Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1577 E. 2021/1807 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1577 – 2021/1807
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1577
KARAR NO : 2021/1807

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE :…
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2020/20 Esas, 2021/284 Karar
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : HASIMSIZ
ASLİ MÜDAHİLLER : 1 -….
VEKİLİ : Av. ….
: 2 -….
VEKİL : Av. …
Av. ….
: 3 -….
: 4 -….
VEKİLİ : Av. …
: 5 -…
VEKİLİ : Av. ….
: 6 -…
VEKİLİ : Av. ….
: 7 -…
VEKİLİ : Av. …
: 8 -….
VEKİLİ : Av. ….
: 9- ….
VEKİLİ :Av. …
DAVANIN KONUSU : Konkordato
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/03/2021 tarih ve 2020/20 Esas, 2021/284 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin asli müdahil … A.Ş. vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; Müvekkili şirketin, Şanlıurfa ilinde Tekstil alanında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde en büyük üretim (fabrika) tesislerinden birisi olduğunu, mvekkili firmanın finansal kiralama yöntemiyle edindiği makine ve teçhizatların leasing anlaşmalarının döviz (EURO) cinsi yapılması ve 2013 yılında başlayan kiralama sözleşmelerinde söz konusu döviz kurunun bugün ile mukayese edildiğinde yaklaşık kur artışının %195 oranındaki artış göstermesi üzerine, müvekkili şirketin nakit döngüsünün büyük bir sıkıntıya düştüğünü, müvekkili şirketin nakit döngüsündeki bu sıkıntıyı aşabilmesi ve borçlarının ödenebilirliğini sağlayabilmesi için, alacaklılara vade ve tenzilat talepli konkordato projesi hazırlandığını, konkordato projesinin kabul edilmesi halinde müvekkili şirketin borçlarının %20 tenzilatla 2019 Yılı Eylül ayından başlamak üzere 18 ay vadede ödeneceğini belirterek mühlet verilmesini, verilecek süre içerisinde yürütülecek konkordato süreci sonucunda da konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahale talebinde bulunanlar özetle: Konkordato şartlarının mevcut olmadığını, talebin reddine karar verilmesini ve tedbirlerin kaldırılmasını talep etmişlerdir.

Mahkemece; İİK 305 maddesinde belirtilen konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiği, İİK 302 maddesinde belirtilen oranlarda konkordato projesinin tasdik edildiği, teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordato tasdikinin gerektiği yargılama giderleri ve tasdik harcının yatırılmış olduğu gerekçesiyle konkordato projesinin tasdikine karar verilmiştir.

Asli Müdahil…. A.Ş. Vekili;Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, komiser heyetinin öncelikle rehinli alacaklıların tespitinde yanılgıya düştüğünü, leasing alacağının rehinli alacak olmadığını, leasing borcu için verilen ipoteklerin 3. kişi tarafından verilmiş olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2021/1389 Esas, 2021/275 Karar sayılı kararında görüleceği üzere 3. kişi tarafından verilen ipoteklerin adi alacak hükmünde olup rehinli alacak olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, hukuken rehinli alacak kapsamında müvekkil bankanın (1.600.000-TL kabul edilen ) ,… A.Ş. (944.487,46-TL), … Ltd.Şti. (2.727.905,46-TL) bulunduğunu, müvekkili banka ile … A.Ş’nin davacı tarafından teklif olunan projeyi kabul etmediğini, bu itibarla projeyi kabul eden rehinli alacak tutarının İİK 308/h gereğince 2/3 çoğunlukta olmayıp projenin rehinli alacaklar yönünden reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek ve hukuka aykırı olduğunu bir daha belirtmekle beraber komiser heyetinin görüşü kabul edilerek finansal kiralama alacaklısı rehinli alacaklı olarak kabul edilse dahi bu halde de 2/3 çoğunluk dışında kalan ve süre olarak en uzun vadeli anlaşmaya tabi olması gündeme gelecek müvekkili banka için İİK 308/h gereğince komiserler tarafından konkordato öncesinde davacı firnaya uygulanan son faiz oranının sorulması ve bu faiz üzerinden müvekkil banka alacağının ödenmesi konusunda bir tablo çıkartılarak mahkemeye sunulması gerektiğini, ancak komiser heyeti tarafından böyle bir çalışma yapılmadığını ve müvekkili bankanın rehinli alacağının ana para üzerinden hukuka aykırı olarak faizsiz bir şekilde 10 sene süre ile vadelendirildiğini, müvekkili banka tarafından komiser heyetine alacak kayıt dilekçelerinin teslim edildiğini ve asıl alacak miktarının … TL olarak bildirildiğini, ancak komiserler tarafından alacaklarının 1.600.000,00 TL olarak kabul edildiğini, bu tespite itirazları hususunda mahkemece herhangi bir karar verilmediğini, İİK 308/h maddesi gereğince komiserlerin faizli ödeme tablosu oluşturabilmeleri için öncelikle alacak tutarının tespitinin şart olduğunu, komiserler müvekkili bankanın teminat fazlası olduğunun ileri sürüldüğünü, müvekkili bankaya ipotekli taşınmazın kıymet takdirinin komiser heyeti tarafından yapıldığını ve taraflarına 08.11.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 11.11.2019 tarihinde uyap sistemine çekilen dilekçe ile bu kıymet takdirine itiraz edildiğini, dilekçe ekine aynı yer ile ilgili müvekkili banka tarafından yaptırılan eksper raporunun da konularak yeni bilirkişi raporu alınması istendiğini, ancak bu talepleri hakkında da hiçbir karar verilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Yargıtay 6.Hukuk Dairesi’nin 2021/1792 Esas, 2021/100 Karar sayılı kararında ;
“İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.
17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.
Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.
Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.
İ.İ.K.nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilecektir.
İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.
İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.
Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.
İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.
Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır.

Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir” denilmiştir. Kararda açıkça belirtildiği üzere üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılması gerekmektedir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin2021/732 Esas, 2021/1461 Karar sayılı kararı, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 2021/1389 Esas, 2021/275 Karar sayılı ve 2021/4430 Esas, 2021/2814 sayılı kararları da aynı yöndedir. ) Dava konusu somut olayda konkordato talep eden davacı şirketin … A.Ş’ye olan borcu için …a ait taşınmazlar üzerine rehin konulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre … A.Ş’nin alacağının konkordato talebi bakımından adi alacaklar arasında değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan … A.Ş’nin alacağı rehinli alacaklar içerisinde değerlendirilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle asli müdahil … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asli müdahil …A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2021 tarih ve 2020/20 Esas, 2021/284 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde asli müdahil Anadolubank A.Ş.’ye İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021

….
Başkan

(e-imzalıdır)
….
Üye

(e-imzalıdır)
….
Üye
….
(e-imzalıdır)
….
Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”