Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1722 E. 2022/147 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1722
KARAR NO : 2022/147

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2020/982 Esas, 2021/774 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
YAZIM TARİHİ : 27/01/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/09/2021 tarih ve 2020/982 Esas, 2021/774 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; müvekkilinin … vade tarihli …. TL senet nedeni ile davalılar murisi ….’dan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını davalıların haksız olarak icra takibine itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptaline, davalıların alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar Vekili; muris …’nın müvekkillerinin uzaktan akrabası olduğunu, ….’nın terekesinin borca batık olduğuna ilişkin mahkeme kararı olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin borca itiraz ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; İcra dosyasında takip dayanağı olan senede ilişkin olarak …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile yapılan takipten önce, senedin keşidecisi müteveffa ….aleyhine … tarihinde ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra takibinin başlatılmış olduğu, muris …’nın, takip tarihinden sekiz gün önce yani 04.08.2008 tarihinde vefat ettiği ,takip borçlusunun ölmüş olduğu gerekçesi ile söz konusu icra takibi bu kere aynı takip dosyası ile müteveffa ….mirasçılarına yöneltildiği, kendilerine ödeme emri gönderilen huzurdaki dava dosyasının da davacıları olan … mirasçılarının, hem müdürlük işleminin şikayeti için İcra Mahkemesine başvurmuş oldukları ve hem de 11.02.2009 tarihinde Şanlıurfa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/233 Esas sayılı dava dosyasında, “Mirasın Hükmen Reddi” için dava açmış oldukları, mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 05.06.2012 tarihinde murisin terekesinin borca batık olduğunun tespit edilmiş olduğuna karar verildiği, 05.06.2012 tarih 2009/233 Esas ve 2012/303 Karar sayılı mahkeme ilâmının taraf vekillerine tebliğ edilmiş olduğu, temyiz edilmemiş olduğu ve yasal temyiz süresi geçmekle kesinleşmiş olduğu ve fakat kesinleşme şerhinin düzenlenmemiş olduğu, aynı şekilde …. mirasçılarından olan …’nın 13.10.2008 tarihinde Şanlıurfa 1.Sulh hukuk Mahkemesinin 2008/885 E. Sayılı dava dosyası ile mirasın gerçek reddi talebinde bulunmuş olduğu, mahkemesince verilen 02.12.2008 tarihli karar ile mirasın reddedildiğinin tespitine karar verilmiş olduğu, ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra takibi nedeniyle kendisine takip yöneltilen mirasçıların her birinin ayrı ayrı takibin şikayeti için İcra Mahkemesine başvurmuş olduğu, Şanlıurfa 1.İcra Hukuk Mahkemesini 2009/158 Esas Sayılı dosyasında davalıların birleştirilmiş olduğu ve mahkemesince 19.10.2011 tarih , 2009/58 Esas ve 2011/386 Karar sayılı ilamı ile “ölü kişiye karşı takip açılamayacağı” gerekçesiyle şikayetin kabulü ile …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin iptaline karar verildiği, anılan icra takibi iptal edildikten çok sonra, davacı takip alacaklısı bu kere başka bir vekil eliyle, huzurdaki davanın konusu olan …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile 17.10.2016 tarihinde yeniden .. mirasçılarına karşı takip başlatmış olup; miraçılar vekili, 31.10.2016 tarihli itiraz dilekçesinde borcu kabul etmediklerini, takibin mükerrer olduğunu ve önceki takibin de durdurulduğunu bildirdikleri, yukarıda ayrıntıları ile verilen takip ve davalara ilişkin yargılama süreçlerinden de anlaşılacağı üzere, davaya konu …İcra Müdürlüğünün ….2 Esas sayılı takibine 17.10.2016 tarihinde girişilmiş olup; bu tarihten önce Şanlıurfa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Şanlıurfa