Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1365 E. 2023/17 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1365
KARAR NO : 2023/17

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2021
NUMARASI : 2020/809 Esas, 2021/642 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
YAZIM TARİHİ : 04/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/07/2021 tarih ve 2020/809 Esas, 2021/642 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalının …. tarihinde aralarında tarafların imzalarının bulunduğu daire satışına dair sözleşme imzalandığını, iş bu sözleşme kapsamında müvekkilinin söz konusu daire karşılığında …. TL’yi ödemeyi vaat etttiğini, bu ödemenin …. TL peşin ödenmiş geri kalan … TL içinse … vade tarihli bono düzenlendiğini, bahse konu bononun … TL bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, davalının da kısmi ödemeyi kabul ettiğini, yapılan bu ödeme söz konusu bononun lehtarı ve aynı zamanda sözleşmenin tarafı olan … tarafından …. TL’lik kısmın ödendiğini ve geri kalan … TL ödendiği takdirde senedin teslim edileceğini belirttikleri sözleşme ile kayıt altına alındığını, yapılan ödemenin sözleşmeyle sabit olsa da davalı bahse konu bonoyu … ciro ettiğini ve taraflarınca … Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile … TL değerinde takip başlatıldığını, müvekkiline karşı başlatılan takip … TL’den konu edilmesi gerekirken kısmi ödeme göz önüne alınmadan yapılan takibin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, … tarafından kısmi ödemeden sonra … yapılan ciro; aralarında herhangi bir ticari ilişki veya alacak borç ilişkisi olmadan doğrudan doğruya ciro edilmesi söz konusu cironun muvazaalı işlem olduğuna ve borçluyu zarara uğratmak amacıyla hareket edildiğine karine teşkil ettiğini, müvekkilinin keşide ettiği … TL değerindeki bononun … TL’sini lehtar …’ya ödediğini ve lehtar tarafından kabul edildiği kendisinin imzaladığı sözleşme ile sabit olduğunu, ancak buna rağmen davalı lehtar ve hamil müvekkili zarar uğratmak ve kısmi ödeme def’i ileri sürmesini engellemek amacıyla herhangi bir alacak veya ticari ilişki olmadan muvazaalı işlemle bonoyu ciro ettiğini, bonoyu kötüniyetli elinde bulunduran hamilin taraflarına senedin tamamını içeren takip talebi başlattığını, açıklanan bu nedenlerle davaya konu davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, müvekkili tarafından keşide edilen … tarihli bononun …. TL kısmi ödemesinin yapıldığının tespitini, son cironun geçersizliğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; davacının borçlu olmadığını belirtmekle birlikte bunu ispatlayacak herhangi bir belge ve delil sunmadığını, davacı tarafın senede karşı kısmi ödemeden dolayı bedelsiz kaldığı için kambiyo borcunu ödemek zorunda olmadığını ileri sürdüğünü, davacının dava dilekçesinde dayanağının ve delillerini oluşturan iki adet adi yazılı sözleşme sunduğunu, söz konusu iki adet adi yazılı sözleşmede de farklı vadeli bir senetten bahsediliğini, bahsi geçen senette sadece vade tarihini yazıldığını, bu senedin “…” tarihli senet olduğunu, senetle ilgili başka bir bilginin verilmediğini, icra takibine konulan bononun bahsi geçen adi sözleşmede yer alan senet olmadığını, icra takibine konulan bononun …. düzenleme tarihli ve …. vade tarihli olan bono olduğunu, icra takibine konu bono için müvekkiline bir ödeme yapılmadığını, açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Davacı tarafından yukarda vasıflandırılan bonoya ilişkin olduğu iddia edilen ve davalı tarafça içeriği inkar edilmeyip başka bir borca ilişkin olduğu iddia edilen belgenin hukuki olarak makbuz mahiyetinde olduğu, dava konusu senet ile belgede bahsedilen senedin tediye tarihi, bono bedeli, senedin alacaklısına ilişkin kısımların bire bir örtüştüğü, bu ödemeyi alan davalının bu ödemenin başka bir alacağa ait olduğunu ispatla yükümlü olduğu, davalı tarafça bu yükümlülüğün yerine getirilmediği anlaşılmakla davacının dava konusu bonoya ilişkin …. TL ödemeyi davalıya yaptığı, her ne kadar …. tarihli celsede davacı tarafa yemin dayanıp dayanmadıkları konusuda 2 haftalık kesin süre verilmiş davacı tarafta yemin deliline dayanmış bilahare davalıya yemin davetiyesi çıkarılmış ise de davalı hakkında bedelsiz kalan senedi kullanmak, dolandırıcılık, suçlamaları ile …… Cumhuriyet başsavcılığının … soruşturma ve … soruşturma dosyaları ile soruşturma açılıp bilahare kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davalıya teklif edilecek yeminin hakkında yeniden bedelsiz kalan senedi kullanma suçundan soruşturma açılmasına sebep olabilecek bir husus olduğu, davacının cironun geçersizliğinin tespitine ilişkin talebinin ancak ciro ile hak sahibi olan son hamil …’u taraf göstereceği, onun da savunma ve delilerinin toplanacağı bir davada tartışılabileceği, eldeki davada dava dışı son hamile karşı açılmış ve harçlandırılmış bir dava bulunmadığı” gerekçesiyle davacı … …’ın davalı …’ya; … tediye tarihli, …. TL bedelli, …. tanzim tarihli, lehdarı …, keşidecisi …, avalisti …., cirantası ve son hamili … olup …. müdürlüğünün …. e dosyasında takibe konu edilen bononun … TL lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalı ve dava dışı hamil arasındaki cironun geçersizliğinin tespitine ilişkin talep yönünden dava dışı hamile karşı usulüne göre açılmış ve harçlandırılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi yargılamasının ….. tarihli celsesinde taraflarınca tanık dinletme talebinde bulunulmuş ise de, bu taleplerinin mahkemece reddedilmiş olup, ret kararının gerekçesinde, “davacının bu bono davalı elinde iken yaptığı ödeme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemi olmakla iddiasını yazılı delille ispatı gerekmektedir” ifadesine yer verildiğini, ancak davacı tarafça dava dosyasına adi yazılı sözleşme ve müvekkil tarafından yazıldığı iddia edilen mahiyeti tartışmalı metin ibraz edildiğini, işbu metinlerin taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla birlikte HMK’nın ilgili maddeleri anlamında delil başlangıcı niteliğine haiz belgeler olduğunu, HMK’nın 202. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde, delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebileceğini, somut olayda yukarıda açıklamada verilen delil başlangıcı tanımına uyan nitelikte belge bulunması ve bu surette somut olayda tanık dinlenmesine olanak bulunmasına rağmen ilk derece mahkemesinin tanık dinletmeye ilişkin taleplerinin reddetmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bu halde HMK’nın 353. maddesinin a fıkrasının 6. bendine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararın duruşma açılmadan usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın istemiş olduğu ve taraflarınca kabul edilen yemin teklifinden mahkemenin ara kararla vazgeçtiğini, bir diğer hususun ise davacı tarafın yemin deliline başvuracağını bildirmesine rağmen ilk derece mahkemesinin yemin deliline başvurmadığını, ancak mahkemenin yemin delilinden rücu etmesine ilişkin gerekçenin taraflarınca anlaşılamadığını, zira ilk derece mahkemesinin de belirttiği üzere müvekkil hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş üç farklı soruşturma dosyasının mevcut olduğunu, bu soruşturma dosyalarının kararları ile müvekkilinin suçsuzluğunun aşikar olduğunu, bir başka ifadeyle, müvekkili yemini eda ettikten sonra dördüncü kez soruşturma ile karşılaşmayacak olmasına rağmen işbu gerekçeye dayalı olarak hukuka aykırılık teşkil edeceğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini, ayrıca menfi tespit davalarında kural olarak davalı alacaklının alacağını ispatla yükümlü olduğunu, ancak takibe konu bononun kambiyo senedi vasfında olup illetten mücerret olduğunu, bu durumda bonodan dolayı borçlu bulunmadığının ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin eksik incelemeye dayalı, haksız ve hukuka aykırı kararının istinaf kanun yolu ile incelenere kaldırılmasına, davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedi nedeniyle kısmen borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Mahkemece dava dilekçesinde yemin deliline dayanılması nedeniyle davacıya yemin hakkı hatırlatılmış, davacı tarafın yemin teklif edeceklerini bildirmesi üzerine davalıya yemin davetiyesi tebliğ edilmiş ise de, yine mahkemece …. tarihli celsede HMK’nın 226/c maddesine istinaden yemine ilişkin ara karardan rücu edilmiş olup, HMK’nın 226/1-c maddesi gereğince yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar ile ilgili yemin teklif edilemez. (… tarih, …. Esas, …. Karar sayılı kararı) Bu nedenle mahkemece ara karardan rücu edilmesi yerindedir.
