Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1077 E. 2022/1914 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1077 – 2022/1914
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1077
KARAR NO : 2022/1914

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……
ÜYE : ………
ÜYE : ……
KATİP : ……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2019
NUMARASI : 2018/1103 E., 2019/1368 K.

DAVACILAR : 1 …..
DAVACI : 2 -……..
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : ……
VEKİLLERİ : Av……..
Av. …….
Av. …….
DAVANIN KONUSU : …..
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
YAZIM TARİHİ : 08/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2018/1103 Esas, 2019/1368 Karar sayılı dosyasında verilen 29/11/2019 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin dava dışı….’tan çekmiş olduğu tüketici kredisi neticesinde davalı acenta tarafından uyuşmazlık konusu hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, poliçe süresinin … ay, toplam primi …. TL ve dönemsel primi (yani yıllık ödenmesi gereken taksit bedeli) …. TL olarak belirlendiğini, müvekkil murisinin bu süre zarfında kaza geçirerek vefat ettiğini, belirtilen…. kapsamında müteveffa ….’un Kanuni mirasçıları olan müvekkilleri adına sigorta tazminatının ödenmesini talep etme hakları doğduğunu, zira 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 6.’ncı Kitap Sigorta Hukuku ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun ilgili hükümleri gayet açık ve sarih olduğunu, tüm bunların bağlamında; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1410.maddeside; “Süre, sözleşmeyle kararlaştırılmamış ise, taraf iradeleri, yerel teamül ile hâl ve şartlar göz önünde bulundurularak, mahkemece belirlenir.” hükmüne, aynı Kanunun 1411.maddesinde ise; “Prim daha kısa zaman dilimlerine göre hesaplanmamış ise bu Kanuna göre sigorta dönemi bir yıldır.” hükmüne, 1421.maddesinde; “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar.” hükmüne ve nihayet 1487.maddesinde de; “Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.” hükmüne yer verildiğini, öngörülen tazminatın taraflarına ödenmesi istemiyle iadeli taahhütlü olarak …. tarihinde yaptıkları başvurunun süresi içinde cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi ve davalı tarafın temerrüde düşmesi üzerine işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davaya konu poliçenin ikinci sayfasının ilk paragrafında yer verilen klozda; “…Kredi hayat sigorta süresi, kredi kullanım süresi kadar sunulmaktadır. Kredi süresi içinde, riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat ödemesi, sertifika kapsamında dain-i mürthin olarak tanımlanan bankaya yapılacaktır. Kredi borcu ödendikten sonra teminat tutarından arta kalan tutar tam maluliyet, istem dışı işsizlik / kaza veya hastalık sonucu geçici iş göremezlik / gündelik hastane risklerinin gerçekleşmesi durumunda ise sigorta sahibine ödeme yapılır….” hükmüne yer verildiğini, rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle muaccel prim borçları ödenmiş olduğunu, bu hususta herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadığını, kaldı ki riskin gerçekleştiği tarih itibariyle primin ödenmeyen kısmı söz konusu olsaydı dahi bu durumun poliçenin geçerliliğini; yani tarafların hak ve yükümlülüğünü etkilemesinden bahsetmek mümkün olmayacağını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları şimdilik saklı kalmak kaydıyla ….TL sigorta tazminatın davalı tarafa ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve fer’ileriyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müteveffanın vefat tarihinde davaya konu poliçenin yürürlükte olmaması nedeniyle şirketimizin tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davaya konu sigorta sertifikasında lehtar daini mürtehin sıfatıyla …. A.Ş… Şubesi belirlendiği için davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, vefat teminat bedeli belirli olduğundan kısmi dava açılamayacağını, dava dilekçesinde konu edilen delil eklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davaya konu sigorta poliçesi prim bedelinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, ilk primin tahsil edildiğini ancak 2. prim bedeli ilgili poliçede bilgileri verilen hesaptan tahsil edilemediğini, ihtara rağmen ödemenin gerçekleşmediğini, her ne kadar tebligat gerçekleşmemiş olsa da Hayat Sigortası Genel Şartları C.10 maddesi gereği poliçedeki adrese tebliğin yeterli olduğunu, yeni bir adresin kendilerine bildirilmediğini, TTK 1434’te belirtilen usule uygun bildirim yükümlülüğünün yerine getirildiğini, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ihtara rağmen prim ödemesi olmaması durumunda sözleşmenin feshedilebileceğinin belirtildiğini, başvuru tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebileceğini tüm bu nedenlerle davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; gerek TTK 1434. maddesi gerekse hayat sigortası poliçe genel şartları c1 maddesine göre sigorta ücreti ve primin vadesinde ödenmemesi halinde sigortacı sigorta ettirenin kendisine bildirmiş olduğu son ikametgah adresine taahhütlü mektupla veya noter kanalıyla ücret ve taksitin bir ay içerisinde ödenmesini aksi takdirde sigortanın feshedileceği ihtar eder ibaresi mevcut olduğu, davalı vekili tebliğin usulüne uygun yapıldığını “sistem görüntüsü” şeklinde kurum içi bilgisayar sistemi olduğu tahmin edilen bilgisayar ekran görüntüsü çıktısı mahkemeye sunduğu, ancak yalnızca bu husus ispata elverişli olmadığı, uzun süreli hayat sigortalarında ihtara rağmen primin ödenmemesi iddiası sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği, dosyaya ibraz edilen delillerde sigorta ettiren davacıya ihtarın usulüne uygun gönderilip tebliğ edildiği kanıtlanamadığı, açıklanan nedenlerle yapılan başvuruyu sonuçsuz bırakan davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihe göre belirlenen tarihten itibaren yasal faizi birlikte davalıdan tahsil edilerek kısmi dava niteliğindeki davanın kabulü karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffaya Kanun ve Sigorta Poliçesi hükümleri uyarınca gerekli tebligatın yapıldığını, aksi yöndeki kararın hukuka aykırı olduğunun anlaşıldığını, ihtara rağmen 10 gün içerisinde prim borcu ödenmediği için davaya konu sigorta sözleşmesi feshedildiğini, davacılar murisi ile müvekkil şirket arasında düzenlenen …. başlangıç tarihli – …. bitiş tarihli …. numaralı ….kapsamında ödenecek prim bedeli 10 yıl vadeli olacak şekilde belirlendiğini, Kredi Grup Hayat Sigortası Başvuru formu Ödeme Bilgileri’nde yer alan; ”Yeni bir talimatla durdurulması bildirilene kadar vadesi gelen prim ödemelerimin ödeme bilgileri alanında tanımlı olan hesabımdan veya kredi kartımdan tahsil edilmesi konusunda …’ye yetki veriyorum. Sigorta süresi içinde kart numarası veya hesap bilgilerimde bir değişiklik olması durumunda ….’yi bilgilendireceğimi beyan ederim.” düzenlemesi ile davacılar murisi bilgilerini verdiği hesaptan prim bedelinin tahsiline yönelik Müvekkil Şirkete yetki verildiğini, ilgili poliçeye ait ilk yıl prim bedeli olan 279,34 TL 25.08.2015 tarihinde tahsil edildiğini, (EK 2 – Tahsilat Makbuzu) davacının da dava dilekçesinde bu hususları belirttiğini, bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığını, ancak izleyen primlerden …. tarihinde tahsil edilmesi gereken 2. yıl prim bedeli ilgili poliçede bilgileri verilen hesaptan tahsil edilemediğini, (EK 3 – Tahsilatsızlık Ekran Görüntüleri) Mahkemece de takdir edileceği üzere otomatik ödeme talimatı, ilgili hesapta gerekli bakiye/tutar bulunması durumunda bir anlam ifade etmediğini, sigortalının sigorta sözleşmesi bakımından asli yükümlülüğü prim ödeme borcu olduğunu, bu borcun yerine getirilmemesi halinde sigorta şirketi tarafından fesih hakkı doğduğunu, bu nedenle Müvekkil Şirket tarafından ilgili poliçede müteveffa tarafından bilgisi verilen adrese prim borcunun … tarihi itibarıyla ödenmediği, yazının tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde prim ödemesinin gerçekleşmemesi halinde sigortalının temerrüte düşmüş sayılacağı ve hayat sigortası sözleşmesinin feshedileceğine dair yazı gönderildiğini, ancak ihtar yazısı tebliğ edilmeden iade edildiğini, İlk derece mahkemesince işbu tebligatın yapılıp yapılmadığı hiçbir şekilde araştırılmadığını, önemle eklemek gerekir ki, müteveffaya yapılan tebligat iade olması da sonucu değiştirmeyeceğini, feshi ihbar için verilen on günlük sürenin sonuna kadar primin ödenmemesi halinde sözleşmenin sona ereceği izahtan vareste olduğunu, Bu kapsamda müvekkil şirketin kanundan doğan yükümlülüklerini eksiksiz bir biçimde ifa ettiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, hayat sigortası poliçesine dayanan alacak talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, Dairemizin ilk derece mahkemesi kararının geri çevirmesine ilişkin karar ilamına uygun işlem yapılarak muvafakatnamenin dosyaya kazandırıldığı , düzenlenen bilirkişi raporunun denetime açık ve karar vermeye elverişli olduğu, bu halde sigortacı yanca mütevaffa ya da mirasçılarına primin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin sona ereceğine ilişkin ihtarın gönderilmiş olduğunun kanutlanamaması karşısında davanın kabulüne kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 341,55 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.08/12/2022

……
Başkan
………
e-imzalıdır
………
Üye
……
e-imzalıdır
…….
Üye
…….
e-imzalıdır
……
Katip
…….
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”