Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1381 E. 2022/111 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1381
KARAR NO : 2022/111

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2021
NUMARASI : 2019/248 Esas, 2021/290 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – … Kadıköy/ İSTANBUL
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
YAZIM TARİHİ : 24/01/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2021 tarih ve 2019/248 Esas, 2021/290 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; Müvekkili şirketin davalı şirket nezdinde geniş kapsamlı yangın paket katılım poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe limiti kapsamında sel ve su baskınlarına karşı teminat altında bulunduğunu, … tarihleri arasında yaşanan sel baskını neticesinde fabrikada zararlar meydana geldiğini, meydana gelen zarara ilişkin olarak Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/406 D.iş sayılı dosyasında zarar tespiti yaptırıldığını, rapora göre müvekkilinin zararının 3.498.304,80-TL olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin müvekkilinin gerçek zararının altında olarak toplam 1.085.000,00-TL ödeme yaptığını, bu ödemenin müzayaka halinde kabul edilmek zorunda kalındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00-TL maddi tazminatın hasar tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsili karar verilmesini talep etmiş, 19.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 1.226.198,40 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemeden açıldığını, davayı bakmaya müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın poliçe kapsamında meydana gelen tüm zararlarının ödendiğini, ödeme hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, hatta davacı sigortalı hizmet gurubun tamirat ve tadilat ile giderdiği zararlar ile ilgili olarak teşekkür yazısı bile yazdığını, hasar dosyasında davacının hasarlı emvalinin tamamını gösteren fotoğraf ve video kayıtları bulunduğunu, sigortalının istifli mallarının sadece alt sıralarındaki malların hasarlandığının açıkça görüldüğünü, davacı ile hasarlı malların nevi ve hacmi hususunda mutabık kalındığını, davacının müzayaka halinde bulunmadığını ve bu durumun ispata muhtaç olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; … tarihleri arasındaki aşırı yağış nedeniyle davacı şirkete ait işyerinde su baskını meydana geldiği, bunun sonucunda davacı şirketin üretim tesisi ve tesisteki emtialar zarar gördüğü, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesine göre meydana gelen zararın tazmini davalı … şirketinin sorumluluğunda olduğu, bu bağlamda inşaat mühendisi, makine mühendisi, tekstil mühendisi, elektrik mühendisi, mali müşavir ve sigortacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırıldığı, aldırılan rapora göre sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde davacının zararının 1.226.198,40-TL olduğunun tespit edildiği, ancak anılan raporda emtialardan elyaf makinesi norgasa (şifanoz), hassas terazi, mini kantar, 3 adet iğne tablası, 2 adet balya açıcı hasırı, bilgisayar, yazıcı ve 1 adet bulaşık makinesinin sovtaj değerlerinin hesaplanmadığı, raporun bu eksiklik dışında hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu eksikliğin giderilmesi yönünde ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyetinin tanzim ettiği ek rapora göre anılan emtiaların sovtaj değerinin toplam 3.350,00-TL olduğunun tespit edildiği, böylece yapılan ödeme mahsup edildikten sonra meydana gelen zararın 1.222.848,40-TL olduğunun anlaşıldığı, davalı vekilinin 06/04/2021 tarihli beyan dilekçesinde davacıya ait işyerinde biri sigorta süresi içerisinde, diğeri de sigorta süresi dışında ard arda iki sel hasarı oluştuğunu, meydana gelen teminat kapsamı dışındaki ikinci hasar sonucundaki zararın da tazmininin talep edildiğini belirtmiş olup, bu beyan savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğundan hükme esas alınmadığı, diğer itirazlara da hükme esas alınan bilirkişi raporlarının gerekli teknik incelemeleri kapsaması karşısında itibar edilmediği, öte yandan davalı vekili ödeme ve ibra savunmasında bulunduğu, davacı vekili de ibranamenin müzayaka halinde kabul edildiğinden bahisle geçerli olmadığını ileri sürdüğü, gabin hukuksal nedenine dayanan fark tazminatı