedelli çek yerine … Bankasının … USD’lik çekinin verilmesi ve….Bankasının …. çek numaralı çeki yerine ….Bankasının …. USD’lik çekinin verilmesi nedeniyle hesaptan düşülmesi gerektiği ve bu nedenle de toplamda …. USD’lik çekin karşılıksız çıktığı kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Davacının elinde bulunan….Bankasına ait …. numaralı …. USD bedelli çekin ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamaması sebebiyle ödenmediği kabul edilmiştir. Bu çekte belirtilen miktarın içerisindedir.
Belirtilen nedenlerle … karşılıksız çıkan/ödenmeyen çek ve davacının defterinde kayıtlı …. USD alacağı olmak üzere toplam … USD alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Davacının yukarıda belirtilen miktarı aşan asıl alacak talebinin yerinde olmadığı, yine takip talebinden önce davalının temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamaması sebebiyle takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği değerlendirilmiş ve yukarıda belirtilen miktarı aşan talep reddedilmiştir.
Davalı tarafın kötü niyet tazminatın bulunmakta ise de; davacı tarafın alacağının kısmen kabul edildiği, davacının takibinde ve itirazın iptali davası açmasında kötü niyetli olduğuna dair bir delilin bulunmadığı gözetilerek davacı aleyhine tazminata hükmedilmemiştir.
Dava tarihindeki 1 USD=3,87 TL esas alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplanmıştır.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının … USD bakımından itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına (tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla) fazlaya dair talebin reddine, hükmolunan alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında icra inkar tazminatının(936.653,30 TL) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararına itiraz ettiklerini, davalarının tamamen kabulü gerekirken yerel mahkemece bilirkişi raporunun hatalı yorumlandığını, yerel mahkemece kararına temel olarak …. tarihli raporun esas alındığını belirtilmiş ise de, raporun değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, ….raporunun sonuç bölümünde aynen “Dolayısı ile şirketin ticari defterlerinde çekler ve cari hesap alacak toplamı inceleme tarihinde … USD + …. USD = … USD tespit edilmiştir.” denildiğini, fakat devamla çek dökümü ile ilgili bitişik iki satır yazılmasının bu tespiti arada bıraktığını ve mahkemeyi yanılgıya düşürdüğünü, bilirkişinin rapor içeriğinde takip konusu edilen faturaları incelendiğini, irsaliyelerin imzalı olduğunu ve neticede ….USD alacakları olduklarının doğru olarak tespit edildiğini, akabinde, bu rakamın ….USD kısmının (çeklere tekabül etmesi nedeniyle) şüpheli alacak kaydına alındığı ve … USD kısmının cari hesapta kaldığının açıklama olarak belirtildiğini, açıkça anlaşıldığı gibi müvekkilin toplam alacağının … USD olduğunu, bu alacağa karşılık verilen çeklerin hiçbirinin ödenmediğinin de yine mahkemenin kabulünde olduğunu, davalının kısmi ödeme iddiası/ispatının dahi olmadığını, açıkça müvekkilinin ….USD alacağının bulunduğu ve verilen çeklerden hiçbirinin ödenmemiş olduğunun sabit olmasına rağmen yerel mahkemece raporun değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, bankalardan gelen çek dökümünü alacağın tamamı saymak gibi büyük bir hata yapıldığını, kaldı ki bu dökümlerin de yanlış/eksik tespit edildiğini ve borçtan düşülmemesi gereken ödenmemiş çekleri düşerek, eklenmesi gerekenleri ise eklemeyerek hata içinde hata yapıldığını, oysa müvekkilinin …. USD alacağının bulunduğu ve verilen çeklerden hiçbirinin ödenmemiş olduğu sabit olduğundan çek hesabına hiç girilmemesi veya en azından gelen son cevaplara göre ek bilirkişi raporu istenmesi gerektiğini, çek incelemesinin sadece ödenen çek olup olmadığının tespiti ile sınırlı olması gerektiğini ve ödenen çek var ise ….USD’den düşülmesi gerektiğini belirterek, açıklanan bu nedenlerle mahkeme hükmüne itiraz ile istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını, hukuka aykırı kararın aleyhe yönlerden kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5- Kararın taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”