Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1214 E. 2023/55 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1214
KARAR NO : 2023/55

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI : 2017/1583 E., 2021/464 K.

DAVACILAR : 1 -…
2 -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/01/2023
YAZIM TARİHİ : 05/01/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2017/1583 Esas, 2021/464 Karar sayılı dosyasında verilen ….. tarihli kararın istinaf incelemesi davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin cirantası …. olan …. çek numaralı …… vade tarihli, …. EURO bedelli, … çek numaralı, …. vade tarihli …. TL bedelli, …… çek numaralı, …. vade tarihli ….. TL bedelli çeklerden harici olarak haberdar olduğunu, takas merkezinden sadece çeki sorgulatan son hamili ve çekin ön yüzünün fotokopisini temin ederek çeklerin lehtar kısmındaki yazı ve imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmadığının görüldüğünü, dava konusu çeklerdeki lehtar imzasının davacı şirkete ait olmadığını, dava konusu çekin düzenlenmesini gerektirecek hukuksal veya ticari bir ilişkinin olmayıp, ayrıca çekin düzenlenmesini gerektirecek başka bir nedenin de bulunmadığını ileri sürerek davanın kabulüne, dava konusu çeklerden dolayı davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çeklere ilişkin olarak ihtiyati haciz yapılmaması veya icra takibi yapılmaması konularında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların bu konu ile ilgili çalıntı veya kayıp ilanı vermemiş olmasının davacıların özellikle aynı vekil aracılığı ile ve aynı iddiaları içeren davayı ikame etmeleri derdest olan keşideci ile birlikte hareket ettiği hususunu açıkça ortaya koyduğunu, ihtiyati tedbire itiraz ettiklerini, davacının imzaya ilişkin iddialarının tamamen ve sadece dava açma hakkını kullanmak için kullanılmış gerçek olmayan ama karşıda algısı yüksek olan bir sebep olduğunu, davacıların aynı imza ile ödedikleri yüzlerce çekin bulunduğunu, …… ilinde bulunan tüm bankalara davacıların bankada bulunan herhangi bir hesaptan çek keşide edip etmediği, çek keşide edilmiş ise iade veya ödemeden kaynaklı banka nezdinde bulunan çek asıllarının celbi şeklinde müzekkere yazılması gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…. tarihli raporunda çeklerde davacı ….. adına ve kaşe üzerinde atılan soldaki imzanın … eli ürünü olduğu ve yine aynı kaşe üzerinde sağdaki imza ile … adına atılar imzaların basit tersimli olduğu belirtilmiş ve daha sonra Üniversitelerden akademisyen heyetten alınan raporda ise …. adına ve kaşe üzerinde atılan soldaki imzanın …, sağdaki imzanın … eli ürünü olduğu ve Yapı-San..Ltd. Şti. adına atılan imzanın da … eli ürünü olduğunun tespit edilmiştir. Her nekadar bu rapora itiraz edilmiş ise de yapılan itirazların somut bir olguya dayanmaması ve raporların denetime elverişli olması nedeniyle ilk raporda … ve ikinci raporda bütün imzalar bakımından yapılan değerlendirmeler esas alınmıştır. Yine ilk raporda …. ibareli kaşe üzerindeki imza ile ….’ye ilişkin kaşede sağ tarafta atılı bulunan imzaların basit tersimli olduğu, bu nedenle imzaların aidiyetine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı gözetildiğinde iki rapor arasında bir çelişki bulunmadığı, … bakımından benzer tespitler yapıldığı, bu nedenle de davacı tarafın imza inkarının yerinde olmadığı kabul edilmiştir. İmza inkarının yerinde olmaması ve sahtecilik iddialarını ispata elverişli delil ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davanın takip öncesi açılan menfi tespit davası olduğu ayrıca tedbir konusundaki teminatın yatırılmadığı ve infaz edilmediği gözetildiğinde tazminat talebi yerinde görülmemiştir. 1-Davanın reddine, 2- Davalının tazminat tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince …. tarihli karar celsesinde sözlü yargılamaya geçildiğinin ihtarı yapılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut olayda kanunun bu emredici hükmü karşısında sözlü yargılama aşaması gerçekleştirilmediğini, dava konusu çeklerin tevdi tarihinin esas alınması savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olması nedeniyle hukuka aykırı olduğunu, tarafların iddia ve savunmaları ile bunların dayanağı olan vakıaların belirli bir yargılama kesitine kadar mahkemeye sunulmasını sağlamaya yönelik olarak HMK’nın 141. maddesinde düzenlendiğini, madde metninden anlaşılacağı üzere iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının cevap dilekçesinin verilmesiyle, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ise cevaba cevap dilekçesinin verilmesiyle başladığını, yargılaması yapılan dosyanın ön inceleme duruşmasının …… tarihli duruşmada yapıldığı ve tahkikat aşamasına geçildiğini, tahkikat aşamasına geçilmesinden sonra 6100 sayılı HMK uyarınca artık delilin bildirilmeyeceği, bildirilmiş ise de artık toplanamayacağını, davalı banka vekilinin …. tarihli celsedeki çeklerin keşide tarihinden daha önce imzalandığı savunmasına ilişkin herhangi bir engeli bulunmamasına rağmen cevap dilekçesinde ileri tarihli çek savunmasına dayanmadığı ve cevap dilekçesin de herhangi bir şekilde bu hususta delil bildiriminde bulunmadığını, bu nedenle ….. tarihli 5. celsede davalı bankaya çek tevdi bordrolarının sunulması için süre verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekin ileri bir tarihli düzenlendiği savunmasında cevap aşamasında bulunmadığından …. tarihli celsedeki ileri tarihli çek iddialarının savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağına tabi olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yargılama sırasındaki her iki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğunu, ilk rapordaki uzmanlar tarafından herhangi bir kanaat bildirilememesine rağmen ikinci rapordaki uzmanlar tarafından aynı imza üzerinde bu defa kanaat bildirilmesi ve her iki raporun da adli makamlarca istem üzerine alındığından raporlardan birinin diğerine üstünlüğü kabul edilmeyecek olup, her iki rapor arasındaki çelişki bulunduğunu, sahtecilik parametreleri olan grafolojik ve grafometrik yöntemin kullanılmadığını, raporu tanzim eden uzmanların grafolojik ve grafometrik konusunda uzman olmadıklarını, uzman olduklarına dair herhangi bir belgelendirme yapılmadığını, ulaşılan sonucun maddi dayanakları ile denetime elverişli şekilde ortaya konulmamış olduğunu, bu nitelikteki bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmadığı ve eksik araştırmaya dayandığına yönelik yargılama sırasında yasal süresi içerisinde taraflarınca itiraz edilmesine rağmen mahkemenin raporlara karşı itirazlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, karara esas alınan bilirkişi heyeti raporunun denetime açık ve karar vermeye elverişli olduğu, dava konusu çeklerde bulunan cirolardaki imzaların davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olduğunun, adli tıp uzmanı üç bilirkişiden oluşan heyet tarafından kesin kanaat bildirir şekilde tespit edildiği, bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı da herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli … TL harçtan peşin alınan … TL’nin mahsubu ile bakiye … TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde taraflara iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
Dair HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/01/2023


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”