Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1345 E. 2023/156 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1345 – 2023/156
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1345
KARAR NO : 2023/156

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ……….
ÜYE : ……….
KATİP : …………
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2019/401 Esas, 2021/392 Karar

DAVACI : ………….
VEKİLLERİ : Av. ……………
DAVALI : ………….
VEKİLLERİ : Av. …………
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 23/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/07/2021 tarih ve 2019/401 esas, 2021/392 karar sayılı kararın istinaf incelemesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalı aleyhine ödenmeyen kredi alacaklarının tahsili amacıyla …….. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili banka ile asıl borçlu dava dışı …………… arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve Çek Kanunu gereğince 13 adet iade edilmeyen çek yaprağı sorumluluğundan kaynaklanan toplam ……… TL borcun bulunduğunu, davalı borçlunun müteselsil kefil olarak sorumlu olup müvekkiline olan borcunu ödemediğini, davalının icra takibindeki itiraz dilekçesindeki iddiasında sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını dile getirmesine rağmen bu itirazının tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle haksız olarak yapılan borca ve imzaya itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %…..’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı bankaya takip ve davaya konu şahsi bir borcunun bulunmadığını, herhangi bir kefalet sözleşmesi de imzalamadığını, takip ve dava konusu olan kefalet sözleşmesindeki yazıların ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin kefil olma durumunun söz konusu olmayıp, herhangi bir sorumluluğunun da bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın reddine, müvekkili lehine %…den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu edilen genel kredi sözleşmesinde bulunan kefalete ilişkin kısımlardaki imzanın davalı Yusuf Şahin’e ait olmadığı, dolayısıyla davanın ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili, davanın lehlerine sonuçlandığını, ancak davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini, cevap dilekçelerinde talep etmelerine rağmen mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, bu nedenle mahkemece kararın usul ve yasaya aykırı olan kısmın müvekkili lehine ortadan kaldırılarak davanın reddi ile müvekkili lehine %….’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili, davalının asıl borçlu şirket olan …….’nin ortağı olduğunu, davalının ortağı olduğu şirketin imzaladığı genel kredi sözleşmesinden haberdar olmadığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının ………… Noterliğinin ……… tarihli, ……… yevmiye numaralı istifanamesi ile şirketi için kefil olduğunu, gördüğü lüzum üzerine kefillikten vazgeçtiğini ve istifa ettiği şeklinde beyanda bulunduğunu, davalının kefil olduğunu kabul ettiğini, bu nedenle ortağı olduğu şirket ile müvekkili banka arasındaki sözleşmeden haberdar olmadığı ve kefaletinden dolayı oluşan borçtan sorumlu bulunmadığı şeklindeki savunmalarının yersiz olduğunu, mahkemece ………… tarihli duruşmada, dosyanın güzel sanatlar fakültesi öğretim üyesi grafolog bilirkişi kuruluna tevdine karar verilmesine rağmen ara karara uyulmayarak tekrardan adli tıp kurumu uzmanları tarafından bilirkişi raporu alındığını, ilk bilirkişi raporunun da adli tıp kurumundan alındığını, dosyanın tekrar aynı yere gönderilerek rapor alınmasının bir fayda sağlamayacağını, bu nedenle …………. tarihli duruşmada verilen ara karara uyulması gerektiğini, ………….. tarihinde taraflarına tebliğ edilmiş olan söz konusu raporun ihtimallere dayalı olarak hazırlandığını, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, kefalet sözleşmesine dayanan itirazın iptali istemine ilişkindir.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Her ne kadar mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunu doğrultusunda incelenen iki adet GKS’deki imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edilmesi dolayısıyla davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı yanca istinaf dilekçesine ekli ihtarnamede davacının kefilliğini kabul ettiği değerlendirilip, kabul beyanı her aşamada ileri sürülebileceğinden mahkemece bankada davalının kullandığı başkaca krediler olup olmadığı araştırılarak bunun sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi kararı verilmesi hatalı olmuştur.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesinde, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-………….. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ………. tarih ve ………… esas, ………. karar sayılı kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Talep halinde, istinaf karar ve ilam harcının davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın kaldırılma nedenine göre davalı vekilinin istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
7-Kararın temyizi kabil olmaması sebebiyle HMK ‘nın 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/01/2023

……
Başkan
….

………
Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”