Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1224 E. 2023/52 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1224
KARAR NO : 2023/52

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2014/2295 E., 2021/228 K.

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – (…)
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/01/2023
YAZIM TARİHİ : 05/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2014/2295 Esas, 2021/228 Karar sayılı dosyasında verilen 07/04/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında …. esas sayılı dosyası ile davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak olarak … Şubesinin …. keşide tarihli … numaralı çekin gösterildiğini, bahse konu çekin müvekkili şirket yetkilisinin yazısı ve imzası olmaksızın düzenlendiğini, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve … esas sayılı dosyasında bahse konu çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilerek bu yönde karar verildiğini, müvekkili şirketin karşı taraf ile hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığını, bahse konu senet üzerindeki imzanın taraflarına ait olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek müvekkilinin mağduriyetinin önüne geçebilmek için takibin durdurulmasına, müvekkilinin …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, alacaklının kötü niyetli ve haksız takip başlatmış olması nedeniyle takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz ettiğini, fakat bu itirazın mahkemece yerinde görülmeyerek imzaya ve borca itirazı reddettiğini, söz konusu kararın Yargıtay’ca imzaya ve borca itiraz yönüyle kurulan hükmü onadığını, davacı tarafın … Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açtıklarını menfi tespit davasını kazandıklarından söz ettiğini, söz konusu davanın çeki keşide eden … aleyhine açıldığını, icra takibine konu edilen çekin müvekkiline ciro yoluyla geçtiğini, müvekkilinin icraya konulan çeklerde 6. sırada ciro eden kişi olduğunu, kendisinden önce 5 adet daha ciro olduğunu, müvekkilinin çekin lehtarı …… ile keşideci borçlunun aralarındaki alacak ilişkisini bilebilecek durumda olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Her ne kadar davalı taraf raporlar arasında çelişki olduğunu belirtmiş ise de; ATK’nın tanzim ettiği raporlarda …’ya ilişkin olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı, sadece mevcut imzalarla sonuca gidilemediğinin belirtildiği ancak Jandarma Kriminal Dairesi Başkanlığının bu konuda denetime elverişli raporunu tanzim etmiş olup, söz konusu rapor mahkememizce de yeterli görülmüştür. Bu nedenle buna dönük itirazlar yerinde görülmemiştir. İmza inkarına ilişkin def’iler mutlak def’i niteliğinde olup, herkese karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle davacı tarafın bu def’isini son hamile karşı da ileri sürebileceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile son hamil arasında birden fazla ciranta olduğu, aralarında temel bir ilişki bulunmadığı ve bu nedenle davalının keşidecinin imzasının gerçekte ona ait olup olmadığını bilebilmesine imkan bulunmadığı, bunun aksi yönde de herhangi bir delil ibraz edilmediği ve bu nedenle kötü niyeti olduğunun kabul edilemeyeceği gözetilerek davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. 1-Davanın kabulü ile; …. İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine ” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup, eksik inceleme sonucu karar verildiğini, dosya kapsamında daha önce alınan bilirkişi raporlarında keşideci şirket yetkilileri hakkında düzenlenen raporları ile …. tarihinde taraflarına tebliğ edilen Jandarma Kriminal Dairesi başkanlığı raporu arasında çelişkilerin olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın üniversitelerin güzel sanatlar fakültesine gönderilerek inceleme konusu belgedeki yazı ve imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmasını talep etmelerine rağmen yerel mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden bu yöndeki taleplerinin kabul edilmediğini, davacı şirketin dava konusu çek ile ilgili olarak çek karnesini kaybettiğine dair Cumhuriyet Başsavcılığına herhangi bir başvuruda bulunmadığını, çek karnesi çalınmamış ise söz konusu çeklerdeki imzalara kasıtlı olarak başka bir kişiye imzalatma ihtimalinin kuvvetli olduğunu, bu durumda davacının kötü niyetli olarak çeki tedavüle koyduğunun göstergesi olduğunu, bu iddialarını destekleyen en önemli delilin … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açmış oldukları menfi tespit davası olduğunu, söz konusu davada davalı ….. olup, çekte lehtar durumunda olduğunu, lehtar olan ….. söz konusu mahkeme dosyasında davayı kabul ettiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davaya konu …. keşide tarihli, …. nolu …. TL bedelli çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilileri … ve …’nın eli ürünü olmadığının …. tarihli … raporu ve …. tarihli Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı raporu ile kesin kanaatle tespit edildiği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli …. TL harçtan peşin alınan …. TL harç mahsup edilerek bakiye …. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere 05/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 05/01/2023


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”