Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1391 E. 2023/150 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1391 – 2023/150
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1391
KARAR NO : 2023/150

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ………
ÜYE : ………
ÜYE : …………
KATİP : ……….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021
NUMARASI : 2020/129 Esas, 2021/230 Karar

DAVACI : ……….
VEKİLİ : Av. ……………. .
DAVALI : ……….
VEKİLİ : Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 23/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/03/2021 tarih ve 2020/129 esas, 2021/230 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı, ….. DSİ’de yaklaşık …. yıldır ziraat mühendisi olarak çalıştığını, davalının kızını istediğini, davalı taraftan …….. TL değerinde altın ve başlık parası aldığını, davalının dava konusu senedi kendisine tehditle imzalattığını, davalı tarafa dava konusu edilen açık bononun hukuken ve ahlaken geçersiz bir borç ilişkisine dayalı verildiğini, bahse konu senedin icra takibine ve ihtiyati hacze konu edilmemesi bakımından ihtiyati tedbir hükümlerinin uygulanmasına ve senedin bedelsizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının hiçbirin kabul etmediğini, bu beyanların asılsız olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalıya dava konusu ettiği alacaklı hanesinde “………. ” keşideci olarak “………. ” adres kısmında “……. ” TC. “……. ” yazılı olan, düzenleme yeri ve tarihi, vadesi ve ödenecek miktar haneleri boş olan bonoyu davalının kızıyla evlenme aşamasında onu ikna etmek için bedelsiz olarak düzenleyip verdiği, senedin herhangi bir borcu karşılamadığı, temel ilişkide bir borcun bulunmadığı, senedin bedelsiz olduğu, davalı her ne kadar bu senedi davalıya iade ettiğini savunmuş ise de bunu ispatlayamadığı, bu durumda dava konusu senedin davacı uhdesinde kaldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın usul işlemleri yönünden davayı yetkili ve görevli mahkemede açmadığını, zamanaşımı, defi, dava ve taraf ehliyeti yönünden itirazlarının olduğunu, davaya konu bononun müvekkilinde bulunmadığını, bilirkişi raporunun yanlış yorumlanarak hükme esas alınmasının doğru olmadığını, …….. tarihinde yapılan duruşmaya mazeret dilekçesi sunmalarına rağmen mahkemece mazeretin reddine karar verilerek yokluklarında esas yönünden karar verildiğini, bu şekilde iddia ve savunma haklarının ihlal edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, bonodan ötürü borçlu olmadığının tespiti istemine (menfi tespit) ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
Ticaret Kanunu’nun 776.maddesinde bononun unsurları; “(1) Bono veya emre yazılı senet; a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, c) Vadeyi, d) Ödeme yerini, e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını, f) Düzenlenme tarihini ve yerini, g) Düzenleyenin imzasını,içerir.” şeklinde sayılmıştır.
Aynı yasanın 777. maddesi ise unsurların bulunmaması halini düzenlemiş olup madde metni şöyledir:
“(1) İkinci ilâ dördüncü fıkralarda yazılı hâller saklı kalmak üzere, 776 ncı maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.
(2) Vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.
(3) Açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır.
(4) Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır.”
777. maddeye göre 776. maddede sayılan unsurları içermeyen senede bono denilemeyecekse de bu kuralın bir takım istisnaları da sayılmıştır. Buna göre düzenleme yeri bulunmasa bile düzenleyenin adının yanında yazılı adres düzenleme yeri olarak sayılacak ve bono kabul edilecektir. Aksi halde yani düzenleyenin adının yanında olsa bir adres yer almıyorsa bononun düzenlenme yeri unsurunun eksik olduğu kabul edilip, senede bono denilemeyecek ve senet adi senet hükmünü kazanacaktır.
Eldeki uyuşmazlıkta da icra takibine konu bonoda esaslı unsurların olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple senet kambiyo senedi vasfını taşımamaktadır. Senedin kambiyo senedi vasfını taşımaması halinde uyuşmazlığın hangi mahkemece çözümlenmesi gerekeceğine dair Yargıtay ………. sayılı ilamında: “Mahkemece kambiyo vasfı taşımayan dava konusu senedin adi yazılı belge olarak geçerliliğini koruduğu ve davacının senedi teminat olarak verdiğini yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere dava konusu senet kambiyo senedi vasfı taşımadığı gibi dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar tacir de olmadığından davada görevli Mahkeme ticaret mahkemesi olmayıp, taraflar arasındaki temel ilişkinin taşınmaz satımı olması nedeniyle asliye hukuk mahkemesidir.
6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği ……. tarihinden sonra açılmıştır. Görev, 6100 sy. HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. O halde Mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” denilmiştir.
Yine …… .Hukuk Dairesi’nin ……… sayılı ilamında da:
“Dosya kapsamında bulunan senet fotokopisinden TTK’nın 776/1. maddesinde öngörülen ödeme yerini ve tanzim yerini içermediği, böylece belgenin kambiyo vasfını taşımadığı anlaşılmaktadır. Buna göre dava; ……… -TL alacağın tahsili isteminden kaynaklanmakta olup, tarafların tacir olmadığı ve davanın da mutlak ticari nitelikte bulunmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde, asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
Somut olayda, alacaklı tarafından takibe konu edilen senette zorunlu unsurlar bulunmadığından bu senedin kambiyo vasfı bulunmayıp, senedin adi senet hükmünde olduğu da gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin davaya bakmakta görevli olması hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi delaletiyle, 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince de mahkemenin görevli olmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceğinden, mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle ve kamu düzeni gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3/6 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3/6 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-………. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ………. tarih ve ………. esas, …….. karar sayılı istinafa konu kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden görülmesi için mahal mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda nazara alınmasına,
6-İşbu gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 23/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”