Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1392 E. 2023/151 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1392
KARAR NO : 2023/151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021
NUMARASI : 2020/204 Esas, 2021/570 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …..
DAVALI : …………
VEKİLLERİ : Av. … -………
Av. … – ……….
Av. … -…….
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 23/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/06/2021 tarih ve 2020/204 esas, 2021/570 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın ………. numaralı müşterisi olduğunu, …… tarihinde ….. ……. şubesinden …… ay vadeli ……. TL, kredi çektiğini, taksitleri düzenli olarak ödediğini, …… ay olarak çektiği kredinin 5 taksitini ödedikten sonra faiz düşümünden faydalanmak için krediyi kapattığını, kredi taksitine göre ……… TL kalması gerekirken müvekkilinden ……. TL tahsil edildiğini, davalı bankanın yapılandırma esnasında hiçbir ön bilgi vermeden ve sözleşmede de açık olarak belirtilmemesine rağmen %… erken ödeme bedel ve ödeme plan değişikliği adı altında toplam ……. TL bedel kesintisi yaptığını, alınan bu bedelin haksız ve hukuksuz olduğunu, davalı bankanın genel müdürlüğüne ……… tarihinde ihtarda bulunarak dava konusu alacak miktarının taraflarına yasal faizin ilave edilerek toplamının iadesi talebiyle başvurulduğunu ancak ihtara olumlu cevap vermediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı banka tarafından fazla alınan …….. TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, …….. tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini …… TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın müvekkili bankanın ……… Şubesi müşterisi olup muhtelif tarihlerde ticari nitelikli krediler kullandığını, taraflar arasındaki sözleşme ticari nitelikte bir kredi sözleşmesi olduğu için Ticari Kanun hükümlerinin uygulama alanı bulacağını, davacının iddia ettiği Tüketici Kanunu’ndan kaynaklı hakların bu davada uygulanmasının mümkün olmadığını, tacirin basiretli tacir sıfatıyla imzaladığı sözleşmelerden ve yaptığı işten dolayı sorumlu olacağını, gerçek kişi tüketiciler gibi özel kanundan yararlanamayacağını, tüketiciler için öngörülmüş hükümlerin tacirler için uygulanamayacağının kanun hükmü gereği olduğunu, taraflar arasındaki işin ticari iş olduğunu, yasal düzenlemeler ile bankalara söz konusu ücretlerin belirlenmesinde herhangi bir üst sınırın getirilmediğini, aksine faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların bankalar tarafından serbestçe belirlenebileceğinin belirtildiğini, her bankanın kredi oranlarını pazar ve piyasa şartlarına göre kendisinin arz ve talep dengesine göre belirlediğini, davacının krediyi ödeme planında belirtilen tarihten önce ödemiş olmasının kendi insiyatifi ile olan bir husus olduğunu, bankanın kredi ödeme planına göre mali yapısını düzenlediğini ve buna göre faaliyetini sürdürdüğünü, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere erken ödeme talebi üzerine bildirilen borcun herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın ödenmesi durumunda sonradan fazla ödeme yapıldığı iddiasıyla alacak talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davacının tacir olması sebebiyle TBK da düzenlenen genel işlem koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiği, davalı bankanın hazırladığı ve davacıya sunduğu genel kredi sözleşmesinde davacıya sözleşme içeriği hakkında herhangi bir bilgi ve ön bilgi formunun verilmediği, erken ödeme halinde ne kadar kesinti yapılacağı konusunda herhangi bilginin sözleşmede olmadığı, yapılan kesintide davacının imzasının bulunmadığı, bu nedenle bu şartın yazılmamış sayılması gerektiğinin anlaşıldığı, bilirkişi tarafından davacının talep edebileceği miktarın tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile, ……….. TL’nin ………. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı tarafın istinaf istemi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizin ………. sayılı ilamı ile; “…Mahkemece, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin, erken kapama nedeniyle bankaca belirlenecek komisyonun tahsil edileceğine ilişkin maddesinin genel işlem koşulu oluşturmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan ………. tarihinden önce akdedilmiş olan sözleşmeler, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen ”Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca; sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerekirken 6098 sayılı TBK’nın 21, 25. ve 26. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılması doğru olmamıştır. (Yargıtay ……….. sayılı kararı).
Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamalarına göre ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.(Yargıtay ……….. sayılı kararı)
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 36/6. maddesinde;
“Müşterinin talebi halinde, Banka Kredi mevzuatı ve belirleyeceği esaslar çerçevesinde borcun tamamının vadeden önce kapatılmasını kabul edebilir. Banka, borcun tamamının ödeneceği tarihteki anapara borcu ile o tarihe kadar işlemiş faizini, KKDF, BSMV, gider vs toplamını, ayrıca ödeme tarihindeki kalan anaparanın %……..’sı oranında cezai faizi hesaplayarak tahsil eder” hükmü yer almaktadır. Bu durum karşısında, davalı banka tarafından kullandırılan kredinin erken kapatılması halinde alınacak komisyonun nasıl hesaplanacağı sözleşmede gösterildiğinden kural olarak bankanın bu hesaplama yöntemine göre erken kapama komisyonu alması mümkündür. Bu itibarla mahkemece, davalı bankanın kredi sözleşmelerinde açıklanan biçimde hesaplanacak erken kapama komisyonu alabileceğinin kabulü ile taraf iddia ve savunmaları, ibraz edilen kredi sözleşmesi hükümleri gözetilip, gerektiğinde uzman bir bilirkişiden de rapor alınarak davalı bankanın aldığı komisyonun sözleşmeye olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır…” şeklinde kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, davalı banka tarafından davacıdan tahsil edilen kredi alacağının miktarının sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak hesaplandığı ve tahsil edildiği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, mahkemece alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini içerir yazılı itirazlarına rağmen itirazlarının dikkate alınmaksızın ek rapor alınmadan ve çelişki giderilmeden karar verildiğini, müvekkili ile davalı banka arasında yapılan sözleşmede diğer bankalar ile belirlenen miktar arasındaki farkın fahiş olup, müvekkili hesabından alınan erken kapatma komisyonun hakkaniyete aykırı olduğunu, bu yönüyle de bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, bankanın erken ödeme komisyonu altında aldığı ücreti taraflarına iade etmesi gerektiğini, mahkemenin emsal bankalardan o tarihteki erken kapatma komisyonunun ne kadar olduğunun sorulması, belgeler toplandıktan sonra bu konuda ek rapor alınarak hesaplama yaptırması gerektiğini, mahkemenin daha önce alınan bilirkişi raporu ile kaldırma kararı sonrası alınan rapor arasında çelişki bulunduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen daha önceki kaldırma kararımız doğrultusunda düzenlenen bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalı Banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonunun ve BSMV’nin taraflar arasında düzenlenen ticari kredi sözleşmesi hükümlerine uygun olduğu, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine yönelik kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken …….. TL istinaf karar harcından peşin alınan …….. TL harcın mahsubu ile bakiye …….. TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/01/2023


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”