Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1152 E. 2022/1991 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1152 – 2022/1991
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1152
KARAR NO : 2022/1991

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : ………..
ÜYE : …………
ÜYE : ………..
KATİP : ……….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
NUMARASI : 2018/248 E., 2020/819 K.

DAVACI : ………
VEKİLİ : Av. ……..
DAVALI : ……..
VEKİLİ : Av……….
ASLİ MÜDAHİL : ………
VEKİLİ : Av. …………
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
YAZIM TARİHİ : 23/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2018/248 Esas, 2020/819 Karar sayılı dosyasında verilen 04/11/2020 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ….San. Ve Tic. A.Ş. arasında ….tarihinde ….ilişkin satış sözleşmesinin imzalandığını, satış sözleşmesinin bedelinin …. USD+KDV olduğunu, sözleşmenin bir diğer hükmü gereğince de satım bedeline mahsuben …. tarihinde …. USD ve .. tarihinde ….USD olmak üzere toplam …. USD’nin …. nezdinde bulunan hesap numarasına müvekkili tarafından davalı şirketin hesabına gönderildiğini, satış sözleşmesinde ek olarak cezai şart kuralının da konulduğunu, buna göre tarafların bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde zarar ve ziyanın karşılanmasının yani …. USD bedelinin cezai şart olarak birbirlerine ödeyeceklerinin kararlaştırıldığını, satış sözleşmesinin taraflarca imzalanmasından sonra müvekkilinin gerekli finansman temini için …. ile irtibata geçtiğini, gerekli resmi başvuruların yapıldığını, işlemlerin devam edebilmesi için davalı Pakten firmasından …. tarihli satım sözleşmesinin konusu oluşturan makinelerden paketleme makinesinin ilk alım faturası, gümrük giriş beyannamesinin ve alınacak olan ekipmanların teşvik kapsamını gösteren evrakların kendilerine gönderilmesinin istenildiğini, davalı şirket tarafından sözleşme konusu paketleme makinesine ilişkin bilgilerin bir türlü gönderilmediğini, taraflarınca …. Noterliğinin ….tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, müvekkili tarafından davalı şirkete karşı …. Noterliğinin ….tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname ile … tarihli satım sözleşmesine konu olan üretim, paketleme üniteleri ile ekipmanları ile ilgili olarak satılmasında veya kullanılmasında kamu hukuku veya özel hukuk yönünden bir kısıtlama, yasaklama veya maddi olarak çalışmasını engelleyici veya erimini azaltıcı veya ortadan kaldırıcı bir durum veya arıza vb hususlar var ise davacı şirkete bildirilmesi, aksi halde …. tarihli satım sözleşmesine konu yapılan ve ayrıntıları belirtilen makinelerin ve ekipmanlarının hukuki veya maddi ayıplı olduğunun kabul edileceği, aksi halde 6 nolu başlık altında belirttikleri üzere satış sözleşmesinin fesih edileceğinin belirtildiğini, davalı şirkete ihtarnamelerin tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket tarafından …. Noterliğinin…. tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili şirkete …. tarihli …. USD bedelli fatura düzenlenerek gönderildiğini, müvekkili şirketin bu faturaya … Noterliğinin …. tarihli ihtarname ile itiraz ettiğini, davalı şirketin bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, taraflarına ….. Noterliğinin….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplam …. USD’nin ödenmesi aksi halde de sözleşmenin şartların yerine getirilmemesi nedeniyle uğradıkları menfi, müspet tüm zararların talep edilmesi ile cezai şartların uygulanacağının belirttiklerini, esasen kusurlu olanın davalı şirket olduğunu, mevzuat hükümleri çerçevesinde ayıp kavramının satılan malda ortaya çıkan ve alıcının o malda tümüyle veya gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar gibi özürler olarak tarif edilebileceğini, mevzuat genel hükümlerine göre satıcının sattığı ürünü ayıpsız bir şekilde temin etmenin yükümlülüğü altında olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü talep, hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin kusurlu davranışları ve ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince feshine sebebiyet verdiği … tarihli satış sözleşmesi nedeniyle verilen …. USD’nin şimdilik …. USD’sinin ve …. USD’sinin cezai şart alacağının şimdilik ….USD’sinin dava tarihinden fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işlemiş faizlerinin hesaplanarak davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirket ile satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden kaynaklı olan borcu ödemediğini, bu nedenle kurulum işleminin yapılmadığını, müvekkili şirketin …. tarihli maili ile ödenmesi gereken KDV dahil …. USD’nin ödenmediğini bildirdiğini, davacı tarafın da mail ile cevabında ilk alım faturalarının kesilmesini makinelerin seri numaralarını taraflarına bildirilmesinin istenildiğini bildirmiş olduğunu, müvekkili şirketin faturayı kesip gönderdiğini, davalı şirketin kesilen faturaya karşılık iade faturası düzenlediklerini, müvekkillerinin e fatura mükellefi olmadığını bildirdiğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, hukuki ayıbın söz konusu olmadığını belirterek yasal ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Yukarıda detaylıca izah edildiği üzere davacı yanın taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi haklı bir nedene dayanmamakta olup davalı yan burada sözleşmenin m.9.1. ile öngörülmüş olan …. USD miktarındaki cezai şartı almaya hak kazanmıştır. Davalı yanın davacı tarafından ödenmiş olan bedelin cezai şarta mahsuben alıkonulması ve iade edilmemesi her iki alacağın