Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1056 E. 2022/1826 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1056
KARAR NO : 2022/1826

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2021
NUMARASI : 2020/207 Esas, 2021/300 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Taraflar arasında görülen davada ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nce verilen 30/03/2021 tarih ve 2020/207 esas, 2021/300 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu şirket aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak davalı/borçlu şirkete tebliğ edildiğini, davalı/borçlu şirketin yapmış olduğu itiraz haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve alacağının sürüncemede bırakma amacında olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı borçlu şirketin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptaline , davalı borçlu şirketin % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

Mahkemece; “…. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; ….. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibi yapıldığı, davalı borçlu tarafından takibe ve borca itiraz edildiği, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bahisle eldeki davanın açıldığı, dosya kapsamı üzerinde alınan bilirkişi raporlarına göre, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, taraflara ait 2013 yılı ticari defterlerinin birbirlerini doğrular nitelikte hesap kayıtlarını içermediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre toplam 384.033,05 TL borcun, …. firması tarafından gerçekleştirilen 300.000,00TL tutarındaki banka ödemesi ile ödediğinin, geriye kalan 84.033,05 TL tutarındaki bakiye alacağın ise davalı aleyhine izlenmeye devam edildiğinin belirtildiği, davalı tarafın ticari defterlerinde ise davacı şirkete olan 384.033,35TL tutarındaki borcun tamamının ödendiğinin, 31.12.2013 tarihi gün sonu itibari ile davacı lehine herhangi bir borç kalmadığının kayıt altına alındığı, ticari defter ve kayıtlarına göre davalının takibe konu kalan borç tutarını davacı şirkete ödediğini kayıt altına aldığına göre, bu durumda bakiye 84.033,05 TL tutarındaki borcu ödediğini ispat yükünün davalı şirkete ait olduğu, HMK’nın 200.maddesi uyarınca davalı tarafın bakiye borca ilişkin ödeme hususunu yazılı deliller ispatlaması gerektiği, davalı şirket tarafından bu hususta herhangi bir delil sunulmadığı, davalı tarafça açıkça yemin deliline da dayanılmadığı, bilirkişi raporuna göre bakiye borç tutarının 84.033,05 TL olduğu, ihtiyati haciz giderinin de 81,60TL olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 84.033,05 TL asıl alacak, 81,60 TL ihtiyati haciz dosyasında yapılan yargılama gideri olmak üzere toplam 84.114,65 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, koşulları oluştuğundan kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkeme dosyasında iki bilirkişi raporu bulunduğunu ve bu raporlarda borcun varlığı ile ilgili kesin bir yargıya varılmadığını, açılan davada davacı tarafın iddiasını ispat ile yükümlü olduğunu ancak mahkemenin hatalı bir şekilde ispat yükümlülüğünü müvekkiline yüklediğini, bilirkişi raporunda borç tespit edilemediğinden mahkemece bunun müvekkil lehine değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin 25.01.2018 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararında bilirkişi raporunda eksik olan ticari defter ve yevmiye defterlerinin istendiğini, mahkemeden ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas nolu dosyasından, eksik olan ticari defterlerin ve yevmiye defterlerinin istenmesini talep ettikleri halde mahkemenin bu dosyayı ve evrakları istemediğini, bu evraklar istenmeden hüküm kurulmasının da bir eksiklik olduğunu, HMK 190. maddeye göre, “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denildiğini, bu madde gereği hak isteyen tarafın davacı taraf olup davasını ispat edemeyen tarafın da davacı taraf olduğunu, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin yasaya aykırı kararının bozulmasına ve davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67. Maddesi uyarınca faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu fatura her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlıdır. Faturaya süresinde itiraz etmeyen ve ticari defterine kaydeden davalının artık faturaya konu malı teslim aldığının kabulü gerekir. (Yargıtay19. H.D.’nin 2011/3549 Esas ve 2011/3335 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.) Bu durumda davalının fatura bedelini ödediğini usulüne uygun deliller ile kanıtlaması icap eder.

Hal böyle olunca, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, dava konusu faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmasına, bu durumda faturaya konu malların teslim edilmiş olduğunun kabul edilmesine ve davalı tarafından ödeme belgesi sunulmamış olmasına, davalının sunduğu 360000,00 TL’lik dava dışı …..firması tarafından davacıya yapılan havale dekontunun 300.000,00 TL’lik kısmının davacının defterlerinde kayıtlı olmasına, havale dekontlarının dava konusu faturadan önceki tarihli bulunmasına ve dava konusu faturaya ilişkin açıklama içermemesine, havalenin mevcut borcun ödenmesi için yapıldığının karine olarak kabul edilmesine, fatura tarihinden önce yapılan havalenin dava konusu faturaya ilişkin olduğunun kabulünün mümkün bulunmamasına, faturadan kaynaklanan alacağın likit ve bilinebilir mahiyette olması nedeniyle mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken 5745,87 TL istinaf karar harcıdan (nispi) peşin alınan 1436,47 TL’nin mahsubu ile bakiye 4309,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/11/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”