Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1402 E. 2022/1658 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1402
KARAR NO : 2022/1658

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : 2020/451 Esas, 2021/599 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – […….] UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [………] UETS
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklı)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/07/2021 tarih ve 2020/451 esas, 2021/599 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının …. İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyası ile müvekkili aleyhine, …TL bedelli, …. vadeli senet dayanak gösterilerek kambiyo takibi başlatmışsa da, bononun müvekkil tarafından … lehtar gösterilerek düzenlendiğini, … tarafından …Tic. A.Ş.’ye ciro edildiğini, ciranta tarafından da …. A.Ş.’ye devredildiğini, vadesinde ödenmemesi üzerine ….A.Ş. … tarafından ödememe protestosu düzenlendiğini, senetler banka tarafından ödeme için ibraz edilmediği gibi noter tarafından da hazırlanan ödememe protestosunun da kendilerine tebliğ edilmediğini, vaziyetin kredi başvurusu esnasında kredi başvurusunun onaylanmayacağının söylenmesi üzerine öğrenildiğini, …’ya verdiği senetlerin …’ye ciro edildiğini öğrenen müvekkilinin …. firmasına ödemelerini yaptığını ve karşılığında ibraname aldığını, takibe konu bonunun, … tarafından Halk Bankası’na verilip, ….’nca da protesto edildikten sonraki bir tarihte …’nın eline geçmesi nedeniyle alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiğini, bu sebeple senede karşı bedelsizlik def’ini ileri sürdüklerini beyanla takibin iptalini, davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine asgari %20 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bonoyu elinde bulunduran kimsenin bononun lehtarı olması ve lehtarın bonoda müracaat borçlusu olduğu, gecikmiş ciro itirazının bonoyu daha önce ciro silsilesinde bulunan lehtara karşı ileri sürülmesinin bunların ayrı bir grup olarak değerlendirilmesi gerektiği için dikkate alınmaması, bonodaki borcu sona erdirdiğini iddia eden keşidecinin bonoyu teslim almamış olması nazara alındığında davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, banka tarafından davaya konu senetin, ihbar üzerine müvekkili tarafından ödeme yapılmadığı gerekçesiyle cirantaya iade edildiğini, banka tarafından yapılan ihbarın müvekkiline ulaşmadığı gibi noterden çekilen ödememe protestosunun da müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu nedenle Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/134 esas sayılı dosyasıyla bankaya açtıkları manevi tazminat davasının halen derdest olduğunu, müvekkilinin protestolu senetlerini haricen öğrenmesinden sonra senet bedelinin ödendiğini, cirantadan ıslak imzalı ….tarihli ibraname alındığını ve aynı tarihte müvekkili hakkında senet nedeniyle konulan protesto kaydının banka tarafından kaldırıldığını, bu süreçte davacı ile davalı arasında çeşitli ihtilaflar meydana geldiğini ve bunun neticesinde taraflarınca maddi, manevi tazminat talebi ile …. tarihinde arabulucuya başvurulduğunu, … tarihinde hazırlanan anlaşmama yönündeki son tutanak sonrasında davalının, …. tarihinde davaya konu senedi takibe koyduğunu, davalının senet bedelinin ödenmesinden yaklaşık 3 ay geçtikten sonra ve arabuluculuk sürecinin üzerine bu şekilde bir takip açmasının, iyi niyetten uzak olduğu kanaatini yarattığını, her ne kadar gerekçeli kararda ….’nın kitabındaki görüşüne atıfta bulunulmuşsa da bu görüşün yerel mahkemece yorumunun yanlış yapıldığını, somut olayda …. tarafından gizli tahsil cirosu ile bankaya verilen senedin son hamili …. tarafından alınan ibranameden ötürü bedelsizlik def’inin, senedi vadeden sonra devralan davalıya karşı ileri sürülmesinde hukuken bir engel bulunmadığını, gerek kanun metni, gerek Yargıtay kararları ve gerek doktrindeki görüşlerden, vadeden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükmünde olduğunu, alacağın temliki hükümlerinin geriye ciro (veya geriye ciro olmaksızın senedin elden verilmesi) durumunda da uygulanacağının anlaşıldığını, geriye ciro kavramının, TTK md. 647 vd. maddelerinde sayılandan ayrık olarak kanunda düzenlenmiş özel ve ayrık bir ciro türü olmadığını, senedin hamili tarafından senet metninde bulunan ve kendisinden önce gelen bir kişiye yapılan devri ifade etmek için kullanılan bir kavram olduğunu, bu suretle vadeden sonra yapılan geriye/gecikmiş cironun, alacağın temliki hükümlerini beraberinde getirmesi dışında normal bir cirodan farkı olmadığını, kanunda da böyle bir ayrıma gidilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, senet bedelinin ödendiği iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/10/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”