Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1117 E. 2022/2007 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1117
KARAR NO : 2022/2007

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2021
NUMARASI : 2020/360 Esas, 2021/472 Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
4-… – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
YAZIM TARİHİ : 26/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/06/2021 tarih ve 2020/360 esas, 2021/472 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının müvekkilleri aleyhine ….. İcra Dairesinin ……. esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine özgü takip başlattığını, müvekkillerinin takipten …… tarihinde ödeme emrinin tebliği ile haberdar olduklarını, takibe yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, …….. İcra Hukuk Mahkemesinin ……… esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sırasında imza incelemesi yapıldığını, imzanın murise ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinin murisinin …… tarihinde vefat ettiğini, takibe konu senedin tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını, tarafların karşılıklı borçlarının sona erdiğini, ancak davalı tarafın kendisinde bulunan senedi muris vefat ettikten sonra hem tahrifat hem de gerçeğe aykırı şekilde doldurularak müvekkilleri aleyhine takip başlattığını, ……Merkezi devrine dair …….. tarihinde devir sözleşmesi yapıldığını, davaya konu senetlerin o dönemlere ait devir işlemleri ve aktif pasifler dolayısıyla güvene dayalı olarak verildiğini, muris …….. boş bir bonoya imza atması neticesinde davalı tarafından murisin rızası dışında senedin hukuka aykırı bir şekilde doldurulduğunu, müvekkillerine yükletilmeye çalışılan borcun haksız ve hukuki aykırı bir borç olduğunu, davalının kendisine ait olan sahte fatura kullanımından kaynaklı kurum borcunu murise aitmiş gibi göstermeye çalıştığını, bu konuda …… Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde …… soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkillerinin sorumluluğunu doğuran herhangi bir borcun olmadığını, sahte senet tahsis edilerek müvekkillerini sorumlu gösterip haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını, bu nedenle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, takip konusu meblağdan lehlerine %… oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacıların, ……. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı takip dosyasının müstenidatı olan, ……. tanzim ve …… vade tarihli ……. TL’lik senet yönünden borçlu olmadığının tespiti ile dava devam ederken davacılar tarafından cebri icra baskısı ile ödenen ……. TL’nin davalıdan tahsiliyle davacılara ödenmesine, İİK 72. maddesi gereğince koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat davalarının mahiyeti gereği takibin iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekili, dava tebligatı ve eklerinin vekile değil davalı asile tebliğ edildiğini, icra dosyasında vekil olarak davayı takip ettiğini, ancak eldeki dava dosyasında kendisinin vekil olarak kaydedilmediğini, tebligatın asile yapıldığını, bu yönüyle davanın usulden reddinin gerektiğini, dava konusu senet ile protokol konusu senedin farklı senetler olduğunu, dava konusu bononun müvekkilinden muris tarafından nakden alınmış borcu kayıtsız şartsız ihtiva eden bono iken, müvekkilinin yedinde olan ve icraya verilmemiş olan bononun ise protokol ve sözleşmeye binaen verilen bono olduğunu, sundukları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında açıkça görüldüğü üzere kayıtsız şartsız borç ihtiva eden senede karşı, senetle ispat zorunluluğu bulunduğunu ve borçlu davacılar tarafından borcun ödendiğini gösterir herhangi bir evrak sunulmamasına rağmen ispat yükünün taraflarına geçtiğinden bahisle hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava; davacıların murisi tarafından düzenlenen iki adet senetten ötürü menfi tespit istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır.
6102 sayılı TTK’nın 778. Maddesi yollamasıyla uygulanması gereken 680. maddesi gereğince açık bono düzenlenebileceği ve davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını da ancak yazılı delille ispat edebileceği görülmektedir.
Davacı taraf, senet nedeniyle borçlu olmadığı ve senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır.
Mahkemece davanın yukarıda açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verileceği halde yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu nedenlerle, yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince hüküm kaldırılıp değiştirilerek yeniden esas hakkında davanın reddine ilişkin hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeyle;
A-)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/06/2021 tarih ve 2020/360 esas, 2021/472 karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan ……. TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve …… TL posta masrafı olmak üzere toplam ……. TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
B-)HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken ……. TL karar ve ilam harcın peşin alınan ……. TL harçtan mahsubu ile artan …… TL harcın istek halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince ……. TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/12/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”