talebine ilişkin işbu davada, müzayaka halinde ibraname imzaladığını iddia eden davacı tarafın bu durumda olup olmadığını ispatlaması gerektiği, bu bağlamda dosyanın YMM bilirkişiye tevdii edilerek davacının su baskını öncesi ve sonrasındaki mali durumunun tespitinin istenildiği, tanzim edilen rapora göre davacı şirketin su baskınından önceki aktifi ile su baskınının meydana geldiği tarihten sonraki aktifinde ciddi manada azalma olduğu, ciddi bir mali sıkıntı içine düştüğünün anlaşıldığı, davacı şirketin hesap işlemleri vadeli olduğundan su baskını nedeniyle meydana gelen zarar 2020 yılındaki mali tablolarına yansıdığı, bu nedenle davacı tarafın gabin nedeniyle ibranameyi imzaladığına kanaat getirilerek yapılan ibranın geçersiz sayıldığı, ancak bu sözleşme nedeniyle yapılan ödeme güncellenerek toplam zarardan mahsup edilen bedele itibar edildiği, (Benzer yönde Y. 17. HD. 2016/11453 E, 2019/9478 K; 2016/12468 E. 2019/10033 K. sayılı ilamları) davalının hangi tarihte temerrüde düştüğünü gösterir belge ibraz edilmemesi nedeniyle temerrüdün arabulucuya başvuru tarihinde gerçekleşmiş sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, poliçe vadesinde gerçekleşen iş bu davaya konu sel-su hasarı ile poliçe vadesi bittikten sonra aynı şekilde ikinci bir sel-su hasarı meydana geldiğini, ancak bu husus bütün itirazlarına rağmen hiç bir şekilde irdelenmeden tek bir hasar üzerinden ve sadece davacının defter kayıtları ve beyanlarına istinat eden bilirkişi raporuna itibar ederek hüküm kurulduğunu, davacı sigortalının iş yerinde 30.03.2019 tarihinde bir sel su hasarı oluştuğunu, hasar 01.04.2019 tarihinde müvekkile ihbar edildiğini, aynı tarihte eksper görevlendirildiğini, eksper, 02.04.2019 tarihinde hasar mahalline giderek iki gün süresince davacı taraf ile birlikte hasar oluş şekli, hasarın boyutu ve hasar tutarlarına ilişkin incelemelerini yaptığını, fotoğraf ve videolarla kayıt altına aldığını, davacı ile anlaştığını, en önemlisi de müvekkil şirketin bilgisi dahilinde eksper tarafından, makine ve tesisat, demirbaş ve binada meydana gelen hasarların aza indirilmesi, makinelerde korozyonun önlenmesi için davacı, tekstil firmalarına restorasyon hizmeti veren “…. A.Ş.’ne yönlendirildiğini, davacının da onayı ile bina, demirbaş, tesisat ve makinelerindeki tamirat tadilat ve temizlikler bu şirket tarafından yapıldığını, taraflarınca bu şirkete yaptığı işler karşılığında 256.060,00 TL ödendiğini, bu hususa ilişkin bütün bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğunu, davacının davaya konu 30.03.2019 tarihindeki hasarından hemen 9 gün sonra 09.04.2019 tarihinde yeniden aynı şekilde ve daha yoğun sel hasarı olduğunu, Poliçe vadesi 04.04.2019 tarihinde bittiği için davacı taraf bu sel hasarını müvekkile doğal olarak ihbar etmediğini, kararın mesnedi bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığını, aynı zamanda hatalar ile dolu olduğunu, öncelikle, rapordan anlaşıldığı kadarı ile Makine ve Elektrik mühendisi bilirkişler dışındaki bilirkişiler dosya üzerinden ve davacı tarafın kendilerine verdiği liste üzerinden inceleme yaptıklarını, makine ve elektrik mühendislerinin ise yine raporda yer alan “makine ve ekipmanların tamir edilmiş olduğu, bazılarının yenisi alındığı, aktif olarak üretim hattında çalıştığı(nı) görülmüştür.” ifadelerinden anlaşıldığı kadarı davacının verdiği listelere göre tespit yaptıklarını, yasal olarak delil mahiyetinde olan, fotoğraf, video belge ve görgüye dayalı eksper raporunu hiç bir şekilde dikkate almadıklarını, raporda birinci sel hasarı ile ikinci sel hasarı gibi bir ayırıma ise hiç değinilmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, taraflar arasında aktedilen poliçe ile teminat altına alınan işyerinde meydana gelen zararın Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile tespit edildiği, mahkemece davacı tarafça davalı … şirketine verilen ibranamenin geçersiz sayılmasında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı, buna göre delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 83.532,77 TL harçtan peşin alınan 20.884,00 TL harç mahsup edilerek bakiye 62.648,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 24/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 24/01/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”