Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/844
KARAR NO : 2022/270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2017/216 Esas, 2020/258 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
YAZIM TARİHİ : 16/02/2022
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/02/2020 tarih ve 2017/216 esas, 2020/258 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı … Bankası A.Ş. vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, ….Şubesine ait … çek numaralı, … keşide tarihli, keşideci … Yem Tarım Hayvancılık Sanayi va Ticaret Limited Şirketi, lehtarının …Gıda San. Tic. Ltd. Şti. olan …TL bedelli ve … Şubesine ait …çek numaralı, … keşide tarihli keşidecisi …Yem Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, lehtarının …Gıda San. Tic. Ltd. Şti. olan … TL bedelli çeklerin keşideci kısmındaki yazıların ve imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, söz konusu çeklerin bu haliyle davalılardan … Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından kullanılan kredinin teminatı olarak diğer davalı bankaya verildiğinin taraflarınca haricen öğrenildiğini, bu nedenlerle söz konusu bu çeklerle ilgili olarak sahtecilik iddiası ileri sürüldüğünü, çeklerdeki imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmaması nedeni ile imza aidiyetinin tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, senet metninden anlaşılan def’ilerin, mutlak def’iler olup, herkese karşı ileri sürülebilir olduğunu, çeklerdeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmaması, sahtecilik iddiası ve alacaklının yetkili meşru hamil olmadığı itirazının, senet metninden anlaşılan mutlak def’iler olduğundan olduğunun herkese karşı ileri sürülebileceğini, senedin hükümsüzlüğünü gerektiren def’ilerin senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren def’iler olduğunu, bu def’ilerin bir kısmı mutlak, bir kısım nispi (kişisel) def’i niteliğinde olduğunu, hangisinin mutlak, hangisinin nispi def’i sayılacağı, ‘görünüşe itimat (güven), ‘iyiniyet’ ilkesiyle, kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması’ ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgili olduğunu, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde şahtekarlık iddiasının mutfak def’i olduğunu ve mahkemece bu iddianın incelenmesi gerektiğini, bu nedenlerle yukarıda bahsi geçen çekler yönünden ödeme yasağı konularak, çeklerin ödenmesinin durdurulması amacıyla muhatap banka şubesine müzekkere yazılmasını, İİK. md 72/2 gereğince sahtecilik iddiası bulunduğundan takdiren teminatsız ya da mahkemece uygun öngörülen teminat mukabilinde; davaya konu çeklerin icra takibine konu edilmemesi, icra takibine konu edilmeleri halinde de, ihtiyati haciz veya icrai hacizlere yönelik tüm icra takiplerinin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması için mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama sonunda davalarının kabulüne ve dava konusu çeklerden dolayı, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli davalıların %20’den aşağı olmamak üzere, müştereken ve müteselsilen tazminata mahkum edilmelerine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı ……Bankası A.Ş. vekili, diğer davalının müvekkili bankaya tahsil amacı ile vermiş olduğu çek altındaki imzanın sahteliği nedeni ile açılan iş bu davanın reddi gerektiğini, diğer davalı firma ile davacı firma arsında organik bir bağ bulunmakta olup, her iki firmanın ortaklarının kardeş olduğunu, iki firma arasında ciddi bir ticari alışveriş bulunduğunu, bu husus dikkate alındığında aslında bu davanın amacının net olarak ortaya çıktığını, diğer davalı tarafından dava konusu çekin müvekkili bankaya tahsil cirosu ile ve kullanılmış kredinin geri ödenmesi amacıyla ibraz edilmiş ancak diğer davalı firmanın iflas etmesi nedeni ile davacı firma bu çeki ödemek istemediğini, öncelikle her iki firmanın defter ve kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, bu inceleme neticesinde aslında çekin her iki firmanın defterlerinde kayıtlı olduğunun ortaya çıkacağını, bu nedenle dava konusu çekler üzerine konulan tedbirin 3. kişi konumunda olan müvekkili banka yönünden kaldırılmasını veya teminata bağlanmasını talep ettiklerini, dava konusu çekin dip koçanının ibraz edilmesini talep ettiklerini, bu dip koçanında çekin aslında davacı firma tarafından düzenlendiğinin ve kesildiğinin net olarak ortaya çıkacağını, davacı firmanın hesaplarının bulunduğu bankalardan son 6 ay içerisinde ödediği çeklerin istenmesini talep ettiklerini, aslında bu ödenmiş çekler geldiğinde imzanın aynı olduğunun net olarak ortaya çıkacağını, bu nedenle imza incelemesinin son altı ay içerisinde diğer davalı firmaya kesilmiş ve ödenmiş çek asılları üzerinde yapılmasını talep ettiklerini, diğer davalı firma borçlarını ödeyemez oluncaya kadar kesilmiş olan çeklerin hepsinin aynı imzayı taşıdığını ve tamamının ödendiğini, bu hali ile eğer imza davacı firma yetkilisine ait değilse bile (ki biz bunu kabul etmiyoruz) çeki imzalayan kişi diğer çekleri imzalayan kişi olduğunu ve bu çeklerin tamamının şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde düzenlendiğini, çekin davacı firmanın bilgisi dahilinde keşide edildiğinin en önemli kanıtının davanın kendisi olduğunu, zira davacı tarafın çekin elinde bilgisi dışında çıktığını iddia etmediğini, imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, buna ek olarak çekin müvekkili bankada bulunduğunu da bildiğini, bu durumun açıkça TMK 2. maddesinde düzenlenen “Dürüst Davranma” kuralına aykırılık/örnek teşkil ettiğini, bu nedenle davanın reddine istemiştir.
Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, davaya konu çeklerin davacı şirket yetkilisi …..’ın el ürünü olup olmadığı hususunda rapor hazırlanmak üzere dosyanın gönderildiği, Adli Tıp Kurumu tarafından gönderilen raporun incelenmesinde; ….’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …..’ın el ürünü olmadığının bildirilmesinin karşısında davacının davaya konu çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilerek davanın kabulüne, davacı tarafın kötüniyet tazminatına gelince davalı … Bankasının davaya konu çeklerin diğer davalı ….Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den ciro yolu ile devir almış olduğu, bu durumda davalı ….Bankasının kötüniyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davacının kötüniyet tazminatı talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı …. Bankası A.Ş. vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından davacı ile diğer davalı arasında organik bir bağ bulunduğunu, dosyanın bilirkişiye gönderilmeden evvel imza incelemesi için davacı firmanın son altı ay içerisinde diğer davalı firmaya kesilmiş ve ödenmiş çek asılları üzerinde yapılması gerektiği her iki firmanın ortaklarının kardeş olduğunu ve iki firma arasında ciddi bir ticari ilişkinin bulunduğunu, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçeleri doğrultusunda dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii edilmesi gerektiğini, alınan bilirkişi raporunda eksik inceleme ve yeterli materyal kullanılmadığını, yine bilirkişi incelemesinde sadece imza aidiyeti konusunda inceleme yapılmış olduğunu, ancak imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının araştırılmadığını, diğer davalı tarafından dava konusu çekin müvekkili bankaya tahsil cirosu ile ve kullanılmış kredinin geri ödenmesi amacıyla ibraz edildiğini, ancak diğer davalı firmanın iflas etmesi nedeni ile davacı firmanın bu çeki ödemek istemediği için dava açtığını ve diğer tüm savunma ve itirazlarının değerlendirilmediğini, ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki akrabalık ve muvazaa ilişkisi ile diğer tüm organik bağları gözardı ederek sadece eksik inceleme ve araştırma ile düzenlenmiş bilirkişi raporunu hükme esas almış olmasının hukuken mümkün olmadığını, yine yerel mahkemeden dosyanın bilirkişiye gönderilmeden evvel imza incelemesi için davacı firmanın son altı ay içerisinde diğer davalı firmaya kesilmiş ve ödenmiş çek asılları üzerinde yapılmasını talep ettiklerini, çünkü daha önceki yazılı ve sözlü beyanlarının çok kez belirttikleri üzere diğer davalı firma borçlarını ödeyemez oluncaya kadar kesilmiş olan çeklerin hepsi aynı imzayı taşıdığını ve tamamının ödendiğini, mahkemenin belirttikleri imzaları toplamadan dosyayı bilirkişiye gönderdiğini, bu sebeple doğal olarak düzenlenen raporun eksik ve hatalı olduğunu, çeki imzalayan kişinin diğer tüm çekleri imzalayan kişi olduğunu ve bu çeklerin tamamının şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde düzenlenip imza altına alındığını, hal böyle iken buna ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının belirtilen imza örnekleri toplanmadan sadece eksik imza incelemesine dayanılarak aleyhe hüküm kurulduğunu, davacı borçlunun muvazaaya işleme başvurduğunun ispatı için yerel mahkemeden her iki firmanın defter ve kayıtlarının incelenmesi ve dava konusu çekin dip koçanın ibrazının sağlanmasını talep ettiklerini, ancak defterler üzerinde gerekli incelemeler yapılmadığı gibi bu konu ile ilgili bilirkişice yapılan bir inceleme de bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; eğer imza davacının eli ürünü değilse bile o takdirde çekin davacı firmanın bilgisi dahilinde düzenlendiğini ve kesildiğini, davanın açılış tarihi ve dosyanın bilirkişiye tevdi tarihinde dahi imzanın kendisine ait olmadığını iddia edilmesinin iyi niyet kurulan ile bağdaşmayacağını ve bu hakkın kullanılmasının mahkemece korunması gerektiğini, raporunun tamamı ve sonuç kısmı incelendiğinde, hangi imzaların karşılaştırıldığı ne derecede benzerliklerin bulunduğu, imzaların hangi kıvrım ve atışlarda farklılık ve benzerliklere sahip olduğundan bahsedilmediğini, raporun bilimsellikten uzak olduğunu, tek bir rapor ile çelişkinin giderilemeyeceğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı taraf, davalı … ile davacı arasında organik bağ bulunduğunu ve ortaklarının kardeş olduğunu, iki firma arasında ciddi bir ticari alışveriş olduğunu, davacı firmanın son altı ay içerisinde diğer davalı firmaya kesilmiş ve ödenmiş çekleri olduğunu, diğer davalı firma borçlarını ödemeyemez oluncaya kadar kesilmiş çeklerin hepsinin aynı imzayı taşıdığını, bu çeklerin ödendiğini, çeki imzalayan kişi diğer tüm çekleri imzalayan kişidir ve bu çeklerin tamamı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde düzenlendiğini, ticari defterler üzerinde gerekli inceleme yapılması durumunda söz konusu çeklerin her iki şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun ortaya çıkacağını ileri sürmektedir. Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durularak davacı şirketin dava konusu çeki imzalayan kişi tarafından imzalanmış olduğu halde ödediği çekler bulunup bulunmadığı, dava konusu çeklerin davacı ve diğer davalı şirket ticari defterlerine kaydedilip edilmediği, hususlarının gerekli görüldüğü takdirde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespitinden sonra oluşacak duruma göre, karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davalı ….Bankası A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı ….Bankası A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 tarih ve 2017/216 Esas, 2020/258 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalı …. Bankası A.Ş.’ye İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2022
…
Başkan
…
…
Üye
…
…
Üye
…
…
Katip
…
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”