Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1057 E. 2022/1883 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1057
KARAR NO : 2022/1883

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
NUMARASI : 2020/75 Esas, 2021/157 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/02/2021 tarih ve 2020/75 Esas, 2021/157 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın …. Şubesi müşterisi olup davalı bankadan 12/04/2013 tarihinde ticari nitelikte kredi kullandığını, işbu alınan kredinin numarası …. olup hesap istemiş ancak davalı banka müvekkilden 20.000,00 TL tutarında bir kesinti yaptığını, davalı bankanın müvekkilden erken kapatma komisyonu adı altında yapmış olduğu kesinti fahiş bir rakam olmakla birlikte haksız olarak alındığını, müvekkili haksız kesinti sebebiyle bankaya sözlü başvurular yapmış ancak olumsuz yanıt aldığını, daha sonra arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ancak davalı taraf arabuluculuk süresinde de anlaşmaya yanaşmadığını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davalıya ödenmiş olan erken kapatma komisyonu masrafının şimdilik 5.000,00 TL sinin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesiyle, dava değerinin 5.000,00 TL’den 16.134,54 TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davanın usulden görevsiz mahkemede açıldığını, davacı ile müvekkili arasındaki davaya konu kredi uyarınca tüketici ilişkisi bulunduğundan görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacının müvekkili bankadan nitelikli kredi çektiğini, daha sona davacı tarafça bu kredi erken kapatılmak istenmiş ve bankaya başvurulduğunu, davacının kredi kapama girişleri yapıldığını, davacı borçlular tarafından açılan dava dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, iş bu sebeple usul ve yasaya aykırı davanın reddi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece; “….Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının …. Bankasının müşterisi olduğu, 12/04/2013 tarihinde ticari nitelikte kredi kullandığı, çekmiş olduğu krediyi erken kapattığı, erken kapatma sırasında ……nolu hesap numarasından davacıdan 20.000,00 TL tutarında bir kesinti yapıldığı, dosya kapsamı üzerinde alınan bilirkişi raporunda davalı bankanın erken kapama tutarı olarak 3.865,45 TL talep edebileceğinin, bu nedenle davacının, davalıdan geriye talep edebileceği tutarın 16.134,54 TL olduğunun bildirildiği, erken kapama hallerinde ticari kredilerde de % 2 komisyon oranının uygulanması gerektiği, davalı banka tarafından kredinin erken kapatılması sırasında davacıdan fazla komisyon ücreti olarak 16.134,54 TL tahsil edildiği, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, davacının 5.000 TL üzerinden davasını açtığı, daha sonra dava değerini 11.134,54 TL artırarak ıslah ettiği anlaşıldığından, davacıdan fazla tahsil edilen erken kapama komisyon ücreti olan 16.134,54 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi yönünde davanın kabulüne….” karar verilmiştir.

