Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/847 E. 2022/237 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/847
KARAR NO : 2022/237

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2020
NUMARASI : 2018/806 Esas, 2020/255 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/02/2020 tarih ve 2018/806 esas, 2020/255 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, davalı …Plastik Hurda Metal İnşaat Tekstil Taşımacılık Ltd. Şti.’nin müvekkili şirkete olan toplam 34.361.15 TL’lik faturalarla ilgili borcundan dolayı ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile 04/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlattıklarını, ödeme emrini alan davalı borçlunun, 29/05/2018 tarihinde borca itiraz ettiğini, davalının itirazının, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olup, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalının, müvekkili şirketten 34.361.15TL değerinde mal ve hizmet aldığını, davalıya hizmet ve malların tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, malların bedelinin davalı borçlu tarafından ödenmesi için teslim edilen malların faturasının fotokopisiyle birlikte borçluya gönderildiğini, davalının ve müvekkilinin ticari defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelendiğinde dava konusu iddialarının açıklığa kavuşacağını, bu faturaya, davalı tarafın yasal süresi içerisinde itiraz etmemiş olması nedeniyle borçlu olduklarını kabul ettiklerini, TTK’nın, faturayı alan tacirin, faturaya 8 gün içerisinde itiraz etmemesi halinde, fatura mündericatını kabul ettiğine ilişkin kanuni karineyi düzenlemiş olduğunu, davalının, müvekkilinin tüm uyarılarına rağmen, almış olduğu hizmet ve malların bedeli olan ve faturada belirtilen rakama itiraz etmeyerek borçlu olduğunu kabul ettiği 34.361.15 TL’yi ödemediğini, faturalara istinaden yapmış oldukları icra takibine itiraz edip kötüniyetini de ortaya koyduğunu, bu nedenlerle davalı borçlunun maddi ve yasal dayanaktan yoksun, haksız itirazının iptaline ve takibin 34.361.15 TL asıl alacak üzerinden devamına, davalı borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaleti davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili, davacının sunmuş olduğu dava dilekçesinde iddia ettiği hususların yasal dayanaktan yoksun somut bir delile dayanamayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, davacıyla müvekkili arasında dava dilekçesinde iddia edilen hususların hiçbir zaman gerçekleşmediğini, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat temin edilmek üzere dile getirildiğini, davalı tarafın aslında ……isimli şahıstan alacağının olduğunu, bu alacağının alakasız bir şekilde müvekkiline isnat edilmeye çalışıldığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, alacağın varlığının ispatı dava değeri gözönünde bulundurulduğunda senetle ispat zorunluluğu kapsamında olduğu, davacının hukuki ilişkiye ilişkin bir senet gösteremediği, faturaya itiraz edilmediğini öne sürmüş ise de; faturaya itiraz edilmemesi hukuki ilişkinin ispatı değil ancak hukuki ilişki sabit olduğunda içeriğin kabul edildiği manasında olduğu, taraflar tacir olduğundan ticari defterlerin incelenmesine karar verildiği, davalı tarafın defterlerini mahkemeye sunmadığı, davacının defterlerinde bir takım kayıtlar yer alsa da tek başına yine hukuki ilişkiyi ispata yarar olmadığı, son bir araştırma olarak BA ve BS formları incelenmiş olup, iddia olunan hukuki ilişkiye rastlanmadığı, davacının yemin deliline dayanmadığına göre davasını ispat edemediği, bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili, davalının itirazının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olup, itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yerel mahkeme davanın reddine karar verildiğini, kendisine fatura gönderilen muhatabın, faturaya sekiz gün içinde itirazda bulunmazsa fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını, (TTK m. 21/2) Kanundaki bu düzenleme niteliği itibarıyla kanunî bir karine olup, ayrıca faturanın kabul niteliğinde sayılması için önemli koşullardan biri olan her iki tarafında tacir olması şartına da uygun bir durum olduğu için TTK de yer alan basiretli tacir modeli dikkate alındığın da tacir olan davalı borçlunun faturaya ve birlikte gönderilen teyit mektubuna itiraz etmemenin sonuçlarını bilmediğinden de bahsedilemeyeceğini, TTK ve onun ilgili karinelerine rağmen ilgili şartların oluşmasına rağmen bu durum yerel mahkeme tarafından eksik yada hatalı yorumlandığını, bu konuyla ilgili Yargıtay kararları bulunduğunu, mahkeme tarafından 11.01.2019 tarihinde bilirkişi raporu ve 04.04.2019 tarihinde ise ek bilirkişi raporu aldırıldığını, bilirkişi raporlarınında taraflarının desteklediğinin ortada olduğunu, bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere davaya konu icra takibine dayanak yapılmamış faturaların hiçbirinin tahsili yapılmadığı gibi davaya konu icra takibine yapılan faturalar dahi tahsil edilemediğini, ayrıca müvekkili şirkete ait kayıtlar ve ticari defterler üzerinde yapılan incelemelerde icra takibinde yer alan miktarın çok üzerinde davalı tarafın borcunun olduğunun da görüldüğünü, davalının haksız maddi ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yerel mahkemenin eksik incelemesinin olaylar ve vakıalar üzerinde hatalı hüküm kurmasından dolayı davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Fatura tek başına Fatura satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Faturanın tebliğ edilmiş olması da faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin ifa edildiğini göstermez. Faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunan kişi, faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin (mal teslimi, hizmet ifası vs.) ifa edildiğini ispatla mükelleftir. Dosya kapsamında alınan esas ve iki adet ek bilirkişi raporuna ve taraf beyanlarına göre, davacı ve davalı taraf arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu çekişmesizdir. Davacı tarafa ait 2017 ve 2018 yıllarına ait yevmiye, envanter ve kabir defterlerini yerinde ibraz ettiği, e- defter beratlarını sistemden zamanında usulüne uygun olarak aldığı, envanter defterlerinin açılış ve noter tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu defter incelemelerinde; toplam icra takibine konu davacı defterlerinin 2017 ve 2018 yılı yasal defter kayıtlarına göre, icra takibine konu faturalar nedeniyle 33.447,00 TL alacağın mevcut olduğu, davalının 2017 yılı yasal defterleri ile kendi talebi üzerine bilirkişilerce incelenen 2018 yılı bilgisayar kayıtlarına kaydettiği mevcut alacağın karine olarak davalıya faturaya konu malların teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf, ispat külfeti kendisine geçmiş olduğundan ve cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan “icra takibine konu malların kendisine teslim edilmediği” yönünde davalının, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalıdır. Mahkemece yemin teklifinin davacıya tebliğinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/02/2020 tarih ve 2018/806 esas, 2020/255 karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/02/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”