Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1404
KARAR NO : 2023/318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN VEKİLİ :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2021
NUMARASI : 2018/138 Esas, 2021/449 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
YAZIM TARİHİ : 26/04/2023
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/06/2021 tarih ve 2018/138 esas, 2021/449 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin ısıtma-soğutma ve doğalgaz sistemleri konusunda faaliyet gösterdiğini, davalının ise sıhhi tesisat işi yaptığını, 2014 yılı Aralık ayında davalı şirket satış temsilcisi …..’in davacı şirkete gelerek ürün tanıtımı yaptığını, yapılan görüşmelerden sonra bir kısım ürünlerin sipariş edildiğini, ürün bedelinin 106.991 TL olarak belirlendiğini, 6 adet çekin davalı şirket adına düzenlenerek satış temsilcisi …..’e teslim edildiğini, davalı şirketin 2015 yılı Haziran ayının sonuna kadar sipariş edilen malları teslim etmediğini, yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığını, dava konusu çeklerden 30.05.2015 ve 30.07.2015 keşide tarihli çeklerin, davalı tarafından üçüncü kişilere ciro edildiğini, davacı şirketin hesabından tahsil edildiğini, dört adet çekin ise henüz tahsil edilmediğini ileri sürerek, 106.991 TL alacaklı olduklarını ve bu alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile herhangi bir ticari ilişki kurulmadığını, dava konusu çeklerin …..’ne teslim edilip sipariş alındığını öğrendiklerini, bu durum davacı tarafından bilindiği halde kötü niyetli olarak işbu davanın açıldığını, davalı şirketin ….’te işlerini takip eden …..’in iş akdine son verilmeden 2-3 ay kadar önce davacı tarafından keşide edilmiş 6 adet çekin görüntüsünü göndererek mal siparişinde bulunduğunu, fakat müvekkilinin çeklerin uzun vadeli olduğunu belirterek bu şekilde satış yapamayacaklarını, çeklerin davacıya iade edilmesini …..’e bildirdiğini, 2015 yılı Mayıs ayında davacı şirket yetkilisi ……’nun davalı şirket yetkilisi …..’yü aradığını, davalı eski çalışanı ……’in daha önce teslim aldığı çekleri ……’ne götürdüğünü, bu firmadan mal tedarik ettiğini, ancak 40.000 TL tutarlı malın henüz teslim edilmediğini belirttiğini, davalı şirket yetkilisinin neden bu durumu kendilerine anlattıklarını sorması üzerine ellerinde tahsilat makbuzu olduğunu, uğramış oldukları zararı davalıdan talep edeceklerini ifade ettiğini, bunun üzerine ….., … yetkilisi ….., davacı şirket yetkilisi …ile görüştüklerini, ……. Ltd. yetkilisinin mevcut çekleri kullandıklarını, süre verilirse çeklerin bir kısmını iade edeceklerini belirttiğini, davacı şirket lehine garanti olarak 40.000 TL bedelli senet imzalandığını, aynı şekilde …..’in de senet imzalayıp ….’na teslim ettiğini, yapılan bu görüşmeler sonrasında davalı adına keşide edilmiş çeklerin, sahte imza ile ciro edilerek piyasaya sürüldüğünü öğrendiklerini, dolayısıyla davalı şirketin hiç kullanmadığı, teslim almadığı çeklerin sahte imza ile ciro edildiğini, davacının elinde tahsilat makbuzu olduğunu belirterek haksız olarak çek bedellerini talep ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafın çeklerin avans olarak verildiğini ancak malların teslim edilmediğini iddia ettiği, her ne kadar çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesi için verildiğinin ve aslolanın peşin satış olduğunun kabulü gerekir ise de çekler karşılığında malların teslim edilmediği yönünde ihtilaf olmaması, çeklerin tahsil edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 106.991 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf istemi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 11/01/2018 tarih, 2017/1184 esas, 2018/47 karar sayılı ilamı ile; “…davalı antetli tahsilat makbuzu ile davalı şirketin satış temsilcisi ….. imzası ile davacı şirketten 6 adet çek tahsil edilmiş olup, çekler karşılığında sipariş konusu malların davacıya, davalı şirket tarafından teslim edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. TBK’nın 547, 548. maddesi kapsamında davalının satış temsilcisinin yaptığı işlemlerden dolayı, davalı şirketin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi davalı taraf, davacının kendisinden mal almadığını, aynı malı dava dışı …. Ltd. isimli firmadan aldığını, mükerrer tahsilat yapmak istediğini belirtmiş, nitekim savcılık soruşturma dosyasında da davalı şirket satış temsilcisi ….. ifadesinde, davacı şirketten mal siparişi aldığını, karşılığında altı adet çeklerin verildiğini, davalının çeklerin vadesinin uzun olması nedeniyle çekleri davacıya iade etmesini istediğini, davacı şirket yetkilisine çekleri götürdüğünü, şirket yetkilisinin kendilerine yurt inşaatı için malzeme gerektiğini, başka firmalardan malzeme bulmasını