Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1665 E. 2021/1899 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1665 – 2021/1899
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE :..
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …
TARİHİ : …
NUMARASI : …
DAVACI : …
VEKİLİ : ..
DAVALI : ..
VEKİLİ : ..
DAVANIN KONUSU : ..
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : ..
Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen… tarih ve … Esas, …Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı…. vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….Tic. Ltd. Şti’nin … sicil numarasında kayıtlı bir şirketken kaydının Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca 20/09/2018 tarihinde ticaret sicilinden terkin olduğu ve 26/09/2018 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edildiği öğrenildiğini, müvekkili kurumun alacaklı olduğu Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesini…. Esas,…. Karar sayılı kararı ile verilen vekalet ücretinin tahsili için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına ve ticaret siciline kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini, ihyası istenen şirketin borca batık olup alacakları borçlarını karşılayamadığından tasfiye edildiğini, kaldı ki davacı tarafın henüz kesinleşmiş bir alacağının söz konusu olmadığını, ayrıca şirketin ihyasının fesih tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; “… her ne kadar şirketin ticaret sicili kayıtları tasfiyenin tamamlandığı gerekçesi ile silinmiş ise de, tasfiyenin tamamlanmadığı, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki davanın taraf teşkili sağlanarak görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilci ve tasfiye memuru olan…’ın tasfiye memuru olarak atanmalarına karar vermek gerekmiştir. Davalı …. yasal hasım olduğu, bu yüzden yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı ancak tasfiye memuru….hakkında dava bulunan şirketin tasfiyesinin tamamlandığı gerekçesiyle ticaret sicilinden kaydının sildirilmemesi gerektiği, dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla yargılama giderlerinin tasfiye memuru….dan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulü ile ….sicil numarasında kayıtlı iken sicil kaydı kapatılan Tasfiye Halinde …. Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas ….K sayılı ilamı ile hüküm altına alınan vekalet ücreti alacağının icra ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Siciline yeniden tescili ile ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son yetkili temsilcisi ve tasfiye memuru olan….T.C. kimlik numaralı ….’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son yetkilisi ve tasfiye memuru olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı …. vekili ile davalı …. vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm icra takiplerinin ilamsız icra takibi olup kesin olarak ispatlandığını ve ilama bağlı herhangi bir alacağı olmadığını, bu kapsamda herhangi bir hakkının olması hususunun da kesin olmadığını, yerel mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, öncelikle münfesih şirketlerin ihyasına ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddesinin “TTK Geç. M. 7.’de tasfiye ve ticaret sicilinden silinmeye engel olacak tek durum, kapsama giren şirketin davacı veya davalı sıfatıyla devam eden bir davasının bulunmasıdır. TTK Geç. M. 7/15 gereğince ticaret sicilinden kaydı silinen anonim, limited şirketler ve kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurularak ihyasını isteyebilecektir” şeklinde olduğunu, bu kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere şirketin ihyasının fesih tarihinden itibaren 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, müvekkilinin tasfiye memuru olarak bulunduğu şirket olan…nin … tarihinde tasfiye memurunun talebi üzerine ticaret sicilinden terkin edildiğini, terkin edildiği dönemde herhangi bir davasının olmadığını belirterek yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına, istinaf yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hukuki mesnetten yoksun ve hakkaniyete aykırı bir gerekçe ile davanın reddine karar verildiğini, söz konusu davada her ne kadar yerel mahkeme terkinin usulüne uygun olmadığından bahisle davayı reddetmiş ise de söz konusu terkinin usulüne uygun olup yerel mahkemenin kararının kaldırılması gerektiğini, söz konusu şirket ile ilgili olarak TTK’nın 7. maddesine istinaden ihtar tebligatı gönderilmiş olup adreste kimsenin olmaması sebebiyle iade edildiğini, bu hususlar dahilinde verilen kararı istinaf etme zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, söz konusu kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, şirketin ihyası talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda ihyası istenen şirket tarafından, SGK aleyhine hizmet sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davası açıldığı, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin.. Esas, …Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilerek davalı lehine vekalet ücreti takdir edildiği sabittir. Tasfiye, yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun olsa bile, tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. Tasfiyede ilanların yapılmış olması, davacının tasfiye memuruna başvurmaması sonucu değiştirmez. TTK’nın 547. Maddesine göre açılan davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre öngörülmemiştir.
Hal böyle olunca; TTK’nın 547. maddesindeki ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı… vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı …. vekili ile davalı…. vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenlerden ayrı ayrı alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı …ile davalı ….tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5- Kararın taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”