Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1407 E. 2022/1892 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1407
KARAR NO : 2022/1892

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : 2021/284 Esas, 2021/583 Karar

DAVACI
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Limited Şirket Ortaklığından Çıkartılma (TTK 640/3)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/07/2021 tarih ve 2021/284 esas, 2021/583 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin …..doğumlu olup, Türkiye’de iş/ yatırım yapmak istediğini ve muris …. ile 2013 yılında …. Hali Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini kurduklarını, muris ……’nin söz konusu şirkette gerçekte %12,50 ortaklık/ sermaye payına sahip ise de, müvekkilinin murise olan güveni nedeniyle resmiyette %50 ortak payı olarak gösterdiğini, müvekkilinin yurt dışında olması sebebiyle şirketi münferiden temsile yetkili müdür olarak beş yıllığına muris ……’nin atandığını, murisin 27/12/2020 tarihinde vefat ettiğini, şirket ortağı olarak müvekkilinin kaldığını, murisin vefatının ardından mirasçıları olan davalıların murisin şirketten alacaklı olduğundan bahisle icra takibi başlattıklarını, takibe müvekkili tarafından itiraz edildiğini, ancak itirazının usulsüz tebligat yapıldığı halde süre yönünden reddedildiğini, şirketteki makinelerin haczedildiğini, yapılan işlemlerin usulsüz ve hükümsüz olduğunu, müvekkilinin şirkete kayyım atanması talebi ile dava açtığını, söz konusu davanın reddedildiğini ve şirketin tasfiye aşamasına geldiğini, murisin şirketi kendisine borçlandırdığını, muris ve davalıların güveni ve görevi kötüye kullanarak şirketi dolayısıyla müvekkilini dolandırdıklarını, davalılar tarafından gerçek dışı iddialarla şirketin ve bütün sermayenin üstüne konmak için müvekkili hakkında savcılığa şikayette bulunduklarını, şirketin vekilliği için muris tarafından vekalet verilen Av. …..’ın vekillik görev ve yetkisinin murisin 27/12/2020 tarihinde ölümü ile sona erdiğini, buna rağmen şirket adına 03/02/2021 tarihinde müvekkili hakkında şikayette bulunduğunu belirterek miras yolu ile şirket hisselerini iktisap eden davalıların TTK’nın 596/2 maddesi gereğince şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, müvekkillerinin murisinin 27/12/2020 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak müvekkillerinin kaldığını, muris ….’nin ….Hali Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 ortağı ve şirketin ortaklar kurulu kararı gereğince aksi karar alınıncaya kadar şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, davacının müvekkillerinin ortaklıktan doğan miras payını vermemek ve şirketi zarara uğratmak için şirket adına yetkili olmadığı halde geriye dönük olarak ….. USD’lik bono tanzim ettiğini ve bu bononun ….uyruklu ….. adlı kişi tarafından ……İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, bu konuda icra mahkemesine dava açıldığını ve …. Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, somut olayda TTK’nın 596. ve 597. maddelerinde öngörülen şartların hiçbirinin gerçekleşmediğini, müvekkillerinin kimsenin sermayesinin üstüne konmak niyetinde olmayıp, sadece miras hukukundan doğan kanuni haklarını talep ettiklerini, davaya konu şirketin yaklaşık üç yıldır aktif olmadığını, makinelerin atıl halde olup üretim yapılmadığını, şirketin giderlerinin yıllarca müvekkili tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması için davanın şirket tarafından açılması gerektiği, davada davalıların ortaklıktan çıkarılması talebinin diğer şirket ortağı tarafından talep edildiği, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili, dayanılan madde TTK’nın 596. maddesi olup, diğer ortağın vefatı nedeniyle şirket organlarının oluşmadığını, kayyım atama taleplerinin de reddedilmesi sebebiyle işbu davayı açtıklarını, bu davanın mahkemece şirkete kayyım atanması talebi ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini, şirketin organsız ve hukuka aykırı şekilde davalılar tarafından işletildiğini, mahkemenin müvekkilinin aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, şirketin dava açması gerektiğini belirttiğini, bu durumun Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/2274 esas, 2020/420 karar sayılı ilamına dayandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, şirketin kendi kendine dava açması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını, mahkemenin gerekçesinin çelişkili olduğunu, şirketin temsil edilecek bir organının olmadığını belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, limited şirket ortaklığından müteveffa diğer ortağın mirasçılarının çıkartılması istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

TTK’nın 640/3 maddesi gereğince haklı sebebe dayalı olarak ortağın şirketten çıkarılması için şirket dava açabilir. Ortağın bir başka ortağın şirketten çıkarılmasını isteyebileceğine dair yasada düzenlenmiş bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin bu davayı açabilmesi için de aynı yasanın 616. maddesinin birinci fıkrasının h bendi gereğince, genel kurulun bu konuda bir karar vermesi gerekir. Bu durumda, davacının aktif dava ehliyeti olmadığı, bu hakkın ortağa değil şirkete ait olduğu anlaşılmakla davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 07/12/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”