Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1354 E. 2023/24 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1354 – 2023/24
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1354
KARAR NO : 2023/24

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …..
ÜYE : …..
ÜYE : ……
KATİP : …..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2021
NUMARASI : 2020/12 Esas, 2021/378 Karar
DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. …..
……
DAVALI : …..
…….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
YAZIM TARİHİ : 04/012023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05/07/2021 tarih ve 2020/12 Esas, 2021/378 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine Gaziantep İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile müvekkil bankaya olan Genel Kredi Sözleşmesinden dolayı takip başlatıldığını davalı tarafından ilgili takip için ….. tarihli dilekçe ile dosyada bildirilen asıl alacak faiz, ve diğer tüm ferilerine itiraz edildiğini, ve takibin durdurulduğunu, ancak yapılan itiraz davalı borçlu ile davacı müvekkil banka arasında daha önce tanzim edilmiş ve imza altına alınmış Genel Kredi Sözleşmesi yokmuşcasına kötü niyetli olarak takibi uzatmaya yönelik olduğunu, taraflarınca arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak bir anlaşma sağlanamadığını, borçluya söz konusu borcu ….. tarihli ihtarname ile bildirilmesine rağmen borcunu ödemediğini, belirterek …… Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası dosyasında yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın reddine, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl borçlu …. yılında ….. kullandığı kredi için kefil olduğunu, çekmiş olduğu kredi ile traktör aldığını, kefil olduğu … tarihli kredi sözleşmesine konu borcunu ödediğini, ancak …. daha sonra kendisinin bilgisi ve izni dışında ve herhangi bir imza olmaksızın söz konusu kefalete dayanarak bankadan farklı tarihlerde birçok kez kredi kullandığını ve kredi borçlarını ödeyememiş olduğunu adına açılan icra takiplerinden öğrendiğini, söz konusu icra takiplerinde kredi sözleşmelerinin örneği bulunmadığı gibi takibe konu kredi alacaklarının hangi tarihte kredi sözleşmesine ilişkin olduğunun da belirtilmediğini, gerek icra dosyalarında gerekse itirazın iptali dava dosyalarında kredi alacakları ile ilgili hiçbir belge bulunmadığını, takibe konu kredi alacaklarının hangi sözleşmeye ilişkin olduğunun icra takibine konu alacakların ne tür bir krediden ve hangi tarihli kredi sözleşmesine dayandığı ve buna ilişkin belgelerin icra dosyalarında bulunmadığını belirterek sözleşme ve eklerinin hesap hareketlerinin dosyaya sunulması gerektiğini belirterek davacının haksız davasının reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; “….davanın hüküm kurmaya ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporuna göre kısmen kabulüne, ….. icra dairesinin ….. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin …. TL asıl alacak, ….. TL işlemiş faiz ….. TL BSMV olmak üzere …. TL üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ….. TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve esas yönünden yasaya aykırı olduğunu, asıl borçlu …… yılında …… kullandığı kredi için kefil olduğunu, çekmiş olduğu kredi ile traktör alındığını, kefil olduğu ….. tarihli kredi sözleşmesine konu borcun ödendiğini, ancak ….. daha sonra kendisinin bilgisi ve izni dışında ve herhangi bir imza olmaksızın söz konusu kefalete dayanarak bankadan farklı tarihlerde birçok kez kredi kullandığını ve kredi borçlarını ödemediğini, bu durumu adına açılan icra takiplerinden öğrendiğini, kendisinin sadece ……. tarihinde kullanmış olduğu kredi için kefil olduğunu, daha sonra herhangi bir kredi sözleşmesine imza atmadığını, sonradan …… çekmiş olduğu kredi sözleşmelerinden doğan borçlardan sorumlu olmadığını, icra takibine konu alacağın ise ….. tarihinde kullandırılan kredi alacağına ilişkin olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesindeki borç ödendikten sonra bu icra takiplerine konu kredinin kullanılmış olduğunu, başka bir deyişle 6098 sayılı TBK’nun yürürlüğe girdiği ….. tarihinden sonra bu kredilerin kullandırılmış olduğunun anlaşıldığını, TBK’nun 584. maddesi düzenlemesi gereği yasanın yürürlük tarihinden sonra eşin rızası alınmadan yasanın yürürlük tarihinden önceki kefalete dayanılarak kullandırılan kredilerden kefilin sorumlu olmadığını, bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, Yasanın yürürlük tarihinden yani ….. tarihinden sonra kullandırılan kredilerde basiretli bir tacir gibi hareket ederek ….. tarihinde kullandırılan kredi için yeniden kefillerin ve eşlerinin imzalarının alınması gerekirken kefillerin ve eşlerinin yani eşinin yazılı onayı alınmadığından …… tarihinde ….. kullandırılan krediye ilişki borç nedeniyle kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle banka tarafından asıl borçlu ….. sonradan kullandırılan icra takibine konu bu kredilerde kendisinin ve eşinin onayı-imzası bulunmadığından kefilliğinin geçerli olmadığını belirterek, açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı yerel mahkemenin kararının kaldırılarak davanın reddine, istinaf harç ve giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesine kefalet nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ….. arasında imzalanan ….. tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, başkaca bir sözleşmeye imza atmadığını, dava dışı borçluya kullandırılan kredilere kefil olmadığını, hakkında davacı Banka tarafından çok sayıda ve kefalet limitini aşar miktar için takip yapıldığını, kullandırılan kredilerin …. tarihinden sonra kullandırıldığını, eş rızası alınmadığını ileri sürmektedir.
Davaya konu genel kredi sözleşmesi ….. tarihli olup olayda 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği ve bu Kanuna göre kefalet sözleşmesinin geçerliliği için eş rızasının aranmadığı açıktır.
Genel Kredi Sözleşmesi; ileride birden fazla kredi ilişkisine girmek isteyen banka ve müşterisi arasında akdedilen ve münferit kredi sözleşmelerine ilişkin temel ilkeleri düzenleyerek sürecin genel çerçevesini çizen ve ayrıca münferit kredi sözleşmelerinin akdedilmesiyle uygulanabilecek olan isimsiz bir çerçeve sözleşmedir. Çerçeve sözleşme, ön sözleşmenin aksine tarafların ileride bir sözleşme yapmaları taahhüdünü içermeyen, ancak sözleşme yaparlarsa uygulama alanı bulacak olan kuralları belirleyen bir sözleşme niteliğindedir. Kefilin, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan krediler yönünden ayrıca sözleşme imzalamasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda davalının, davacı ile dava dışı ….. arasında imzalanan …… tarihli genel kredi sözleşmesine …… TL limitle müteselsil kefil olduğu, kefalet sözleşmesinin halen yürürlükte olduğu, dava değerinin kefalet limitinin altında olduğu, aldırılan bilirkişi raporunun denetime elverişli, usul ve yasaya uygun bulunduğu, bu durumda mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken ….. TL istinaf karar harcından (nispi) peşin alınan ….. TL’nin mahsubu ile bakiye ….. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere 04/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..
Başkan
…..
e-imzalıdır.
…..
Üye
…..
e-imzalıdır.
…….
Üye
…….
e-imzalıdır.
…..
Katip
……
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”