Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/117 E. 2022/1022 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/117
KARAR NO : 2022/1022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : 2019/659 Esas, 2020/391 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …….
DAVALILAR : 1-… – …,
2-… – …,
VEKİLİ : Av. … – ……..
3-… – …
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06/07/2020 tarih ve 2019/659 esas, 2020/391 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili,…tarafından davacıya verilen ….TL bedelli bononun vadesinde ödenmediğini, ödenmeyen bono sebebiyle icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket için iflasın ertelenmesi kararının olması nedeniyle takibin durduğunu, ….adlı şirketi tasfiye eden davalıların önceki şirketin malvarlığını kullanarak … adlı ayrı bir şirket kurduklarını, müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, müvekkilinin, davalılar hakkına İstanbul İcra Ceza Mahkemesine şikayette bulunduğunu, davalıların, alacaklıları zarara uğratma için şirketin mevcudunu eksiltmeleri, alacaklı davacının icra takibinin sonuçsuz kalmasına neden olduğunu, davalıların bu hileli eylemlerinin davacıya karşı hukuki sorumluluk doğurduğunu, bu nedenle müvekkiline verilen 10.000-TL bedelli senedin vade tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … ve … vekili, davacının dilekçesinde dava konusu alacağın kaynağını belirtmediğini, sadece dava dışı … TL’lik bir senetten bahsettiğini, oysa ki bu dava konusunun bu senet olmadığını, senet olmadığı için bu alacağının sebebini açıklaması gerektiğini, bu nedenle görev konusundaki itirazlarını saklı tuttuklarını, davalıların adresinin ….olması sebebiyle yetkili mahkemenin İstanbul Çağlayan Mahkemeleri olduğunu, dava ile müvekkillerinin bir ilgilisinin olmadığını, davacının diğer davalı şirket ile arasındaki alacak verecek ilişkisinin mevcut olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen senette müvekkillerinin imzasının olmadığını, bu nedenle müvekkillerine karşı bu davanın açılmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, davacının, dava dilekçesinde müvekkillerinin İstanbul 11. İcra Ceza Mahkemesinin 2016/97 esas, 2017/94 karar sayılı dosyasından “Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek” suçundan mahkum edildiğini, bu nedenle borçtan sorumlu olduklarını iddia ettiğini, ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 2017/1504 esas, 2018/357 karar sayılı ilamı ile davalılar hakkında beraat kararı verildiğini, beraat kararı verilmemiş olsa dahi müvekkillerinin bu nedenle borçtan sorumlu olmalarının hukuken mümkün olmadığını, davacının dava konusu senet hakkında ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattığını beyan ettiğini, davacının icra takibine konu alacak hakkında ayrıca dava açma hakkının olmadığını, bu nedenle derdestlik itirazlarının olduğunu, belirtilen sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, davacı tarafından bono borçlusu olan tüzel kişiliğin malvarlığının alacaklılarının zararına olarak kötüye kullanılması durumu iddia edilmiş olduğu, tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının mevcut olup olmadığı değerlendirmesinin yapıldığı, bu kapsamda, davacı vekilinin, senet borçlusu şirketin tasfiye edildiği ve yerine ,,,, adlı ayrı bir şirketin kurulduğu iddiasının araştırıldığı…. müzekkere cevabına göre; davalıların ortağı oldukları ….’nin sicil kaydının devam ettiği, davacı tarafın senet borçlusu ….’nin mallarının kaçırılarak yeni kurulduğunu iddia ettiği … adında bir şirketin faaliyette olmadığının anlaşıldığı; davacı tarafın borçlu ….’nin borçlulardan kurtulmak amacı ile hareket ederek borçların tasfiyesini imkansız kılma gayretinde olduğu iddiasını ispata yönelik olarak tanık deliline başvurduğu, tanıkların beyanlarının alındığı, tanıkların anlatımlarında senedin temelinde yer alan ilişkiye dair birtakım beyanlarda bulundukları; yapılan tahkikat neticesinde davacının bonodan kaynaklanan alacağını, borçlunun suni suretle mevcudunu eksiltmesi sebebiyle alamadığı iddiasının ispat edilemediği, davalı şirket ortaklarının davacıya karşı senetten kaynaklanan bu borcu ödeyeceklerine dair beyanda bulunduklarına dair davacı iddiasının da ispat edilemediği, ayrıca bu hususun ortakların sorumluluğuna gidilebilmesi için yeterli olmadığı, “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi”nin belirli ve sınırlı durumlarda istisnai olarak uygulanması gereken bir yol olduğu ve somut uyuşmalık bakımından perdenin aralanması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili, verilen kararın haksız olduğunu, iflas erteleme yönünden; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/612 esas, 2011/4 karar sayılı kararı ile dava dışı … yönünden iflasın ertelemesi ile şirket aleyhine açılan tüm dava ve takiplerin durdurulmasına karar verildiğini, ancak 31.01.2011 tarihli aynı mahkeme kararı ile şirketin borca batıklıktan çıktığı, iflas erteleme koşullarının oluşmaması nedeniyle dava konusuz kalmış ise de, mahkemece tensiple birlikte tedbiren tüm dava ve takipler durduğundan, mahkemenin verdiği davanın konusuz kaldığı yönündeki kararın davacı aleyhine oluşan hukuki süreci etkilemediğini, konusuz kalan dava ve takipler yönünden; … tarafından tanzim edilen … TL bedelli bononun vadesinde ödenmediğini, ödenmeyen bono sebebi ile müvekkilinin … tarihinde … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosya ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin yapmış olduğu icra takibi sırasında borçlu şirket için iflasın ertelenmesi kararında verilen tedbir kararının takibi durdurduğunu, davalıların kötüniyetli işlemleri yönünden; iflas erteleme davasında, yargılama aşamasında verilen tedbir kararı ile şirket alacaklılarına karşı süre kazanılıp, şirket varlığını kötüniyetli olarak tasfiye edildiğini, mahkemenin 31.01.2011 tarihinde verdiği konusuz kalma kararı ile temyiz aşaması sonrası ve kesinleşme aşaması sonrasında devam edilen icra takibi neticesi düzenlenen haciz tutanağının icra dosyası içeriğinde mevcut olduğunu,…. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosya sorgusunda şirket adına kayıtlı menkul ya da gayrimenküle rastlanmadığını, ….İcra Müdürlüğünün …. talimat sayılı dosyasının ….tarihli haciz tutanağına göre; gidilen adreste tabelada “…” yazdığını, … marka gömlekler bulunduğunu, …. yazan poşetlere rastlandığı ancak vergi lehvasında “Fark Giyim” yazdığının tespit edildiğini, haciz tutanağında şirket görevlisi markanın isim hakkını aldıklarını beyan ettiğini fakat şirketin vergi lehvasında fark giyim yazdığını, şirketin kullandığı poşetlerde kendi şirketinin ismini kullanarak reklam yapmak yerine … triko markasının isimli poşetler kullanmaya devam etmesinin bu iki şirketin ticari olarak aynı kişilere ait olduğunun kanıtı olduğunu, bu yüzden detaylı inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”