Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1047 E. 2022/1961 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1047
KARAR NO : 2022/1961

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2020/109 Esas, 2021/138 Karar
DAVACI BİRLEŞEN
DAVADA DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…..
Av. … -……
DAVALI BİRLEŞEN
DAVADA DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … – …. UETS
Av. … -…
Av. … – …. UETS
Av. … -…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit, İpoteğin Kaldırılması
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
YAZIM TARİHİ : 16/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/02/2021 tarih ve 2020/109 esas, 2021/138 karar sayılı kararın istinaf incelemesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı birleşen davada davacı vekili, dava dışı ….San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin mülkiyeti ….’da bulunan …. parselde bulunan taşınmazı …. tarihinde kredi kullanarak davalı banka lehine ipotekli olarak satın aldığını, davalı banka lehine verilmiş olan …. TL bedelli ipoteğin niteliği itibariyle taşınmazın satın alınmasına finansman destek olarak verildiğini, bu durumun resmi senet ile sabit olduğunu, müvekkilinin ….tarihinde dava dışı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazı satın aldığını, müvekkilinin taşınmazın davalı lehine ipotekli olduğunu satış işlemleri sırasında öğrendiğini, müvekkilinin satış işlemi sırasında şifahi olarak hem satıcı hem de banka tarafından ipoteğin bedelsiz ve hükümsüz olduğu ve talep edilmesi halinde kaldırılacağının belirtildiğini, yaklaşık dört yıl önce satın alınan dava konusu taşınmaz ile ilgili davalı banka tarafından bugüne kadar herhangi bir bildirim ve ihbar yapılmadığını, davalı banka tarafından … Noterliğinin ….tarihli, …. yevmiye numaralı ihtarname ile dava dışı…. San. ve Tic. Ltd. Şti., ….’a ait kredi borcunun ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili tarafından ilgili ihtarnameye itiraz edildiğini, …. tarihinde yapılan işlemin ve kullandırılan kredinin asıl amacının taşınmaz mal satın alımına yönelik olduğunu, taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin müvekkili tarafından taşınmazın satın alındığı tarih itibariyle amacını ve hükmünü kaybettiğini, müvekkilinin taşınmazı satın aldığında satış ve devir işlemlerini davalı bankaya bildirmiş olmasına rağmen banka tarafından bir yıl içinde yeni malike bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dava konusu taşınmazın davalı banka tarafından icra satış işlemlerine konu ederek satışa çıkaracak olması durumunun da ileride telafisi imkansız ve güç zararlara sebebiyet verebilecek olması nedeniyle öncelikle başlatılacak ve başlatılmış olan icra takiplerinin dava konusu taşınmaz bakımından teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, davalıya ait ….nolu ….TL kredi borcu için şimdilik 100 TL, yine davalı bankaya ait …. nolu …. TL kredi kartı borcu için şimdilik ….TL olmak üzere toplam 200 TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) müvekkilinin sorumlu ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, birleşen dava yönünden; aynı gerekçelerle dava konusu taşınmaz dışındaki bankaya ipotekli diğer taşınmazın talep edilen kredi borcunu karşıladığının tespiti ile tesis edilme amacını tamamlayan hükümsüz ve bedelsiz kalan müvekkili adına kayıtlı taşınmaz kaydındaki ipoteğin cebren fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı birleşen davada davalı vekili, davacı tarafça müvekkili bankaya ipotekli dava konusu taşınmaz ile ilgili Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/572 esas sayılı dosyasıyla ipoteğin fekki davası açtığını, ipoteğin fekki davasının niteliği itibariyle menfi tespit davası ile aynı olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, eldeki davada takibe konu edilen miktar veya ipotek limiti üzerinden harcın alınması gerektiğini, bu hususun dava şartı olduğunu, mahkemece verilen takibin durdurulması kararının kaldırılması veya takibin devamı ile %15 teminat yatırılması halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde karar verilmesi gerektiğini, müvekkili banka ile dava dışı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını, kredinin teminatını teşkil etmek üzere dava konusu taşınmazı müvekkili lehine …. tarihinde ipotek tesis edildiğini, davacıya ait taşınmazın ve borçlu dava dışı şirketin diğer teminatındaki taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi amacı ile … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, müvekkili banka lehine tesis edilen ipoteklerin belirli bir borç için değil, herhangi bir sınırlama yapılmaksızın doğmuş doğacak tüm borçlara teminat teşkil ettiğini, fekki müvekkili banka tarafından bildirilinceye kadar geçerli olmak üzere süresiz olarak alındığını, davacı tarafın söz konusu ipoteğin yalnız taşınmaz mal satın alımına ilişkin olduğu yönündeki iddialarının geçersiz olduğunu, davacı tarafından taşınmazın ipotekli olarak devralınmasından dolayı