istediğini, bunun üzerine …..Müh. Ltd’den mal siparişi yapıldığını, çekleri …. Ltd.’ne teslim ettiğini, sonradan anılan firmanın 65.000 TL tutarlı malzemeleri davacı şirkete teslim ettiğini, 40.000 TL tutarlı malzeme teslim edilmediğinden aralarında görüşme olduğunu, kendisinin ve ….. Ltd. yetkilisi …..’in ayrı ayrı davacı şirkete 40.000 TL tutarlı garanti senedi verdiklerini belirtmiş, yine dosyada mevcut çeklerde de davalı şirketin çekleri dava dışı ….’ne ciro ettiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava dışı …. Ltd.’nin ve davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması, davacı ile mal alımına ilişkin herhangi bir ticari ilişki bulunup bulunmadığının, dava konusu çeklerin ve ….., ….. Müh. Ltd. veya …. tarafından davacı şirket lehine keşide edilmiş 40.000 TL tutarlı senetlerin kayıtlı olup olmadığının tespit edilmesi, varsa davacı şirketin ve …..Müh. Ltd.’nin bağlı oldukları vergi dairesi müdürlüklerinden BA/BS formları istenmesi, yapılacak incelemeler sonucunda davalı tarafın savunmasında belirttiği üzere sipariş konusu malların başka firmadan temin edilip edilmediğinin, davalıdan mükerrer tahsilat yapılıp yapılmadığı hususları üzerinde durularak, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır…” şeklinde kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalıya verdiği ve davaya konu olan; …. keşide tarihli, ….Çek nolu … TL bedelli, ….keşide tarihli, …. Çek nolu …. TL bedelli ….. keşide tarihli, … Çek nolu …TL bedelli, …. keşide tarihli, ….Çek nolu … TL bedelli, …… keşide tarihli, ….. Çek nolu ….TL bedelli, ….keşide tarihli, … Çek nolu …. TL bedelli, 6 adet çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ilgili banka yazılarından çeklerin tahsil edildiği anlaşıldığından çeklerin toplam bedeli olan 106.991,00 TL’nin dava tarihi olan 05/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, yapılan yargılama sürecinde taleplerinin tam olarak değerlendirilmeden mahkemece kaldırma kararı öncesindeki gibi aynı hataya düşüldüğünü, davanın esasına yönelik eksik inceleme ve araştırma yapılarak maddi olaylara ve hukuki sebeplere uygun bir değerlendirme yapılmadan hatalı bir karar verildiğini, alacağa konu ticari ilişkilerin, bu ilişkilerde kullanılan evrakların sahteliği veya doğruluğu, davacı tarafın aynı çeklerden mükerrer olarak gelir elde edip etmediği, Cumhuriyet Başsavcılığında tarafların mevcut çeklere yönelik savcılık ifadeleri vs. gibi karara dayanak olacak hususların hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, gerekçeli kararda …..’in müvekkili şirketin yetkilisi olduğu belirtilmişse de kendisinin anılan tarihlerde müvekili şirketin sadece sigortalı çalışanı olup, hiçbir surette müvekkili şirket yetkilisi sıfatıyla çek keşide ve ciro etmeye yetkisinin olmadığını, davaya konu çekleri müvekkili şirket bakımından sorumluluk altına girmesine sebep olan imzalar da kesinlikle müvekkili şirket yetkilileri tarafından keşide edilmediğini, bu durumun ancak imza incelemesi neticesinde anlaşılacakken mahkemece bu yöndeki taleplerinin kabul görmediğini, söz konusu çeklerdeki imzaların müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığı hususunun incelenmesi için ……Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz …..soruşturma nolu şikayet dosyasında müvekkili şirket yetkilisinin imza örneklerinin alındığı ve imza incelemesi için dosyanın bilirkişiye verildiğini, belirtilen soruşturma neticesinde çeklerin müvekkili şirketin yetkilileri tarafından ciro edilmediğinin sabit olduğunu, müvekkili şirketin yetkililerince ciro edilmeyen, uhdesine girmeyen mevcut dava konusu çeklerden dolayı sorumlu tutulmasının hukuken doğru olmadığını, dava konusu çeklerin yine davacı tarafından aynı ilde faaliyet gösteren …..Mühendislik Ltd. Şti. firmasına fiziken verilerek çeklerin karşılığında belirtilen firmadan mallar teslim alındığını, belirtilen hususların araştırılması için mahkemeye sunmuş oldukları 04.11.2019, 17.02.2020, 22.01.2020 tarihli dilekçeleri ile toplanmasını talep ettikleri delillerin hiçbirisinin toplanmadığını, dava konusu çeklerin temin edilerek imza incelemesi yapılması, çeklerin kime ödendiği, cirantalar vs. bilgilerin temin edilmesine yönelik taleplerinin değerlendirilmemiş olması dosyanın eksik incelemeyle karara bağlandığını gösterdiğini, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, mahkemenin Dairemiz bozma kararı esaslarını yerine getirdiği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 7.308,55 TL istinaf karar harcından peşin alınan 831,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.476,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2023
Başkan Vekili
Üye
Üye
Katip
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”