Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/994 E. 2022/537 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/994
KARAR NO : 2022/537

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2020
NUMARASI : 2019/283 Esas, 2020/340 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
YAZIM TARİHİ : 24/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/06/2020 tarih ve 2019/283 esas, 2020/340 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, davalı borçlu hakkında müvekkiline olan bakiye borcun ödenmemesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, borçlunun yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu,….İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı borçlunun takibi geciktirmeye yönelik yetki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itirazının takibi uzatmaya yönelik olduğunu, müvekkili tarafından davalı borçluya faturaya konu malların satışının döviz karşılığı satıldığını ve TL karşılığında gösterildiğini, davalı borçluya kesilen takibe konu faturanın toplam bedelinin ……. olduğunu, davalının bu borcuna karşılık keşidecisi borçlu şirket olan….keşide tarihli …. Şubesine ait… TL meblağlı, …. seri nolu bir çekle ödeme yapmış olup, çekle yapılan ödemenin …. kuru üzerinden karşılığının ……olduğunu, yapılan bu ……. toplam borç olan …..’den düşüldüğünde bakiye ……. alacak kalmakta olup, takibe konu edilen alacağın da bu miktar olduğunu, davanın faturaya da itiraz etmediğini, satış faturasının düzenlenmesi sırasında malların döviz karşılığında satıldığını ve TL karşılığının gösterilmesi durumunda oluşan kur farkından borçlunun sorumlu olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için gerekli şartların oluştuğunu, alacağın likit olduğunu, davalı borçlunun her ne kadar faize itirazında haksız olsa da, davalının temerrüde düşürülmemiş olması, Yargıtay’ın da faturaya itiraz edilmemesinin fatura içeriğinde yazılı olan vade farkı koşulunun bir sonuç doğurmayacağı yönündeki kararları nedeniyle taraflarınca takip tarihine kadara işlemiş faiz yönünden bir talep bulunmamakta olup, takip tarihinden sonraki faiz yönünden taleplerinin aynen geçerli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın takip konusu asıl alacak (bakiye fatura alacağı yönünden) iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, davalının asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, yetkili mahkemenin …..Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisizlik itirazlarının bulunduğunu, davaya konu faturanın bedelinin müvekkili şirket tarafından, taraflarca mutabık kalındığı gibi faturanın düzenlendiği tarihteki döviz satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığının çek ile ödendiğini, bu durumun cari hesap ekstresinde görüldüğünü, davacı şirketin bu çeki kabul ettiğini, davacı taraf lehine doğmuş herhangi bir kur farkı alacağı olmadığını, müvekkilinin davaya konu borcu ödediğini, herhangi bir borcunun kalmadığını, faturaya itiraz edilmemiş olmasının faturanın olağan içeriğinden olmayan kayıtları geçerli hale getirmeyeceğini, kur farkına ilişkin kayıtların faturanın olağan içeriğinden olmadığından taraflar arasında bu konuda yazılı bir anlaşma ya da teamül haline gelmiş bir uygulama olmadıkça faturaya itiraz edilmemesi kur farkına ilişkin bir mutabakat olduğu anlamına gelmediğini, bu nedenle davacının davasında haksız olduğunu, alacağın likit olmadığını, davacı tarafın kur farkı alacağının bulunmadığını, icra takibine ve davaya dayanak fatura bedelinin müvekkili şirket tarafından ödenmiş olduğundan davacı şirketin bu fatura ile herhangi bir alacağının olmadığını, bu nedenle haksız davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddi ile takibin iptaline, davacının kötüniyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve taraflarca sunulan kayıtlardan, taraflar arasında döviz bazlı bir ticari ilişkinin bulunduğu, ticari ilişkiye istinaden yapılan mal satışlarına ilişkin faturaların VUK gereği TL cinsinden düzenlendiği, ancak faturalara ödemelerin … olarak yapılması gerektiğinin yazıldığı, faturalara itirazın bulunmadığı gibi ödeme yapılırken de ihtirazı kayıt ileri sürülmediği, davalı tarafından … tarihinde ….tutarında çek ile ödeme yapıldığı, dava ve takip konusu fatura ile yapılan ödemelerin her iki