Sulh Hukuk mahkemelerinde mirasın reddi davalarının görülüp karara bağlanmış olduğu, davacı takip alacaklısının, borçlusu müteveffanın mirasçılarının gerek mirasın hükmen reddi ve gerekse gerçek reddi nedeniyle borçtan sorumlu olmadıklarını ve kendilerine takibinin yöneltilemeyeceğini bildiği halde, muris tarafından verilen … vade tarihli bonodan dolayı yeniden takip yapmasında ve takibin itiraza uğramasına itirazın iptali isteminde hukuka uyarlılık bulunmadığı, davalı vekilinin dava ve cevap dilekçesinde belirsiz durumlara atıf yaparak takip yapmış olduklarına ve dava açtıklarına ilişkin açıklamaları ile davalıların salt mirasın reddi nedeni ile davanın reddini talep etmiş olmaları halinde bu itirazı kabul ettiklerini ama ödeme emrine itiraz da borca da itiraz edilmiş olduğu bu şekilde yapılan itiraz neticesinde itirazın iptali talebi ve icra inkâr tazminatı isteminin yasal bir zemine oturtulması ve izâhının mümkün olmadığı, yukarıda yer verilen tüm yasal şartlar ve oluşan hukuksal statü bilindiği halde ısrar ile yapılan mesnetsiz takibin ve itirazın iptali davasının ise iyi niyetle yapıldığını söylemek mümkün olmadığı, gibi “cebri icra yoluyla takip hakkı” kapsamında da değerlendirilemeyeceğinin açık olduğu, mirasın hükmen reddi ve gerçek reddi ile oluşan yasal durum ortada iken yapılan davaya konu takibin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2.maddesinde düzenlenen “dürüst davranma yükümlülüğüne” ve bu kuralın usul hukukundaki karşılığı olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 29.maddesinde “dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğüne” aykırı hareket edilmiş olduğu açık ve anlaşılır olduğu, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun değerlendirildiği gerekçesiyle davanın reddine, davacının İİK 67/2. Maddesi gereğince kötüniyetli tazminatına ve HMK 329. Maddesi gereğince 5.000,00 TL disiplin cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik soruşturma ile karar verildiğini, Şanlıurfa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/885 esas sayılı ve Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/233 esas sayılı dosyaların akıbetinin sorulmadığı anlaşıldı denmesine ve bu dosyaların gelmemesine ve dava dosyasına kazandırılmamasına rağmen eksik belge ve inceleme ile karar verildiğini, tüm mirasçıların terekenin borca batıklığı ileri sürdüğünün de mahkemece denetlenmediğini, davalı vekilinin, tüm davalıların vekili olup olmadığının da denetlenmediğini, tüm altsoyun terekenin borca batıklığını ileri sürmediğini, davalıların alt soyunun da mirası reddedip etmediği araştırılmadan ve davaya dahil edilmesi gerekirken bundan sarfı nazar edilmesinin bozmayı gerektirdiğini, borçlu ….’nın ölümünden sonra … İcra’nın … takip nolu dosyasından …’nın adına kayıtlı bulunan taşınmazın satıldığını, bu satışın yapılması için mirasçılara tebliğat yapılmadığını, İcra Müdürlüğü’nde dosyayı incelemek istediklerini, dosyanın yerinde olmadığını, eğer o dosyada tüm mirasçılara ödeme emri veya icra emri tebliğe çıkmışsa ve mirasçılar terekenin borca batıklığını ileri sürmemişlerse artık ileri süremeyeceklerini, dosyanın ortada olmadığını, dosya ortaya çıkarsa lehlerine olan iddia ve savunma haklarını saklı tuttuklarını, mahkemece bu dosyanın getirtilerek incelemesi ve ona göre bir karar vermesi gerektiğini, evvelki takip olan …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyanın açılma tarihi … olduğunu, ancak dosya borçlusu …’nın ölüm tarihinin takipten 8 gün önceki tarih olan … olduğunu, Yargıtay kararlarına göre bu takip hiç yapılmamış bir takip olduğunu, bunun maddi hukuk ve usul hukuku yönünden sonuçları yok hükmünde olduğunu, yani senetteki alacağın zamanaşımı süresi kesilmiş olmadığını, müvekkilinin senetteki alacağın