Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1043 E. 2022/1862 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1043
KARAR NO : 2022/1862

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2021
NUMARASI : 2020/36 Esas, 2021/311 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/04/2021 tarih ve 2020/36 Esas, 2021/311 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davacı şirketin, davalı şirketin bayisi olduğunu ve ……Bankasının … tarih ve …. numaralı teminat mektubunu verdiğini, bayilik sözleşmesi doğrultusunda satışı gerçekleştirilen ürünlerden % 12 prim aldığını, 366.266,40 TL’lik ürün satışında davalı firmanın satış bedelini …. isimli şirket hesabına virman yapılmasını talep ettiğini ve sonrasında ürünlerin ……dan alınması gerektiğini beyan etmiş ise de davacı şirketin % 12’lik prim kaybına sebep olduğunu, ayrıca satışı gerçekleştirilen ürünlerden davacı yerine .. Şirketinin prim aldığını, davacı şirketin sezon içerisinde bayilik sözleşmesinden ötürü farklı firmalardan ürün satın alamadığını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alamadıklarını, sezon içerisinde davacı şirketin mahrum kalmış olduğu kârdan dolayı uğradığı zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket tarafından davalı şirkete ait ürünler perakende olarak satışı yapılsa da aralarında bayilik ilişkisi olmadığını, teminat mektubunun uzun vadeli ödemeler nedeniyle davalı şirkete verildiğini, teminat mektubunda da bayilik sözleşmesine ilişkin atıfta bulunulmadığını, davacının iddialarının hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; her ne kadar sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kâr talepli dava açılmış ise de; davacı tarafça dava dilekçesinde herhangi bir sözleşme deliline dayanmadığı gibi taraflar arasında iddia olunan tek satıcılık yahut bayilik sözleşmesini ispata elverişli herhangi bir delile de dayanmamıştır. Hukuk dinlenilme hakkı gereğince davacı vekiline dava dilekçesinin deliller kısmında gösterilmiş olan ” davalı şirket ile ilgili belgeler” delilini açıklamak ve ayrıca taraflar arasında tek satıcılık veya bayilik sözleşmesi bulunup bulunmadığı hususunda 31/03/2021 tarihli celsede davacı vekiline söz verilmiş olup; davacı vekilince yukarıda bahsedilen böyle bir sözleşmenin olmadığının bildirildiği anlaşıldığı, davacının, davalıya ait ürünlerden tohum hariç olmak üzere zira ürünlerin perakende satışını yapmış olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, tek başına satıcılık ilişkisinin varlığı bayilik sözleşmesine göre talep edilebilecek sözleşmenin tek taraflı feshinden kaynaklı olarak tazminat koşullarını gerektirdiği söylenemeyeceği, her ne kadar davalı tarafından, davacıdan teminat mektubu alınmış olsa da tarafların vadeli mal satışı yaptığı ve anılan teminatın ödemeleri güvence altına almak için alınan teminattan ibaret olduğu görüldüğü, uyuşmazlık konusu tek satıcılık, bayilik, acentalık, komisyon sözleşmesi bulunup bulunmadığı hususunun ispat külfeti davacıda olduğu, davacı, bu iddialarını kanunun cevaz verdiği delillerle ispat etmesi gerektiği, davacının dosyaya bu hususta herhangi bir sözleşme veya delil sunmadığı, tüm bu nedenlerle davacının ispatlanmayan davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının savunmalarında müvekkil şirketin kendi ürünlerini perakende olarak satış yapıldığını belirtse de aralarında bayilik ilişkisinin olmadığını, teminat mektubunun uzun vadeli ödemeler sebebiyle davalı şirkete verildiğini savunduklarını, davalı şirket sektöründe çok büyük bir şirket olduğunu ve sektörün büyük pastası davalı şirketin elinde olduğunu, davalı şirketin hiçbir bayisiyle bayilik sözleşmesi olmadığını ve bayilik sözleşmesi de yapmadığını, davalı şirketin çalışma usulü bayilerinden resmi olarak bayilik sözleşmesi yapmayıp teminat mektubu alıp ürün vermek suretiyle bayilik ilişkisi kurduğunu, davalı şirketten bir anlaşma olmadan ürün temin etmek mümkün olmadığını, davalı şirket müvekkil şirket ve diğer bayilerine yapacağı satışları T.C. Tarım ve Orman Bakanlığına ait ve bağlı olan resmi satış sistemi olan TARBİL üzerinden yapıldığını, geriye dönük olarak TARBİL üzerinden satışı yapılan ürünlerin kayıtları istenildiği takdirde müvekkile şirketin satışını yapmış olduğu ürünlerin davalı şirkete ait olduğu ve bunun sonucu olarak da müvekkil şirket ile davalı şirket arasında bayilik ilişkisi olduğu açıkça ortaya çıkacağını, davalı şirketin hiçbir bayisi ile bayilik sözleşmesi yapmadığını, müvekkil şirket direk olarak davalı şirketten almış olduğu ürünlerin satışından kar elde ettiğini, davalı şirket müvekkil şirkete direk olarak yapmış olduğu satışlardan iskonto alabildiğini, iskonto miktarlarının da ciddi bedeller olduğunu, davalı şirket müvekkil şirket ile olan bayilik ilişkisini tek taraflı olarak fes ederek müvekkil şirketi zarara uğrattığını, bunun yanında davalı şirketin ürün satışı yapmamasından dolayı müvekkil şirketin müşterisinde ciddi düşüşler yaşandığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, taraflara arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan yoksun kalınan kar istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, davasını ispatlama yükümlülüğü davacı yanda olmakla davacı yanca bayilik sözleşmesinin ispatlanamadığı, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine yönelik kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak oy birliği ile karar verildi. 01/12/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”