Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1350 E. 2023/148 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1350 – 2023/148
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1350
KARAR NO : 2023/148

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ………
ÜYE : ……….
ÜYE : ……….
KATİP : ………….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : 2020/331 Esas, 2021/416 Karar

DAVACI :……….
VEKİLİ : Av……………
DAVALI : ……….
VEKİLLERİ : Av. …………
Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 23/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/07/2021 tarih ve 2020/331 esas, 2021/416 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili şirketin, ………….. iban nolu hesabından ………. seri numara ile …………. keşide tarihli ………… TL bedelli,…………. lehine keşide edilen, keşide yeri……….olan bir adet çeki düzenlendiğini ve çeki……….. tarihinde ilgili şirkete teslim ettiğini, çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediğini, davalı banka tarafından dava konusu çeke istinaden …….. İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emri ekindeki çekin ………. olan keşide tarihinin ………. olarak tahrif edildiğini, çekin keşide tarihi bölümünde bulunan paraf imzanın da müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, yasal süresi içerisinde ibraz edilmeyen, üzerinde tahrifat yapılan dava konusu çekin çek olma vasfı olmadığını, kambiyo evrakı olma özelliğini kaybettiğini, ……….. İcra Dairesi tarafından başlatılan icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini, takibin durdurulduğunu, müvekkilinin başlatılan icra takibinden dolayı mağdur olduğunu, davalının çekte yetkili hamil olmadığını ve çekin kambiyo vasfı taşımadığını bu nedenle davalının alacak hakkına da sahip olmadığını, bu nedenle müvekkilinin ilgili icra dosyasına konu olan bir adet çek nedeni ile davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, davalı tarafça asıl alacağın %……..’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın iyi niyetli meşru hamil olarak çeki teslim aldığını, davacının iddialarını müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin çek üzerinde yer alan imzaların gerçeğe uygun olup olmayacağını bilecek durumda olmadığını, davacı tarafça yasal süresinde belgelendirilmeyen çekten kaynaklı olarak alacak haklarının bulunmadığı iddiasının hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacı aleyhine %….. icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, çekin yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmediği, davalı hamilin TTK md. 732 kapsamında sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak talepte bulunabileceği, çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacı tarafa gerek tensip zaptı ile gerekse de davanın ilk celsesi ile delillerini bildirmesi için süre verildiği, davacı tarafça çek nedeniyle davalı hamile bir ödeme yapıldığı iddia edilmediği gibi, buna ilişkin bir delil de dosyaya sunulmadığı, dosya kapsamında davalı bankanın iyiniyetli hamil konumunda olup, davalı bankanın kötü niyetli olduğuna ilişkin bir delilin dosyada mevcut olmadığı, davalının çeki iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğuna yönelik bir delil de olmadığından ödeme definin davalıya ileri sürülmesi mümkün olmadığı, kaldı ki bir an için aksi düşünülse bile, davacının çeklerin teslim edildiğine ilişkin sunduğu cari giriş bordrosunun (ki sadece lehtar tarafından imzalanmış, çekin teslim alan kısmının da boş olduğu görülmekle) ve de tarihsiz ibranamenin de çekin ödendiğini ispatlayamayacağı, bu belgelerin her zaman ve tek taraflı olarak düzenlenebileceği, ödeme belgesi olarak kabul edilmelerinin de mümkün olmadığı ve ödeme yapıldığı iddia edilmesine rağmen basiretli bir tacir olan davacının çeki teslim almadığı hususları da dikkate alındığında davacının iddialarını usulune uygun ispatlayamadığı, davacı tarafça her ne kadar çekin keşide tarihinin tahrif edildiği ve bu sebeple de çek vasfının olmadığı iddia edilmişse de, davaya keşide tarihinin farklı olmasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı, nitekim bunun çekin geçerliliğine de bir etkisinin olmadığı, davacının belirttiği tarih esas alındığında bile belirtilen hususlarda bir değişikliğin olmayacağı, tahrifat olduğunda bunun çekin geçersizliği ile değil, doğru tarihin esas alınmasına neden olacağı dikkate alındığında bu iddiaya da itibar edilmediği, davalı tarafça tazminata hükmedilmesi talep edilmişse de, davalının kötü niyetli olduğuna dair bir delilin olmaması, esasen takibin tedbir yoluyla da durdurulmadığı ve yasal koşulların da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesini tekrarla, davalı bankanın davaya konu çek yönünden iyi niyetli meşru hamil olmasının mümkün olmadığını, çekin keşide tarihi üzerinden tahrifat yapılmış ve muhatap bankaya ibraz edilmeyen bir çek olduğunu, çekin kambiyo evrakı olma vasfını yitirdiğini, iyi niyetli meşru hamil sıfatının kullanılamayacağını, kambiyo evrakı vasfını yitirmiş bulunan bir çekin devir temlik edildiğinden bahsedilemeyeceğini, bu yönü ile mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı bankanın dava konusu çekten dolayı sadece ciro ile yetkili hamil sıfatını taşıyamayacağını, usulüne uygun yapılmış bir temlik işlemi bulunmadığından yetkili hamil olmadığını, müvekkilinin söz konusu çekten dolayı sebepsiz zenginleştiği yönündeki gerekçenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu çekin yasal ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmeyince müvekkili şirket ile dava dışı lehtar …….. ile aralarında bu çekin verilmesinin nedeni olan cari hesap borcunun kapatılması için çek bedelini ……..’ye ödediğini, buna ilişkin ibraname olduğunu, bu nedenle söz konusu çekten dolayı müvekkilinin sebepsiz zenginleşmesinin de söz konusu olmadığını, yerel mahkemenin bu ibra yazısının sonradan düzenlenebileceğinden bahisle ibranameye itibar etmemesinin doğru olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, çekten dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, dava konusu çekin yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmediğini, dava konusu çekin keşide tarihinde tahrifat yapılmak suretiyle ödeme günü geçmiş olan çekin günündeymiş gibi bankaya ibrazının sağlandığını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Mahkemece ispat yükünün davacıda olduğundan bahisle davalının kabulüne karar verilmişse de bankaca çekin görüntüsünün banka kayıtlarında olmadığı muhatap banka tarafından yerel mahkemeye gönderilen yazıda da bu husus açıkça belirtilmiştir. Mahkemece davacının iddiasını çekte tahrifat yapılması nedeniyle menfi tespit talebi olarak bildirdiği gözetilerek çekin keşide tarihinde yapılan düzeltme işlemine ilişkin paraf imzasının çek keşidecisi tarafından atılıp atılmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 818. Maddesi atfıyla çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun “Senet metnindeki değişiklikler” kenar başlıklı 748. Maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bir poliçe metni değiştirildiği takdirde, değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kişiler, değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metne göre sorumlu olurlar” düzenlemesi gereğince davacı tarafından çekin keşide tarihi değiştirilmeden önce mi yoksa sonra mı atıldığı hususları üzerinde durularak taraflarca bu hususlarda gösterilen deliller eksiksiz toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Diğer yandan ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran ve borcu söndüren özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekli delillerdendir. Davacı yanca cevaba cevap dilekçesi ekinde ibranamedir başlığı altında bir belge sunulmuştur.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; belge aslı getirtilerek dava dışı ……… şirket yetkilisi dinlenilerek belge altındaki imzaya karşı diyeceklerinin sorulması, imzanın inkar edilmesi halinde usulüne uygun imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-………. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ……… tarih ve ……… esas, ………. karar sayılı istinafa konu kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden görülmesi için mahal mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda nazara alınmasına,
6-İşbu gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 23/01/2023

….
Başkan

……
Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”