zamanaşımına uğramaması, zamanaşımının kesilmesi açısından takip yapma hakkı olduğunu, gibi önceki takip yok hükmünde olduğundan … İcra Müdürlüğünün …takip sayılı takip dosyasının ilk takip olduğunu, ikinci takip olmadığını, önceki takibin yok hükmünde olduğunu, tek takip olduğunu, bunun da …. İcra Müdürlüğünün …takip sayılı dosyası olduğunu, bununla da zamanaşımı kesilmek istendiğini, müvekkilinin zamanaşımını kesmek bakımından icra takibi yapmasında kötü niyetli olmadığını, davalıların terekenin borca batıklığı savunmasına itirazları olmadığını, mirası reddeden davalıların borca itirazları olduğunu, Mahkemece bu yönün dikkatten kaçırıldığını, müvekkilinin terekenin borca batıklığı itirazı dışındaki ödeme emrine itirazlarına karşı itirazın iptali davası açması hakkı bulunduğunu, mahkemenin kabulüne göre, davalıların sadece mirası reddetmeleri sebebi ile borçlu sıfatlarının olmadığının tespit etmek olduğunu, tespit hükmü olması ve eda hükmü olmaması sebebiyle davalılar vekiline maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer. (TBK m.43/1, 513/1) Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir. Dava konusu somut olayda davalı …’ın yargılama sırasında 11/07/2021 tarihinde öldüğü, mirasçılarının yargılama aşamasında davaya dahil edilmeksizin, ölmeden evvel verilen vekaletnameye istinaden davacı vekili ile davaya devam edilip, işin esasına girilerek yazılı şekilde, ölü kişi hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesine göre tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartları olarak düzenlenmiştir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle, taraf teşkili sağlandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Kabule göre de; 721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. fıkrasında “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Bu durumda terekenin borca batık olduğuna ilişkin bu savunmanın hadise (ön sorun) şeklinde incelenip karara bağlanması gereklidir. Dava konusu somut olayda davalılar murisi ….’nın mirasçılarından …’nın mirasın gerçek reddini talep ettiği, yine mirasçılardan .., .., …, …, .., …, … ve ….’nın mirasın hükmen reddini talep ettikleri, davacının mirasın reddini talep etmeyen mirasçılar hakkında takip yaptığı, takip borçlusu davalıların terekenin borca batık olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. Takip borçlusu olmayan mirasçılar tarafından Şanlıurfa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/233 Esas, 2012/303 Karar sayılı dosyası ile açılan mirasın hükmen reddine ilişkin davada verilen karar, dava dışı mirasçıları kapsamaz. Bu nedenle davacının kötüniyetle takip başlattığından söz edilmesi mümkün değildir. Öte yandan her ne kadar muris ….’nın terekesinin borca batık olduğu Şanlıurfa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/233 Esas, 2012/303 Karar sayılı dosyası ile sabit ise de Türk Medeni Kanunu’nun 610/2. Maddesinde yer alan “Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez” düzenlemesi gereğince takip borçlusu mirasçıların mirası reddetmelerine engel olan davranışlarda bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Mahkemece takip borçlusu olan mirasçıların daha önce mirasın reddini talep etmedikleri gözetilerek öncelikle mirasın reddine engel davranışlarda bulunup bulunmadığı hususunun hadise (ön sorun) şeklinde incelenmesi, takip borçlusu davalıların mirasın reddine engel davranışlarda bulunmadıklarının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi, aksi halde işin esasına girilerek davalıların borca itirazlarının haklı olup olmadığının değerlendirilmesinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 tarih ve 2020/982 Esas, 2021/774 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/01/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”