Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/960 E. 2022/319 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/960
KARAR NO : 2022/319

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2020
NUMARASI : 2019/114 Esas, 2020/76 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Çek İstirdatı
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
YAZIM TARİHİ : 24/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/01/2020 tarih ve 2019/114 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; Müvekkilinin keşidecisi ….San. Ve Tic. Ltd. Şti. olan …. Bankası A.Ş.’nin Şehitkamil şubesine ait … çek numaralı, … vergi numaralı …. vadeli …. Amerikarı Doları tutarlı dava konusu çekin elinden rızası dışında çıkmasından dolayı Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/728 Esas sayılı dosyası ile çekin iptali istediğini, dava konusu çekin rızası hilafına müvekkilinin elinden çıkması nedeniyle ticaret mahkemesinde açtıkları davanın ara celsesinde taraflarına çek iadesi dava açması için süre verildiğini, arabuluculuk neticesinde uzlaşma sağlanamadığını, davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, müvekkil şirketin yetkilisinin …. olduğunu, çekin davalı bankaya usulüne uygun olarak ciro edilebilmesi için şirket yetkilisi tarafından ciro edilmesi gerektiğini, usulüne uygun bir ciro olmadan çeki elinde bulunduran davalı bankanın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek dava konusu çekin istirdatını talep etmiştir.

Davalı vekili : müvekkil banka tarafından davacı şirket lehine kredi tesis etmiş ve kullandırmış olduğunu, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, müvekkil banka alacağının muaccel olduğunu, davaya konu çek davacı şirket tarafından müvekkili banka şubesine teslim edildiğini, davaya konu edilen çek müvekkil bankaya temlik cirosu ile devredildiğini, davacı tarafından bugüne kadar çekteki imza ve çek bedeline ilişkin herhangi bir sözlü veya yazılı itiraz veya başvuruda bulunulmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; çek istirdatı davasının kabul edilmesi için çeki elinde bulunduranın kötü niyetle ya da ağır kusuruyla çeki iktisap ettiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, davalı tüzel kişi olduğuna göre kötü niyet ya da ağır kusur davalı temsilcisinde aranacağı, davacının iddiasının davacı şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığından davalının kötü niyetli olduğu yönünde olduğu, ancak zilyetinde bulunduran davalı bankanın çekte bulunan imzanın sıhhatini kontrol etmemesi ya da imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığını araştırmamasının tek başına kötü niyeti ya da ağır kusuru ispata yarar olmadığı, kambiyo senedinin tedavül kabiliyetinde temlik alanın temlik verene güveni esas olup aksini bunu iddia eden tarafından ispat edileceği, çek üzerindeki cironun davacı şirket yetkilisine ait olmadığını bildiği halde ya da bilebilecek durumda iken iktisap edildiğinin davacı taraf ispat etmesi gerektiği, çek üzerindeki imzanın başkasına ait olduğu yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıksa dahi davacının davasını ispatlayamayacağı, davacı belki menfi tespit davası açabilecekken çek istirdatı davasının kendine özel ispat kuralları gereği çek istirdatı davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddi karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava boyunca itirazlarının hiç tartışılmadığını, davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini, daha önce dosyaya sundukları Ticaret Sicil Kayıtları ve taraflarınca verilen vekaletnameden anlaşılacağı üzere müvekkili şirket yetkilisinin … olduğunu, dolayısıyla çekin davalı bankaya usulüne uygun olarak ciro edilebilmesi için müvekkili şirket yetkilisi … tarafından ciro edilmesi gerektiğini, lakin çekin arkaya yüzündeki ciroya ait imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’ya ait olmadığını, dolayısıyla usulüne uygun bir ciro olmadan çeki elinde bulunduran davalı bankanın kötü niyetli olduğunu ve yetkili hamil olmadığını, çekin müvekkil şirketin isteği dışında elinden çıktığını ve hemen akabinde kaybolan bu çek için kolluk kuvvetlerine başvurularak suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı tarafın kötü niyetle çeki iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlamak amacıyla bu durumun açıklığa kavuşturulması için yerel mahkemeden bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yapılması talep edildiğini, müvekkili şirketin imzası bulunmayan ve kaybolan çekin istirdatının ispatı için bu inceleme yapılması esas hakkında büyük önem arz ettiğini, çekin müvekkili şirketin elinden isteği dışında çıktığını, bu durumu ispatlayacak tüm kanuni yollara başvurulduğunu, esas hakkında imza incelemesi yapılmadan karar verilmesinin hak kaybına yol açtığını, eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, çek istirdadı talebine ilişkindir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 790. maddesi, kendi hakkının varlığı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan ve cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son cironun beyaz ciro olması halinde dahi, yetkili hamil sayılacağı; aynı Yasa’nın 792.maddesi ise, iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır. Buna göre;çek ister hamiline, ister emre yazılı olsun, çek hamili onu kötü niyetle ya da ağır bir kusuru bulunarak iktisap etmiş olmadıkça, önceki hamilin elinden ne suretle çıkmış olursa olsun,onu geri vermeye mecbur değildir. TTK’nın 790.maddesi, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin MK.nun 903.maddesine paralel bir koruma sağlamaktadır. Buna göre,emre yazılı bir çek, herhangi bir şekilde önceki hamillerden birinin elinden çıktığı takdirde, çeki elinde bulunduran son hamile karşı,ancak,çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabilecektir. Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi-senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK’nın 686/2.maddesindeki “Poliçe herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan ( yeni) hamil korunur. Bu açıklamalardan sonra dava konusu somut olaya gelindiğinde, dava konusu çekte davacı lehtar, davalı banka ise çeki lehtardan ciro yoluyla devralan hamil konumundadır. Davacı taraf, lehtarı olduğu çekteki birinci ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmekte, davalı banka ise dava konusu çekin dava davacı tarafından devredildiğini savunmaktadır. Davacı tarafın ciro silsilesinde kendisinden sonra gelen davalıya karşı çek iktisabında kötü niyetli olduğu ve çekin meşru hamili olmadığı iddiaları ileri sürebileceği, davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispatlanması halinde davalının iyiniyetli hamil sayılamayacağı şüphesizdir. Davalı bankanın sözkonusu çeki davalı şirketi temsile yetkili olmayan kişilerden devraldığının anlaşılması halinde davalı bankanın ağır kusurlu sayılacağı da izahtan varestedir. Mahkemece dava konusu çekteki ciro imzasının davacı şirket yetkilisine veya şirket yetkilisi tarafından yetkilendirilen başka bir kişiye ait olup olmadığı, çek yetkisiz temsilci tarafından davalı bankaya devredilmişse davacının yetkisiz temsilci tarafından yapılan devir işlemine icazet verip vermediği hususları taraf delilleri toplanmak suretiyle usulünce araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/01/2020 tarih ve 2019/114 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/02/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”