da aynı sözleşmeden kaynaklanması durumu ve yukarıda zikredilen Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak mahkememizce hukuken “mahsup işlemi” olarak nitelendirilmiş ve mahkememizce resen nazara dikkate alınmıştır. Bu haliyle de davalı yanın davacı tarafın kendisine ödemiş olduğu bedeli hak kazanmış olduğu cezai şarta mahsuben iade etmemesinde hukuka aykırı herhangi bir yön bulunmadığına kanaat getirilmiş ve davacı yanın bedelin iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Bu haliyle de sübut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin esasen kusurlu olduğunu, davalı şirket tarafından …. tarafından davacı şirketten paylaşılması istenilen evrakların kuruma gönderildiğini, ancak davalı şirketin bizzat kendi gönderdiği evraklar içerisinde sözleşme konusu makinelerin teşvik durumu ile ilk alım faturalarının yine gönderilmediğini, bu nedenle …. firması tarafından kredi finansman dosyasının kapatıldığını, bu durumun hem maddi yönden hem de ticari itibar yönünden müvekkili şirketin aleyhine olduğunu, tüm hususları içerir ….. Noterliğinin …. tarihli ihtarname ile davalı tarafa bildirildiğini, …. tarihli satış sözleşmesinin fesih edilerek davalı şirkete ödenen …. USD’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte iadesinin istenildiğini, …. tarihli satım sözleşmesine konu yapılan malların ve özellikle de paketleme ünitesinin ayıplı olduğunu, dava dilekçesinde söz konusu hukuki ayıbın ayrıntılı şekilde açıklanmadığını, bu ayıbın müvekkili şirketten bilerek gizlendiğini, Paketleme Ünitesinin yatırım teşvik belgesi kapsamında alındığını, …. tarihli sözleşmenin akdedildiği ve fesih edildiği süreç arasında da 5 yıllık yatırım teşvik süresinin doldurmadığını, müvekkilinin davalı şirketin aynı makineyi ve ekipmanlarını yurt dışından almak zorunda kaldığını, ayıba karşı tekeffül borcunun satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısı olduğunu, aynı zamanda satıcının bu borcu kanuni bir borç mahiyetinde olduğunu, taraflar arasında yapmış oldukları sözleşmede açıkça bu borçtan söz etmeseler de satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun olduğunu, satıcının sözleşmeye konu makineyi ve bunun eklerini satarken bunlara ilişkin her türlü ayıbın varlığını alıcıya bildirmekle mükellef olduğunu, dava konusu olayda var olan ayıbın kamusal kısıtlamalara neden olan gizlenmiş bir tür hukuki ayıp olduğunu, teşvik kapsamında alınan bir makinenin bir başkasına devri için gerekli bir prosedür ve belli devlet kurumlarından izin alınmasının gerektiğini, bu durumun …. tarihli satış sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle yani makinelerin devredilemeyeceği, devir yapılmak istense bile bunun belli bir süre prosedür ve izne tabi olduğu davalı firmanın satıcı tarafından bilindiği halde bunların davacı alıcıya bildirilmeden ve alıcıdan gizlenerek sözleşmeye imzalandığını, somut olayda makinelerin gerekli kamusal izinler alınmadan alıcıya devredilmek suretiyle hukuki değil fiili bir durum yaratılmaya çalışıldığını, davacı şirket ile davalı firma arasında akdedilen satış sözleşmesine konu olan paketleme ünitesinin davalı şirket tarafından teşvik belgesi kapsamında alındığını, ….tarihinde yapılan satım sözleşmesi sırasında da 5 yıllık teşvik süresinin dolmadığını, bunun yanı sıra hazine müşteşarlığından da herhangi bir izni almadıklarını, bu durumun müvekkilinden gizlendiğini, mevzuat ve Yargıtay kararları karşısında müvekkilinin suça iştirak etme ihtimalinin kabullenmesinin beklenemeyeceğini, basiretli bir tacir olarak davalı tarafa gerekli ihtarnamelerin gönderildiği ve haklı taleplerinin kendilerine iletildiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmenin tarihi …. iken karara esas alınan ve defaatle noter yoluyla banka kanalıyla e maille talep etmiş oldukları ve hatta cevap dilekçesinde de sunulmayan ve taraflarınca tebliğ edilmeyen davanın temeli olan bu belgenin …. tarihli olduğunu, dava sırasında öğrenilebildiğini, sadece sözleşme tarihi ile karara esas alınan belge tarihinin tetkik edilmesinde dahi yapılan hukuka aykırılığın anlaşıldığını, tarihlerden de anlaşıldığı üzere davalı şirketin müvekkiline hukuki ayıplı malı sözleşme ile sattığını, davalı tarafın sözleşmeye konu malın satış izninin olmadığını müvekkiline bildirmediğini, satış izni yönünde olduğu beyan edilen belgede müvekkiline verilmediğini, sözleşmenin feshinin nedeninin bu belgenin taraflarınca verilmemiş olması olduğunu, sözleşmenin feshinin de davalı tarafın bilgi ve belge gizleyerek sebebiyet verdiğini, belgenin sözleşmenin imzalanması aşamasında var olmayıp sözleşmenin imzalanmasının yaklaşık 3 ay sonrasında düzenlendiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, sözleşmenin haklı nedenle feshine dayalı olarak ödenen bedelin iadesi ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, tüm dosya kapsamında davacının satış sözleşmesinin feshinin haklı bir nedene dayandığı ispatlanamadığından davacının sözleşmenin 8. Maddesine dayanarak cezai şart alacağını talep edemeyeceği, davalı yanın ise haksız fesih nedeniyle sözleşmenin 9.1 maddesi gereğince cezai şarta hak kazandığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı da herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde taraflara iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
Dair HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2022

…………
Başkan Vekili
………..
e-imzalıdır
………..
Üye
…………
e-imzalıdır
……….
Üye
……
e-imzalıdır
……….
Katip
…….
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”