Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1081 E. 2022/1919 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1081
KARAR NO : 2022/1919

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2018
NUMARASI : 2017/733 E., 2018/1024 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
YAZIM TARİHİ : 08/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2017/733 Esas, 2018/1024 Karar sayılı dosyasında verilen 10/10/2018 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin aleyhine kefil sıfatı ile davalı şirket tarafından ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasından dolayı icra takibine geçildiğini, …. TL %126 oranında temerrüt faizi ana para olarak ve bu ana paraya tekrar akdi ve temerrüt faizi ile birlikte müvekkilinden talep edildiğini, müvekkilinin bu şekilde davalı şirkete …. TL’lik temerrüt faizi borcunun bulunmadığını, …. tarihi ile …. tarihleri arasında akdi ve temerrüt faizinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, ayrıca %20 kötü niyet tazminatının davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; asıl alacağın ….TL olduğunu, asıl alacak miktarına usulüne uygun temerrüt faizi, akdi faiz ve bsmv işletildiğini ve haksız yere açılan davanın reddi ile %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Mahkemece daha önce borcun henüz muaccel olmadığı yönü ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş ancak, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Gaziantep 11. HD’nin 2017/229 Esas 2017/272 Karar sayılı kaldırma kararı doğrultusunda dosya yeniden mahkemece esas alınarak dosya bankacı bir bilirkişiye tevdi olunduğu, bankacı bilirkişi ….’ın … tarihli raporundan da anlaşılacağı üzere davacının bankaya yapmış olduğu ödemeler mahsup edildikten sonra geriye toplam takip tarihine kadar işleyen akti faiz ve bu faiz üzerinden hesaplanan BSMV ile birlikte takip tarihi itibari ile toplam borcun …. TL olduğu anlaşıldığı, her ne kadar davalı banka davaya konu takipte temerrüt faizden dolayı da sorumlu olacağından bahisle icra takibi başlatmış ise de kredi dosyasının incelenmesinde davalıya usulüne uygun noter ihtarnamesinin tebliğine ilişkin evrak bulunmadığından bu yönü ile mahkemece davacı hakkında temerrüt faizi talep edilemeyeceği, sadece müşterek müteselsil kefil sıfatıyla akti faiz ve ana paradan dolayı borçlu olduğu kanaatine varılarak diğer yönü ile borçlu olmadığı kanaati hasıl olduğu, bu nedenle mahkemece davacının borç olduğu miktar belirtilmek suretiyle diğer kalan miktardan borçlu olmadığının tespiti yönünde karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının yanlış ve çelişkili olduğunu, Yerel mahkeme karar içeriği ve gerekçesinde davacının sadece ana para ve akdi faizden sorumlu olduğu belirttiğini, davacıya ihtarname gönderilmediğini, yani takip öncesi kat ihtarı hiç gönderilmediğini, bu durumda davalı … şirketinin temerrüt faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu, hal böyle iken mahkeme gerekçeli karar içeriğinde bu durumdan da bahsetmiş iken;(temerrüt faizi talep edilemeyeceği) hüküm kısmında takip tarihinden itibaren tekrar temerrüt faizi ile birlikte borçlu olduğunun tespitine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, bir diğer nokta ise yerel mahkemenin bilirkişi raporu ile çelişkili içinde olduğunu, bilirkişi kat ihtarının olmadığını kabul ettiğini, bu kez de ödeme emrinin tebliği tarihini nazara aldığını, bu hususun da doğru olmadığını, bilirkişi … tarihini nazara alması gerektiğini, şöyle ki dosyada ödeme emrinin usulsüz olduğu için açılan davanın süresinde açılmadığından bahisle Gaziantep 3.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/17 E. sayılı dosyasında 26.12.2014 tarihinde takipten haberdar olunduğunu, ancak süresinde dava açılmadığı zikredildiğini, kat ihtarı tebliğ edilmemiş ise ödeme emri tebliği de usülsuz olduğu sabit ise temerrüt faizi başlangıç tarihi öğrenme tarihi olarak mahkeme kararı ile kabul edilen 26.12.2014 tarihi olması gerektiğini, Yerel Mahkeme hükmü şu şekilde kurması gerektiğini, “…. İcra Müdürlüğünün ….E. sayılı dosyasında…. TL ana para ve bu paraya …. tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile borçlu olduğunun tespiti ile(ödeme emrinden yer alan ….tarihinden önceki temerrüt faizi ile borçlu olmadığının tespitine demesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararının kendi içinde çelişkilerle dolu olduğunu, kararda yargılama giderleri, dava harcı ve vekalet ücreti hesaplamaları yönünden hatalar olduğunu, mahkemenin davacı açısından davayı red ettiği kısım kabul ettiği kısımdan miktar yönü ile fazla olduğunu, davanın davacı tarafa kıyasla müvekkil şirketin daha lehine sonuçlanmasına rağmen mahkemece dava harçlarının müvekkil şirkete yüklenildiğini, yargılama giderleri oranlarınken de davacı açısından red edilen kısım kabul edilmiş gibi varsayılarak hatalı oranlama yapıldığını, yine vekalet ücretinin de kabul ve red edilen miktarlara oranlama yapılarak belirlenmesi gerekirken her iki taraf lehine de eşit şekilde vekalet ücretine hükmedildiğini, dava dosyasından alınan bilirkişi raporu da davacı tarafın borçlu olduğu şeklinde tespitte bulunarak davadaki haklılığımızı ispatlamasına rağmen mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi yerinde olmadığını, Mahkemece davacı tarafın haksız ve yersiz açmış olduğu davanın yargılama harç ve giderlerini fazlasıyla haklı olan müvekkil şirkete yüklemesi ve bunu da hatalı olarak hesaplamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, mahkemece Dairemizin ilk kaldırma kararına uygun olarak karar verildiği, hükme dayanak bilirkişi raporunun hükme elverişli ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş olması karşısında mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı yanın istinaf talebinden sonradan feragat ettiği anlaşılmakla davacı vekilinin feragat nedeniyle ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’in istinaf başvuru dilekçesinin feragat nedeniyle HMK’nın 349/2. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE,
3-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 843,17 TL harçtan peşin alınan 211,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 632,17 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
7-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2022


Başkan Vekili

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”