taraf ticari defterlerinde birbiri ile örtüşür şekilde yer aldığının tespit edildiği, davalı vekili savunmasının temelini davacı şirketlerce kendilerinden kur farkı alacağı talep edilemeyeceği, zira kur farkı için taraflar arasında düzenlenen herhangi bir sözleşme bulunmadığı, bu yönde bir teamülün de bulunmadığı temeline dayandırdığı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalı tarafından yapılan ödemenin çekle yapıldığının anlaşıldığı, çekin bir ödeme aracı olup, verildiği gün ödeme olarak kabul edildiğinden, çeklerle yapılan ödemeler için de tahsil tarihi gözetilerek kur farkı talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili, davalıya satışı yapılan mallarla ilgili olarak faturalarda döviz karşılığı olduğunun belirtildiğini, müvekkili tarafından davalı borçluya faturaya konu malların satışı döviz karşılığı olarak satıldığını ve TL karşılığında gösterildiğini, her faturanın da içerisinde, fatura bedelinin ne kadar …olduğunun ve ödemenin …. olarak alınacağının da yazılı olduğunu, davalı borçluya kesilen takibe konu faturanın toplam bedelinin …..olduğunu, davalı borçlunun bu borcuna karşılık keşidecisi borçlu şirket olan …. keşide tarihli, … Şubesine ait …. TL meblağlı, ….seri nolu bir çekle ödeme yapmış olup çekle yapılan ödemenin merkez bankası döviz satış kuru üzerinden karşılığının …… olduğunu, yapılan bu …….ödemenin, toplam borç olan …’den düşüldüğünde bakiye ……. alacağın kaldığını, takibe konu edilen alacağın bu alacak olduğunu, davalının faturalara da itiraz etmediğini, satış faturasının düzenlenmesi sırasında malların döviz karşılığında satıldığı ve TL karşılığının gösterilmesi durumunda oluşan kur farkından borçlunun sorumlu olduğuna dair Yargıtay içtihatları olduğunu, müvekkiline ödemenin yapıldığı tarihin net olarak belli olduğunu, satışın yapıldığı tarihte ödeme yapılmayıp TL olarak ödeme yapıldığından kur farkının oluştuğunu, mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olup, kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak dava açılmadan önce tarafların zorunlu arabuluculuya başvurdukları ve bu arabuluculuk giderlerinin mahkemece hüküm altına alınmadığı görülmüştür. Dava açılmadan önce arabuluculuk bürosunun …. arabuluculuk numarasıyla anlaşamama tutanağının düzenlenmiş olduğunu, Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 10/2. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 5/A uyarınca arabulucuya ödenen ücretin yargılama giderlerinden sayılıp, hüküm fıkrasında gösterilip, hangi tarafa yüklendiğinin de açıkça belirlenmesi gerekmektedir.
Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddesinde; “Dava şartı olarak arabuluculukta arabuluculuk ücreti ve giderler
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Bakanlık bütçesinden ödenir. İkisaatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde, Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Bakanlık bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Dava açılması hâlinde mahkeme tarafından dava öncesiödenen arabuluculuk ücretlerine ilişkin makbuz dosyaya eklenir. Yargılama giderleri olarak hükmedilen tutar 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir.”
şeklindedir. Bu nedenle kararın bu yönlü kaldırılarak yargılama giderlerine arabuluculuk gideri de eklenerek yeniden hüküm kurulması yönünde karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B)Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/06/2020 tarih ve 2019/283 esas, 2020/340 karar sayılı kararın (arabuluculuk gideri yönünden) resen kaldırılarak, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmasına;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 607,37-TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 552,97-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı ve karşıladığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğu, arabuluculuk ücret tarifesi gereğince hesap edilen 1.320,00 TL’nin Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereğince davacı taraftan alınıp Hazineye ödenmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince dava değeri üzerinden hesaplanan 7.444,30-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2022

.
Başkan
.
.ÜYE
.

..
Üye
..

..
Katip
..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”