Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/937 E. 2022/328 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/937
KARAR NO : 2022/328

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI : 2018/468 Esas, 2020/287 Karar
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
YAZIM TARİHİ : 24/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/03/2020 tarih ve 2018/468 Esas, 2020/287 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davalı borçlu şirketin müvekkili şirketten satın almış olduğu, emtialar nedeniyle ve takip tarihi itibariyle müvekkili şirkete….EURO borcunun bulunduğunu, bu hususta … düzenleme tarihli … sayılı fatura düzenlendiğini, davalı borçlu şirketin borcunun bir kısmına karşılık çek verdiğini, çekin bankaya ibraz edildiğini, ancak çekin ödenmediğini, davalı şirket ile dava dışı borçlu keşidece şirket hakkında …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ancak davalı şirketin ilgili çek ile ilgili imza itirazında bulunduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında cari hesap ilişkisine dayalı olarak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile borçlu şirket hakkında …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı sayılı takibin başlatıldığını, davalı tarafın itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Vekili; Müvekkili şirketin icra takibe yaptığı itirazın yasal süresinde yapıldığını, açılan davanın haksız olduğunu, ilgili faturanın sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiğini, alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, faturanın tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılmadığını, müvekkili şirketin davacının iddiasına dayanak teşkil eden bir borcunun bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; tüm dosya kapsamı toplanan deliller alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davalının ve davacının ticari defterlerine işlenen ,davacının kendi defter kayıtlarına göre kayıt ettiği fiyat farkı faturası ile çek bedelinin dışında tespit edilen bedelden davalının davacıya sorumlu olacağı kanaatine varıldığı, takip tarihindeki kur üzerinden belirlenen borç miktarının … EURO olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacı Vekili; 06/04/2018 tarihli dava dilekçesi ve 10/05/2018 tarihli delil dilekçesinde davalı borçlu şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ile Ba (Bilanço Alış) Formları”na da delil olarak dayandıkların, ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığını, bu nedenle HMK’nın 222. Maddesi gereğince iddialarının ispat edilmiş olduğunu, davalı tarafın 23/07/2019 tarihinde sunulan ek rapora yasal süresi içerisinde itiraz etmemiş olmasına rağmen yerel mahkemenin dosyayı yeniden ve kendiliğinden ek rapora gönderdiğini, bu hususun usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davalının müvekkiline verdiği çekin karşılıksız çıktığını, bu nedenle çek bedelinin borçtan düşülmesinin doğru olmadığını, davalının fatura bedelini ödediğini ispatla yükümlü olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre icra takibinin dayanağı olan …. tarihli … no’lu …. Euro bedelli faturada belirtilen malların davacı tarafça davalıya teslim edildiği, faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının fatura karşılığında davacıya ….keşide tarihli …. Euro bedelli çeki verdiği anlaşılmakta olup, uyuşmazlık çek bedelinin faturadan kaynaklanan borçtan düşülüp düşülmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-926 Esas, 2021/177 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere her senedin düzenlenmesinin altında yatan bir neden/ilişki vardır. İlletten mücerret olan kambiyo senetleri “ifa amacıyla” ya da “ifa yerine” düzenlenebilir. İfa amacıyla düzenlendiğinde, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece asıl borç ilişkisi ortadan kalkmaz. Kambiyo senedinin bu iki nedenden hangisi için düzenlendiğinin açıkça belirtilmediği durumlarda, kambiyo senedinin ifa amacıyla düzenlendiği kabul edilir. Bir başka anlatımla, kambiyo senedinin mevcut asıl borç ilişkisinden doğan alacağın ifasını teminen, bu alacağın ifasının gerçekleştirilmesi uğruna düzenlenmesi esastır (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2018, s.68). Bu açıklamalara göre dava konusu somut olayda davalı tarafından davacıya verilen …Euro bedelli çekin ifa amacıyla düzenlendiğinin ve çekin düzenlenmesinin asıl borç ilişkisini ortadan kaldırmayacağının kabulü gerekir. Bu nedenle alacaklının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile hem çeke dayalı olarak, hem de temel borç ilişkisine dayalı olarak icra takibi yapma hakkı bulunmakta olup çek bedelinin faturadan kaynaklanan borçtan düşülebilmesi için çek bedelinin ödenmiş olması gerekir. Davalı taraf, icra takibine konu fatura karşılığında vermiş olduğu çek bedelini ödemediği gibi, çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine karşı Gaziantep 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/127 Esas, 2019/338 Karar sayılı dosyası ile çekteki imzanın şirket yetkilisi tarafından atılmadığı iddiası ile imzaya itiraz davası açmış ve davada davalı şirket lehine karar verilmiştir. Mahkemece davalı tarafça ödenmeyen çek bedelinin fatura borcundan düşülemeyeceği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle … TL – … TL = …. alacaklı olduğu, bu miktarın takip tarihindeki kur karşılığının …. Euro olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken çek bedeli fatura borcundan mahsup edilerek kalan miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak davanın yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2020 tarih ve 2018/468 Esas, 2020/287 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı, 71,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 219,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
6-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

B)6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; takibin ….EURO üzerinden devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 5.311,39 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.132,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.178,68 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacının peşinen yatırmış olduğu 1.173,81 TL harcın yargılama giderlerine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davetiye gideri 78,5 TL, posta masrafı 30,5 TL ve bilirkişi ücreti 550,00 TL, olmak üzere toplam 659,00 TL davacı yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 545,46 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,,
6-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 10.938,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Varsa kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
24/02/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”