Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1085 E. 2022/1911 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1085 – 2022/1911
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1085
KARAR NO : 2022/1911

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …………
ÜYE : …………..
ÜYE : …………
KATİP : ……….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2021
NUMARASI : 2020/221 E., 2021/288 K.

DAVACI : ……….
VEKİLLERİ : Av. ……….
Av. ……….
DAVALI : ……..
VEKİLİ : Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
YAZIM TARİHİ : 08/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/221 Esas, 2021/288 Karar sayılı dosyasında verilen 18/05/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı müvekkili adına olan …’a ait, …. tarihli, ….seri numaralı,…. TL tutarlı çeke ilişkin olarak …İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin … tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, itirazlara yönelik beş günlük yasal süresi dolduğunu, takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının haksız takip başlattığını, açıklanan bu nedenlerle davanın kabulü ile dava konusu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve alacağın varlığını geciktirmeye yönelik bir dava olduğunu, gerekli bilirkişi incelemesi ile takibin haklılığının ortaya çıkacağını, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini ve borçlunun %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davaya konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığından bahisle iş bu menfi tespit davası açıldığı, buna göre davacının imzalarının bulunduğu kurumlardan imza asılları celp edildiği ve davacının imza örnekleri mahkeme huzurunda alışmış olduğu, çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi heyetinden rapor alındığı, …. tarihli raporda bir takım teknikler kullanılarak imza analizi yapıldığı, çek aslındaki … adına atfen atılı bulunan imzanın aynı şahsa ait mevcut mukayese imzalarına kıyasen bulunan imzanın ilk bakışta biçimsel olarak benzerlik algılansa da hız ve işleklik derecesi başta olmak üzere imzada grama yapısı içinde ebat, istif, eğim, doğrultu, seyir ve baskı derecesi gibi grafolojjik tanı unsurları itibari farklılıklar saptandığı, dolayısıyla davacı imzasının taklit mahiyetinde oluşturulduğu kanaatine varıldığı, gerek kaligrafik, gerekse karakteristik tersim özellikleri birlikte değerlendirildiğinde uygunluk veya benzerlik saptanmadığı, “….’ in eli ürü olmadığı” belirtildiği, tüm bu hususlar doğrultusunda davalı banka tarafından takibe konulan çekteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı, taklit imza mahiyetinde oluşturulduğu, bunun da bilirkişi raporu ile doğrulandığı, raporun detaylı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gözetilerek anılan rapor hükme esas alınmış olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı aleyhine müvekkil banka tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, takip dayanağı senet, müvekkil bankaya, takibe konu edilmiş haliyle, …firması tarafından imzalanarak verildiğini, davacının imzaya itirazları haksız ve gerçek dışı olduğunu, Mahkemenin imzaya itiraz konusunda eksik inceleme sonucunda karar verdiğini, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, Mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik ve hatalı rapora göre hüküm tesis edildiğini, …. tarihli bilirkişi raporunda ‘ çek aslındaki …. adına atfen atılı bulunan imzanın aynı şahsa ait mevcut mukayese imzalarına kıyasen bulunan imzanın ilk bakışta biçimsel olarak benzerlik algılansa da hız ve işleklik derecesi başta olmak üzere imzada grama yapısı içinde ebat, istif, eğim, doğrultu, seyir ve baskı derecesi gibi grafolojjik tanı unsurları itibari farklılıklar saptandığı’ şeklinde değerlendirme yapıldığını, Bilirkişi raporu açıkça görüleceği üzere kesin kanaat içermediğini, kendi içerisinde çelişkili olduğunu, bilirkişi raporunda yeterince ve etraflıca inceleme yapılmadığını, borçlunun yakın tarihteki imzaları toplanarak değerlendirilmediğini, özellikle keşide tarihine yakın evrakları olmadan, imza incelemesine esas alınan belgelerin büyük kısmının fotokopi olması nedeni ile sağlıklı, Yargıtay denetimine elverişli inceleme yapılmadığını, Adli Tıp Kurumu veya uzman bilirkişilerden oluşan bir heyet marifetiyle imza incelemesi yaptırılarak hiçbir şüphe ve tereddüde yer bırakmayacak biçimde rapor tanzim edildikten sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini, davacı borçlu ile müvekkil banka arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığını, Müvekkil bankanın iyiniyetli hamil konumunda olduğundan davacı borçlunun imzaya itirazlarını arz ve izah ettikleri sebeplerle kabul etmediklerini, davacının imzaya itirazlarının doğruluğu ortaya çıksa bile müvekkil banka ciro silsilesine bakıldığında bunu bilebilecek konumda olmadığını, bu sebeple müvekkil bankanın haksızlığından ya da kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, davacı borçlunun icra mahkemesinde imzaya itiraz etmediğini, kötüniyetli olarak davayı açtığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava; çekteki imzanın davacıya ait olmamasından dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, karar dayanak alınan Adli Tıp Uzmanı üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli ve kesin kanaat bildirir nitelikte olduğu, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 8.880,30 TL harçtan peşin alınan 2.423,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.457,03 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan tetkikat sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.08/12/2022

……….
Başkan
…………
e-imzalıdır
………
Üye
……..
e-imzalıdır
………
Üye
……….
e-imzalıdır
……….
Katip
……….
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”