ipotek limiti ile sınırlı olarak borçtan sorumlu olduğunu, bu nedenle her iki dava yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, asıl dava yönünden; davacıya gönderilen ihtarnamenin taşınmaz üzerinde ipotek hakkı bulunan davalı bankanın, ipotek tarihinden sonra taşınmazın maliki olan davacıya takip hukuku yönünden göndermek durumunda olduğu, davacıdan ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesini engellemek istemesi durumunda ipotek bedeli kadar olan kısmı ödemesi için kendisine yapılan bir bildirimden ibaret olduğu, davacının menfi tespit talebinin de yerinde olmadığı, ipoteğin geçerli, dava dışı şirketin borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, birleşen dava yönünden; dosyaya gelen evraklar ile taşınmaz üzerine konulan ipoteğin şekil ve esas itibarıyla geçerli bir ipotek olduğu, davacının taşınmazı ipotekli olarak satın aldığı, taşınmaz üzerinde bulunan ipoteği ve bunun akit tablosunu bildiği, davacının kendi yorumu ile ipoteğin sadece taşınmaz mal alımına ilişkin olduğu şeklindeki iddiasının hukuki bir temelinin bulunmadığı, ipoteğinin azami had ipoteği olduğu, dava dışı …. Şti.’nin borçlarının teminatı olduğu, resmi nitelilkli bu senetle ispatlandığı, dava dışı …. Şti.’nin davalıya borcu olduğu ve hakkında takip yapıldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gerekçesiyle davacının ipoteğin fekkine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı birleşen davada davacı vekili, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin, … İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyasına konu ihalenin feshi davasının sonucunun bu dosya ve birleşen dosya yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini, vekalet ücretlerinin 100 TL üzerinden hükmedilmesi gerektiğini, her iki dava dosyasının konusunun ipoteğin fekkine ilişkin olup, her iki dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, müvekkili ile davalı banka arasında herhangi bir kredi vs. ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkilinin borçlu olan dava dışı şirket adına kayıtlı taşınmazı satın alması nedeniyle borçtan sorumlu tutulduğunu, müvekkili tarafından açılan iki davanın birleştirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, karışıklığa sebebiyet verdiğini, müvekkilinin satın aldığı taşınmaz üzerindeki ipoteğin teminat (üst sınır) ipoteği olduğunu, bu teminat ipoteğinin ancak kapsadığı teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, müvekkiline ait taşınmazın, teminat ipoteği bedelinin …TL olduğundan aynı krediye ilişkin dava konusu taşınmaz dışındaki esas kredi borçlusuna ilişkin başka taşınmazın … TL bedelle satıldığını, sınırlı sorumlu olan müvekkilinin sorumluluğunun … TL tutarında olduğunu, mahkemece gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığını,…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından müvekkili adına kayıtlı dava konusu taşınmazın satışının durdurulması için tedbir kararı verilmesini ve kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı birleşen davada davalı vekili, mahkemenin davacı borçlunun talep ettiği rakam olan …. TL üzerinden hüküm kurmasının ve mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin bu rakam üzerinden değerlendirme yaparak karar vermesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemediğini, sadece alacak miktarının %15’inden aşağı olmamak üzere yatırılacak teminat karşısında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin talep edilebileceğinden mahkemece verilen takibin durdurulması kararının kaldırılmasına veya takibin devamı ile %15 teminat yatırılması halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle verilen tedbir kararının kaldırılmasına, davacının taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Asıl dava menfi tespit, birleşen dava ipoteğin fekki istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, davacının taşınmazı ipotekli olarak satın aldığı, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu anlaşılmakla borç tamamen kapanmadığı sürece kredilerden ipotek miktarı ile sorumlu olacağının anlaşıldığı, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, bu gerekçelere göre asıl dava ve birleşen davanın reddine yönelik kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusu ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına ilişkin olup, bu karara karşı itiraz yolu açık olduğundan istinaf yoluna başvurulamayacağından davalı yanın istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-1-Davacı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden, alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Birleşen dava yönünden, alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

4-Davacı birleşen davada davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B-1-Davalı birleşen davada davalı tarafın istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı birleşen davada davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 16/12/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”