Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/852 E. 2022/140 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ..
KARAR NO : ..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : … Esas, … Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : ..

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen … tarih ve …Esas, …Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davalı tarafça müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün….Esas sayılı dosyası ile 700.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin iş hayatından tanıdığı ….’nin 2016 yılı Nisan ayında bu tarihte 150.000,00 TL’ye tekabül eden 1.434,44 gr altını dava dışı 3.kişi … borç olarak aldığını….’un devlet memuru olduğunu ve ticaret yasağı olduğundan icra takibinde alacaklı görülen ve akrabası olan … ile bu tür alışverişler yaptıklarını, yani icra takibine konu var olduğu iddia edilen alacağın sebebinin esasen müvekkili ile ….arasındaki alışverişe dayandığını, Dava dışı 3.kişi olan….dan alınan bu paranın 90.000,00 TL’sinin müvekkili adına 60.000,00 TL’sinin müvekkilinin arkadaşı olan …. adına alındığını, müvekkilinin aldığı 90.000,00 TL’nin geri ödemesinin 100.000,00 TL olarak tarafların anlaştığını,….un bu anlaşma karşılığında müvekkiline boş bir senet imzalattığını, maddi olarak imkânsızlıklar içerisinde olan müvekkilinin bu anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldığını, yapılan anlaşma gereği müvekkilinin 31/05/2016 tarihinde…. 80.000,00 TL ödediğini, müvekkilinin arkadaşı olan….’nin ise 60.000,00 TL parayı 70.000,00 TL olarak ödemeyi kabul ettiğini, o dönem müvekkilinin tanıdığı olan….’ye olan güvene istinaden boş senede yalnızca kendisinin imza attığını, ancak bu tarihten sonra …. ile müvekkilinin arasının bozulduğunu, ….n ise borcu ödemeden kayıplara karıştığını, müvekkilinin yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle …. marka iş makinasını değerinden çok düşük bir meblağ ile….’in gayrı resmi ortağı …. İnş. Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye sattığını, müvekkili ile….arasındaki dava dilekçesi ekinde sunulan ….görüşme kayıtlarında da görüleceği üzere 100.000,00 TL ödemeyi 80.000,00 TL’sini banka yoluyla 20.000,00 TL’sini araç satışı yoluyla ….a müvekkilinin ödediğini, imzalamış olduğu senedi geri istediğini ancak….senedi teslim etmediğini, senette yalnızca imzanın müvekkiline ait olduğunu, kalan yerlerin başkası tarafından doldurulduğunu, borcun olmadığına bir diğer delaletin ise senedin vade tarihi olduğunu, senedin vade tarihinin 01/01/2017 tarihi olduğunu,….’un resmiyette …. adına olan ancak esasen kendi namı hesabına geçirdiği iş makinasının devrini 14/04/2017 tarihinde müvekkiline devrettiğini, madem böyle bir borç söz konusu idi tüm alacaklarını müvekkilinden tahsil edemediği var sayılarak senedin vade tarihinden çok sonra müvekkiline neden araç devrinin yapıldığını, müvekkilinin hiçbir şekilde böyle bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek takip konusu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile davacının haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını, yasal sorumluluktan kurtulmak amaçlı hareket ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ileri sürdüğü ve tarafın delil listesinde dava dışı …. ile müvekkili arasında geçen….yazışma tutanakları ile ….’a ….aracılığıyla 31/05/2016 tarihinde göndermiş olduğu 80.000,00 TL havale dekontunu delil olarak sunduğu ve ayrıca bir takım satış sözleşmelerini de delil olarak ibraz ettiği, bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunda ispat yükünün davacı tarafa düştüğü, davacının delil olarak ibraz etmiş olduğu belgelerin incelenmesinde eldeki dava yönüyle herhangi bir hukuki niteliği olmayan dava dışı 3. kişi ile yapılan….yazışma tutanakları ve dava dışı 3.kişi ile düzenlenen satış sözleşmesi ve ödeme dekontu olduğu, sunulan delillerin davalı ile herhangi bir ilgisi bulunmayıp dava dışı 3.kişiye ait belgeler olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, yerel mahkemece tanık dinletme taleplerinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, HMK hükümleri gereğince yazılı delil başlangıcı bulunması halinde tanık dinletilmesinin mümkün olduğunu, dosyaya ibraz ettikleri ….’un el yazısını içerir belgenin yazılı delil başlangıcı olduğunu, mahkemece bu belgenin dikkate alınmadığını, yine mahkemece …yazışmalarının delil olarak kabul edilmediğini, oysa HMK 199. Maddesi gereğince elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılarının belge olarak kabul edildiğini, mahkemece dava konusu olayların bir bütün olarak ele alınmadığını, müvekkili ile … arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı görüşme kayıtları, ekran görüntüleri ve…. kendi elyazısı yazmış olduğu yazı ile son derece sabit iken yerel mahkemenin bu hususları göz ardı ederek gerekli araştırmayı yapmaksızın dosyayı karara bağlamasının hukuken ve vicdanen kabul edilemeyeceğini, bu dosya için bu belgeler yeterli değildir denemeyeceğini, çünkü müvekkilinin tefecilik tuzağına düşürülmüş olduğunu, günümüzde bu suçların kitabına uydurularak böyle işlendiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan V.

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”