Karara karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini, mahkemece verilen bu kararda hukuka aykırılık bulunduğunu, kararda, “… Yargıtay kararlarına göre…erken kapama hallerinde ticari kredilerde de % 2 komisyon oranının uygulanması gerektiği, davalı banka tarafından kredinin erken kapatılması sırasında davacıdan fazla komisyon ücreti olarak 16.134,54 TL tahsil edildiği, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, davacının 5.000 TL üzerinden davasını açtığı, daha sonra dava değerini 11.134,54 TL artırarak ıslah ettiği anlaşıldığından, davacıdan fazla tahsil edilen erken kapama komisyon ücreti olan 16.134,54 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi yönünde davanın kabulüne” denildiğini, oysa mahkemece öne sürülen Yargıtay kararlarının huzurda görülen davaya uymadığını, gerek gerekçeli kararda gerekse de mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda tüketiciye yönelik uygulamalardan bahsedildiğini, ancak davacının ticari faaliyette bulunan gerçek kişi olduğunu, TTK’nun 20. maddesindeki; “Tacirler her türlü borçlarından dolayı iflasa tabi oldukları gibi, kanun hükümlerine uygun olarak bir ticaret unvanı seçmeye ve kullanmaya, işletmelerini ticaret siciline kaydettirmeye ve ticari defterler tutmaya mecburdurlar. Her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır.” şeklindeki ibareye göre tacirlerin basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olup yapılan iş ve işlemlerin sonuçlarını bilerek hareket etmesi gerektiğini, 10 Şubat 2020 tarihi 31035 sayılı Resmi Gazete’de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 2020/4 sayılı Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in yayımlandığını, fakat bu tarihe kadar erken kapama ücretinin bankalar tarafından serbestçe belirlenebildiğini ve alınacak ücretlere dair herhangi bir sınırlama bulunmadığını, davacının durumunun bu hükme uymadığını, çünkü davacının davaya konu kredisinin 2013 yılında açıldığını ve 2013 yılında kapatıldığını, dolayısıyla tebliğin yürürlük tarihinden önce kurulmuş bir sözleşme olduğunu ve yine tebliğ tarihinden önce kredinin kapatılarak sona erdirilmiş bir işlemin mevcut olduğunu, bu sebeple “İntibak” başlıklı bu maddenin davacıyı kapsamadığını, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu verilmiş bir karar olduğundan kaldırılması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesi sonucunda usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece her ne kadar davanın kabulü ile, 5.000,00 TL’ye dava tarihinden itibaren, 11.134,54 TL’ye ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle toplam 16.134,54 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ise de bu hususun yasaya aykırı olduğunu, dava açılmadan önce 05.02.2019 tarihinde arabuluculuk kanun yoluna başvurup davalıdan fazla ödedikleri meblağı geri istemelerinden dolayı davalının temerrüte düşürüldüğünü, dolayısıyla dava değeri 5.000,00 TL ve ıslah değeri 11.134,54 TL olmak üzere toplam alacak olan 16.134,54 TL’ye arabuluculuk kanun yoluna başvuru tarihi olan 05.02.2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiğini, belirtilen bu sebeplerle davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının reddiyle, yerel mahkeme kararının “5.000,00 TL’ye dava tarihinden itibaren, 11.134,54 TL’ye ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle toplam 16.134,54 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklindeki kısmının “toplam 16.134,54 TL’ye arabuluculuk kanun yoluna başvuru tarihi olan 05.02.2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi şeklinde düzeltilerek onanması” gerektiğini belirterek, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, ticari kredinin erken kapatılması nedeni ile tahsil edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, aldırılan bilirkişi raporuna istinaden, erken kapama halinde % 2 oranında ücret talep edilebileceği gerekçesiyle davalı tarafından fazla tahsil edilen 16134,54 TL yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 6/2. Maddesinde ; “Müşteri’nin bakiye borcunu kısmen veya tarmamen vadesinden önce ödemesi Banka’nın kabulüne bağlıdır. Barıka’nın kabulü olmaksızın yapılan ödeme, vadesinde tahsil edilir. Müşteri Banka’nın muvafakatine dayanmayan erken ödeme nedeniyle faiz ve İndirim dahil Banka’dan herhangi bir talepte bulunamaz. Erken ödemede bulunmak İsteyen Müşteri, önceden Banka’ya yazılı olarak başvurur. Banka, erken ödeme isteğini kabul ederse, bunun şartlarını bildirir ve erken ödeme hedeniyle maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri Müşteri’den talep eder.” hükmü düzenlenmiştir.

Buna göre, davalı Banka tarafından kullandırılan kredinin erken kapatılması nedeniyle, Banka’nın belirleyeceği erken kapama komisyonunu alması kural olarak mümkündür. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi kapsamında, 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan komisyonlar bakımından sözleşmede açıkça bir tutar ve oran bulunmadığından anılan yasal düzenleme gereğince Merkez Bankasına bildirimde bulunulup bulunulmadığının araştırılması, bildirim yapılmamış olması durumunda diğer bankalardan genel kredi sözleşmesinin erken ödenmesi halinde uyguladıkları faiz oranları sorularak ve bankacılık uygulamasında uzman bilirkişiden, bu oranların ortalamaları alınmak suretiyle davalı bankanın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının fahiş olup olmadığı ve davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2018 tarih, 2016/11932 Esas, 2018/4158 Karar sayılı ve 18/02/2019 tarih, 2017/4782 Esas, 2019/1250 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebep ve şekline göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/02/2021 tarih ve 2020/75 Esas, 2021/157 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kaldırma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
7-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”