Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1073 E. 2022/1706 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1073
KARAR NO : 2022/1706

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2021/144 Esas, 2021/201 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – ……..
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -………
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Zamanaşımına Uğramış Bonolar Nedeniyle)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/03/2021 tarih ve 2021/144 esas, 2021/201 karar sayılı kararının istinaf incelemesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı borçlunun …. düzenleme ve …. vade tarihli, ….TL ve …. düzenleme, …. vade tarihli, …. TL bedelli iki adet bono keşide ettiğini, takibe konu alacaklarının bu senetlere dayandığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu, takibin sebepsiz zenginleşmeye dayalı başlatıldığını beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, asgari % 20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iş bu bonolarda keşideci sıfatı ile yer aldığını, davacının ise ciranta üçüncü kişi hamil olarak bonoları elde bulundurduğunu vadeden itibaren üç yıl içerisinde başvurması gerektiğini, senetten …. tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğramış bir bono ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu yerine genel haciz yoluyla ilamsız takip yolunun tercih edilmiş olmasının dayanak bonodaki zamanaşımı süresinin üç yıldan genel zamanaşımı süresi olan on yıla çıkmasını sağlamayacağını beyanla davanın reddini, zamanaşımına uğramış bono ile bilerek takip yapan davacı aleyhine asgari %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, davanın alacak davası olup, müvekkili ile senet alacaklısı (ciro eden arasında) temel ilişki teşkil eden ödünç akdi bulunduğunu, taraflar arasında adi yazılı bir sözleşme yapılmış ise de bu belgenin müvekkili tarafından bulunamadığını, takip hukuku bakımından 3 yıllık zamanaşımı geçmişse de belgelerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu ve tanık dinlenebileceğini, taraflar arasındaki temel ilişki araştırılmadan müvekkiline delil bildirme hakkı tanınmadığından eksik inceleme yapıldığını, davalı cevap dilekçesinde3 yıllık zamanaşımı itirazında bulunmuşsa da TTK’nın 732/4. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımı süresinden söz etmediğini, davalı tarafın alacak davası niteliğindeki bu dava yönünden süresinde bir yıllık zamanaşımı definde bulunmadığını, bu nedenle mahkemenin TTK 732/4. maddesini re’sen nazara alması ve karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, mahkemenin itirazın iptali talebinin reddine ilişkin kararı doğru olmakla birlikte %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin ve dosyanın daha önce bir kez görevsizlik bir kez de yetkisizlik kararı almasına rağmen bu açıdan ek vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, zamanaşımına uğramış bonolar nedeniyle ciro ile bonoları iktisap eden davacı hamilin başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı vekili zamanaşımına uğradığını bile bile takip başlatan davacının kötü niyetli olduğunu beyan etmişse de, zamanaşımına uğramış borç eksik borçlardan olup, borçlu tarafından usulüne uygun olarak def’i ileri sürülmediği sürece mahkemece re’sen nazara alınamayacağından, takipte haksız çıkılmış olsa dahi bonoların salt zamanaşımına uğraması davacının kötü niyetini göstermeyeceğinden bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiş olup, reddi gerekir.
Takibe konu bonoların dosyada mübrez fotokopileri tetkik edildiğinde, davalının keşideci olduğu, dava dışı …’un lehtar, davacının ise lehtarın beyaz cirosu ile hamil olduğu anlaşılmaktadır. Bonoların keşide tarihleri … olup, …. TL bedelli olan bonolardan bir tanesinin vade tarihinin …., diğerinin ise ….olduğu görülmüştür. Eldeki davaya dayanak icra takibi ise, …. tarihinde açılmıştır. Bu durumda takip tarihi itibariyle hem … yıllık hem de ek olarak keşidecinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu açık ve belirgindir. Davacı vekili istinaf başvurusunda sadece 3 yıllık zamanaşımı süresinden bahisle davalının def’i ileri sürdüğünü, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin 1 yıllık zamanaşımı süresi yönünden usulüne uygun olarak def’i ileri sürülmediğini iddia etmişse de, yasal süresinde sunulan yanıt dilekçesinde sadece zamanaşımı savunması getirilmesi yeterli olup hukuki vasıflandırma yargıca aittir. Bir başka söyleyişle çoğun içerisinde az da vardır. Bu nedenle zamanaşımı def’inin usulüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
Bonodaki silsileden de açıkça anlaşılacağı üzere davalı keşideci ile davacı ciranta hamil arasında temel ilişki olmadığı sabit olup, bonoda lehtar dava dışı …. isimli şahıstır. Delil başlangıcı olgusu, keşideci ile lehtar veyahut lehtar ciranta ile hamil arasında söz konusu olacaktır. Somut olayda sadece lehtar temel ilişkiye dayanarak delil başlangıcı niteliğinden yararlanarak tanık dinletebilir. Davalı keşidecinin ciro yoluyla bonoda hamil olduğu, keşidecinin davacıyı lehtar göstermediği sabit olduğuna göre davacının istinaf başvurusundaki delil başlangıcı ve tanık dinletilmesi yönündeki hususlar yerinde görülmemiştir.
Bonoların tanzim tarihi ile sürelerin işlemeye başlayacağı vade tarihleri itibariyle Mülga 6762 Sayılı TTK yürürlükte olup, anılan kanunun 644. maddesinde 6102 Sayılı TTK md. 732’den farklı olarak 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. İsviçre Federal Mahkemesi sebepsiz zenginleşme talebinin on yıllık genel zamanaşımı süresi içinde (OR -Schweizerische Obligationenrecht 127, 818 Sayılı BK md. 125) açılabileceğini kabul etmektedir. Aynı görüşler İsviçre Doktrini tarafından da paylaşılmaktadır. Türk hukuku açısından ise, bu konuda bir kanun boşluğu bulunduğu genel görüş olarak kabul edilmekle birlikte, bu boşluğa uygulanacak hükümler konusunda Yargıtay kararları ve Türk Doktrinindeki bir kısım yazarlar tarafından da kabul edilen görüş uyarınca, bu boşluğun sebepsiz zenginleşmeye dair genel hükümlere (818 Sayılı BK md. 66) kıyasen doldurulmasını önermektedir. Yargıtay da, poliçede (bonoda) sebepsiz zenginleşme talebinin, senedin zamanaşımı tarihinden başlayan ve bir yıl (818 Sayılı BK md. 66) süren bir zaman dilimi içinde yapılabileceği görüşündedir. (Hayri Bozgeyik, Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, AÜEHFD, C: VII, S. 1-2 Haziran-2003, s. 621, dn. 134; Yargıtay 11. HD. 27.1.1984, 5921/327) Dolayısıyla, her durumda takip tarihi itibariyle bonoların sebepsiz zenginleşme düzenlemesi açısından da zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının külliyen reddi ile başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf isteminde bulunan davalıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
6-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 09/11/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”