Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1667 E. 2022/81 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ..
TARİHİ : ..
NUMARASI :..Esas, … Karar
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1-…
VEKİLLERİ : Av. ..
Av. ..
Av.
Av. ..
2..
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : ..
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : ..

Taraflar arasında görülen davada ….Asliye Mahkemesince verilen …tarih ve …Esas, …Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….İcra Dairesinin …Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili aleyhine takibe girişildiğini, ancak takibe dayanak…numaralı …keşide tarihli 16.500-USD bedelli çekteki lehtar imzasının davacı şirket yetkili temsilcilerine ait olmadığını beyanla, anılan çek sebebiyle takip alacaklısı davalıya borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; çekin, dava dışı …. Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilerek müvekkiline teslim edildiğini ve bu sebeple çekteki davacı imzasının sahteliği konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, sahtelik iddiasının ancak rapor ile anlaşılabileceğini beyanla, davanın reddini ve davacının tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “… senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıda olmasına rağmen, yerel mahkemenin bu ispat külfetini gözden kaçırarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılması için borçluya kesin süre vermesi ve süreye riayet edilmediğinden bahisle itirazı reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu veçhile; HMK’nın 324/2’inci maddesi sebebiyle, ….. İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasına dayanak… numaral…. keşide tarihli 16.500-USD bedelli yönündeki delil ikamesinden vazgeçilmiş sayıldığı ve davacının davasını ispatlamış sayıldığı kabul edilerek davanın kabulüne, davacının davalı tarafa ….Dairesinin …. Esas numaralı takibe dayanak….15,00-TL (16.500-USD) bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi olarak çekin içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediğini ve başkalarına da devredilemediğini, vasıflı ve soyut bir borç ikrarı olduğunu, çekin keşidecisinin çekte gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir taahhütte bulunduğunu, çeki iyiniyetle iktisap eden hamilin çeki iktisabında kötü niyeti veya ağır kusuru olmadıkça meşru hamil olduğunu, temlik eden bankanın davaya konu çek bakımından iyi niyetli üçüncü kişi durumunda olduğunu, düzgün bir ciro silsilesinden sonra çeki ciro ile alan üçüncü kişinin çekin iktisabında kötü niyeti veya ağır kusuru bulunmadıkça çekin meşru hamilî durumunda olduğunu, bu durumda çek hamilinin çeki hile ile ele geçirmediği, kötü niyetli olmadığı ve bedelsizliğini bile bile borçlu zararına hareket etmediği sürece çekin yetkili hamili sayılacağını, keşideci ile lehdar arasındaki doğrudan doğruya mevcut münasebetlere dayalı şahsi defilerin yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, yerel mahkemenin davacının davasını ispat edecek hiçbir bilgi, belge ve delil olmadan tamamen usule ve esasa aykırı olarak davanın kabulüne karar verdiğini, davacı tarafın davasını hiçbir şekilde ispat edemediğini yalnızca davayı ikame ederek sonuca ulaştığını, davacının söz konusu çek cirantası olarak imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla imza inkârında bulunduğunu, çekin arka yüzünden de anlaşılacağı üzere temlik eden bankanın çeki ciro yolu ile devraldığından cirantaya yönelik imza incelemesi yapma gibi bir imkânı bulunmadığı gibi ciranta yerindeki imzanın cirantaya ait olup olmadığını bilebilecek durumda da olmadığını, Yargıtay’ın da müstekar hale gelmiş kararlarında yer aldığı üzere temlik eden banka tarafından durumun bilinmesinin mümkün olmamasından dolayı müvekkili aleyhine tazminata, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de mümkün olmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 344. Maddesi uyarınca istinaf harç ve giderlerinin yatırılmış olması istinaf başvurusunun şartlarından biridir. İstinaf harç ve giderlerinin hiç ödenmemiş veya eksik ödenmiş olup olmadığının denetlenmesi görevi, öncelikle kararı veren ilk derece mahkemesine aittir. Bu nedenle, istinaf harç ve giderlerinde herhangi bir eksiklik tespit edildiği takdirde, kararı veren mahkeme, vereceği bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasını, aksi takdirde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunu başvuran tarafa yazılı olarak bildirir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderlerdeki eksiklik giderilmediği takdirde, kararı veren mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, HMK 346. maddesinin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanması ile, istinaf kanun yoluna başvurulacaktır.
5235 Sayılı Kanunun 52. maddesi ile Harçlar Kanununa bağlı(1) sayılı tarifenin “(A)Mahkeme Harçları” başlıklı bölümün “I- Başvurma Harcı” ile ” III- Karar ve İlam Harcı” başlıklı bölümünde “Bölge Adliye Mahkemeleri ” ibaresinin eklenmesi ile, istinaf başvurusunda başvurma harcı ile maktu ya da nispi karar ve ilam harcının alınacağı düzenlenmiştir.
15/06/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvuran davalı vekiline ilk derece mahkemesince yatırılmayan başvurma harcı 162,10 TL, nispi istinaf karar harcı 1496,25 TL, gider avansı 150,00 TL’nin HMK 344.maddesine göre bir haftalık kesin süre içerisinde dosyaya yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, muhtıranın davalı vekiline 21/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak süresi içerisinde istinaf başvurma harcı, karar ve ilam harcı ile gider avansının yatırılmaması sebebiyle mahkemece 29/06/2021 tarihinde davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ek karar verildiği, davalı vekili tarafından süresi içinde 16/08/2021 tarihinde ek karar yönünden istinafa başvurulduğu, bu başvuru için başvurma harcı ile maktu istinaf karar harcı yatırıldığı, dairemizin geri çevirme kararı üzerine istinaf harçlarının yatırılmış olduğu, bu harçların yatırılmış olmasının, esas kararın istinaf başvurusu için kendisine verilen kesin sürede harç yatırılmaması sonucunu değiştirmeyeceği, dolayısıyla mahkemenin davalı vekilinin bir haftalık kesin süre içinde istinaf karar ve ilam harcını yatırmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ek kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2496 Esas, 2020/3929 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)
Bu itibarla, davalı vekilinin bir haftalık kesin süre içinde istinaf harçlarını yatırmadığı ve bu şekilde istinaf başvurusundan vazgeçmiş olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin mahkemenin ek kararına karşı istinaf başvurusunun HMK 346. maddesi gereğince ve HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5984,98 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1496,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 4488,73 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-HMK’nın 359/3. maddesine göre kararın ilk derece mahkemesince davalı tarafa tebliğine,
4-Gider avansının arta kalan kısmının yatıran tarafa iadesine,
5- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, HMK. 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan
.
e-imzalıdır.
.
Üye
.
e-imzalıdır.
.
Üye
.
e-imzalıdır.
.
Katip
.
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”