Davacı, taraflar arasında daire satışına ilişkin …. tarihli sözleşme düzenlendiğini, dava konusu bononun bu satışa istinaden verildiğini iddia etmiştir.
Dava konusu bononun düzenleme tarihi …., vade tarihi …., keşidecisi …, lehtarı …, keşideci lehine aval veren …, bedel … TL’dir. … tarihli sözleşmede ise satıcı …., alıcı … olup satış bedelinin … TL olduğu, bu bedelin … tarihinde verileceği ve karşılığında senet alınacağı yazılıdır. Buna göre gerek tarihlerinde gerek taraflarında ve gerekse de miktarlarındaki farklılık nedeniyle … tarihli sözleşmede bahsi geçen senetle dava konusu bononun aynı senetler olduğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Davacı, yine dava dilekçesi ekinde sunduğu … imzalı belge ile dava konusu senedin … TL’lik kısmının ödendiğini, bakiye borcun … TL olduğunu iddia etmektedir. Anılan ödeme belgesinde “… (Buradaki son rakamın 5 mi 6 mı olduğu fotokopi belge üzerinden çıplak gözle kesin olarak anlaşılamamaktadır.) tarihindeki senet ödemesine … TL’lik “… ” ikiyüzbin teslim aldım. Kalan alacağım “… ” TLdir. …. kalan ödemem yapıldığında bende bulunan senedi geri vereceğim. …. , TC no. ve imza” yazılıdır. Davalı vekili cevap dilekçesinde bu belgenin kısmi ödeme yapıldığını ispatlar nitelikte olmadığını, bu belgede farklı vade tarihli bir bonodan bahsedildiğini savunmuştur. Davalı vekili … tarihli celsede, belge asıllarını incelemek istediklerini beyan etmiş, yine … tarihli karar celsesinde ise davacıların dayandığı belgelerdeki vadelerin farklı olduğunu, sunulan belgelerde oynama yapıldığını, …. olan tarihin …. ‘ya çevrildiğini beyan etmiş ise de, mahkemece davalı tarafın anılan beyanları üzerinde durulmamıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde de tahrifat iddiasını tekrarlamıştır.
Ayrıca dava konusu senet hakkında ….. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen …. sayılı soruşturma dosyasında verilen …. tarihli kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda da kısmen ödemeye ilişkin iddianın delili olarak müşteki … tarafından ibraz edilen belgede ödemeye konu paranın … tarihli senede ilişkin olduğunun belirtildiği kabul edilmiştir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır.
Bu durumda mahkemece, ispat yükünün davacıya ait olduğu gözetilerek …….. imzalı ödeme belgesinin aslını sunmak üzere davacıya süre ve imkan tanınmalı, anılan belge sunulduğu takdirde, yazı inkarı nedeniyle davalının yazı örneklerinin temininden sonra, ödeme belgesinde atıf yapılan senedin vade tarihinin son rakamının 5 mi 6 mı olduğu, anılan tarihte tahrifat bulunup bulunmadığı konusunda üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi’nden seçilecek grafoloji dalında uzman bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-… Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/01/2023


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”